Soma katliamının sorumlusunun iktidar ve sendikal bürokrasi olduğunu vurgulayan yüzlerce kişi, düzenledikleri yürüyüşle 301 işçiyi andı
Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasında 301 madencinin katledilmesinin 10’uncu yılında çok sayıda oda, sendika, siyasi parti ve kitle örgütü ilçede yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe madenci aileleri, 301 Madenci Derneği, TMMOB, Çağdaş Hukukçular Derneği, TİP, DİSK, EMEP, DEM Parti, SOL Parti, Eğitim Sen, TKP, Tüm Emekli Sen, ESM, SES, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, Manisa Tabip Odası, Eğitim İş katıldı. Cengiz Topel Meydanı’nda toplanan kitle Beş Yol Madenci Anıtı’na yürüdü. Kitle “301’in hesabı sorulacak”, “Kaza değil katliam, kader değil cinayet”, “Atılan tekmeyi unutmadık”, “Soma’yı unutma unutturma” sloganlarını attı.
Eğitim-Sen adına konuşan Mustafa Savur, madencilerin işyerlerinde ölmeye devam ettiğini, İSİG verilerine göre her yıl 2 bin civarında işçinin işyerlerinde yaşamını yitirdiğini kaydetti. Kamu görevlilerinin yargılandığı davaya da değinen Savur, “Bu davanın takip edilmesi yeni ölümlerin olmaması için önemlidir. Herkesi 12 Eylül’de yapılacak davayı takip etmeye davet ediyoruz” dedi.
‘Adalet aramaya devam ediyoruz’
301 Madenci Derneği adına konuşan İsmail Çolak da şunları söyledi: “Katledilen 301 madenci aileleri olarak yaklaşık 10 yıldan beri verdiğimiz bir adalet mücadelesi var. Maalesef biz adaletin ülkemizde bazı insanların tekelinde olduğunu bilemedik. Çocuklarımızı katledenlerin hiçbiri cezaevinde değil, ödüllendirerek tahliyelerine karar verdiler. Ama 301 madencinin hak ve adalet mücadelesini veren Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay şu anda tutsaklar. Türkiye’de bulamadığımız adaleti maalesef AİHM’den bulmaya çalışıyoruz.”
‘Kapitalizm işçi sağlığını ön plana almaz’
Bağımsız Maden İş Sendikası adına konuşan Ferhat Akılman, “Patronların çok fazla kâr elde etmelerinin ve ceplerini doldurmanın hırsı toplumun acısını tazeliyor. 301 madencinin ve hala İliç’te toprak altında olan madencilerin hesabı sorulacaktır” ifadelerini kullandı. Tabipler Odası adına konuşan Mustafa Torun da “Bu iş kazası değil iş cinayeti değil, katliamdır. Koruyucu hekimliğin en önemli ögelerinden birisi işçi sağlığıdır. Kapitalizm hiçbir zaman işçi sağlığını ön plana almaz” diye konuştu.
’İşçiler ölüme terk ediliyor’
KESK adına konuşan Ayfer Koçak da aradan 10 yıl geçmesine rağmen ailelerin, madencilerin, emekçilerin acısında en ufak bir değişikliğin yaşanmadığını söyledi. AKP iktidarı döneminde hızla özelleştirme yaşandığını belirten Koçak, “Kamunun yönetmesi gereken madenler bilgi birikiminin var olup olmadığına bakılmadan, bilimsel yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığına bakılmadan maalesef tek kriterin yandaşlık ve sermaye olduğu şartlarda işçiler, emekçiler ölüme terk ediliyor” diye belirtti.
‘301 işçinin katili iktidar’
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ise Soma’daki 301 işçinin katilini sermaye, iktidar ve sendikal bürokrasinin kendisi olduğunu vurguladı. Aslan, “Bu ülkede, sömürü ve baskı düzeninin devam etmesi için sermayenin önüne kırmızı halı seren en başta saray rejimidir. Yeni saldırı yasalarını parlamentoya getirmeye hazırlanıyorlar. 12. kalkınma paketi ve 3 yıllık orta vadeli planı bu ülkede daha fazla işçi cinayeti, yoğun emek sömürüsü sendikasızlaştırma olarak gelecektir” dedi.
MANİSA