Siyasetçilerden gazetecilere, öğrencilerden işçi ve emekçilere binlerce insanın olmadık suçlamalarla cezaevlerine doldurulduğu Türkiye’de dün, hukukun nasıl “güçlü”den yana olduğunu gösteren çarpıcı iki örnek yaşandı. Bunlardan ilki, “Çocuklar ölmesin” dediği için öğretmen Ayşe Çelik’in cezaevine girmesi oldu. Ayşe öğretmen, 18 aylık kızını geride bırakarak cezaevine girdi. İkinci karar ise Soma’dan geldi. Türkiye tarihinin en büyük işçi cinayetlerinin başında gelen Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği maden işletmesinin sahibi Can Gürkan, aldığı 15 yıl hapis cezasına rağmen tahliye edildi. Ayşe öğretmenin içeri girdiği gün Gürkan dışarı salındı.
Yargı: Çocuklar ölsün!
Kürt sorununa dair çözüm sürecine son verilip, Çöktürme Planı’nın devreye konulduğu 2016 yılında telefonla katıldığı Beyaz Show adlı televizyon programında “Çocuklar ölmesin” dediği için hakkında “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açılan Ayşe öğretmen, 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezanın kesinleşmesi üzerine Nisan 2018’de bebeği ile cezaevine giren Ayşe öğretmen, kızının küçük olması nedeniyle iki hafta sonra tahliye edilip, cezasının infazı üç kez ertelendi. Ancak Ayşe öğretmen önceki gün cezaevi koşullarının ona uygun olmaması nedeniyle bebeğini annesine bırakıp, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne teslim oldu. Cezaevine giren Ayşe öğretmen için change.org’ta imza kampanyası başlatıldı. Anayasa Mahkemesi’ne Ayşe öğretmenin itirazını bir an önce karara bağlama çağrısı yapıldı.
Yargı: İşçiler de ölsün!
Ayşe öğretmenin cezaevine girdiği saatlerde bir başka isim cezaevinden salıverildi. O isim, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’dı. Manisa Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen işçi katliamında tam 301 madenci hayatını kaybetmişti. İşçi katliamının ardından olayla ilgili başlatılan adli soruşturma sonucunda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da aralarında olduğu 51 sanık hakkında 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama 11 Temmuz 2018’de sonuçlandı ve Can Gürkan’a 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Şirketin sahibi Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 37 sanık hakkında ise beraat kararı verildi.
Çelik içeri, Gürkan dışarı
Gerekçeli kararın açıklanmasından sonra hem sanıkların hem de mağdur ailelerin avukatları, üst mahkeme durumundaki İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulundu. 14. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı onadı. Ancak kararla birlikte, tutuklu sanıklardan Can Gürkan’ın tahliyesine karar verildi. Tahliye kararı ile birlikte İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Gürkan, salıverildi.
Ayşe öğretmen: Sözlerimin arkasındayım
“Çocuklar ölmesin” sözünün arkasında olduğunu söyleyen Ayşe öğretmen, önceki gün 18 aylık kızı Dêran’ı annesine bırakarak cezaevine girdi. Avukatı aracılığıyla DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ayşe öğretmen, en çok çocuğundan ayrıldığı için zorlandığını söyledi. Kendisine bu cezayı verenlere hakkını helal etmediğini söyleyen Ayşe öğretmen, halen sözlerinin arkasında olduğunu vurguladı. Ayşe öğretmen, “Ben bir suç işlemedim. Kadınların, çocukların mağduriyetine dikkat çekmek için samimi duygularımı ifade ettim. Çocuğumu çok özlüyorum. Bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılacağına inanıyorum” dedi. Ayşe öğretmenin kızını bıraktığı annesi Fahriye Tamir de, “Benim çocuğum kötü bir şey yapmadı, insancıl bir istekte bulundu. Bu talebin karşılığı bu olmamalıydı. Benim kızımın ciğeri başka insanlara yandı. Karşılığı kendi ciğerinin yakılması olmamalıydı” diyor.
İSTANBUL