Cizîr’de 2015’te ilan edilen yasakların ilkinde oğlunu, ikincisinde eşini kaybeden Hamşi Çağlı yaşadıkları süreci anlatarak, adalet yok diyerek, oğlunun ismini aynı mücadeleyi sürdürsün diye torununa verdiğini belirtti
Şirnex’in(Şırnak) Cizîr (Cizre) ilçesinde 2015 sürecinde ikinci yasağın tarihi olan 14 Aralık’ta başlayan abluka 79 gün sürerken bu süreçte birçoğu bodrumlarda diri diri yakılarak en az 288 yurttaş katledildi.
4 Eylül’de ilan edilen ve 9 gün süren sokağa çıkma yasakları sırasında hayatını kaybedenlerden biri de 18 yaşındaki Osman Çağlı oldu. Çağlı’nın ardından ikinci yasakta ise 70 yaşındaki babası Nuri Çağlı katledildi. Başlatılan soruşturmalarda, “etkin soruşturma” yürütülmedi ve aradan geçen zamanda hiçbir sorumlunun ifadesi alınmadı. Osman Çağlı için ailenin avukatları aracılığıyla yerel mahkemeye yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalınca, 10 Nisan 2019’da Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruldu. Yargılama AYM’de devam ediyor. Nuri Çağlı’nın faillerinin yargılanması talebiyle açılan dosya ise, Cizre Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yetkisizlik kararı verilerek, Şirnex’e gönderildi. Yargılama hala tamamlanmış değil.
Kan kaybından hayatını kaybetti
Cudi Mahallesi’nde ailesiyle yaşayan Osman Çağlı 11 çocuklu ailenin en küçüğüydü. Lise son sınıf öğrencisi olan Çağlı, keskin nişancılar tarafından evlerinin bulunduğu sokakta vurularak, ağır yaralandı. Mahalleye çağrılan ambulans “güvenlik” gerekçesiyle engellenip, müdahale edilmeyince Çağlı, kan kaybından hayatını kaybetti.
Baba Nuri Çağlı ise, ikinci kez ilan edilen ve 79 gün süren yasak sırasında evlerine isabet eden havan topu nedeniyle ağır yaralandı. Ambulansla hastaneye kaldırılarak, tedavi altına alınan Çağlı, bir aylık yaşam mücadelesinin sonunda hastanede hayatını kaybetti.
Torunuma adını verdim
Baba ve oğul, Cizîr Asri Mezarlığı’nda yan yana toprağa verilirken, mezarlarına birçok kez yapılan saldırıda özellikle Osman Çağlı’nın mezarı defalarca tahrip edildi.
Oğlunu ve eşini kaybeden 70 yaşındaki Hamşi Çağlı, Mezopotamya Ajansı’nda (MA) Zeynep Durgut’a yaşadıkları süreci anlattı. “Devlete hakkımı helal etmiyorum” diyen Çağlı, “Çok ağır bir savaş vardı. O süreçte evdeydik ancak nefes alamıyorduk. Bazen sırf nefes alabilmek için sokağa çıkıyorduk. Osman da evde rahat edemiyordu. İlçede ilk ilan edilen yasağın 6’ncı gününde oğlum hedef gözetilerek vuruldu. Olay yerinde yaralandı. Kan kaybından yaşamını yitirdi. Osman benim en küçük oğlumdu. O benim azizimdi. Bunun içinde torunuma onun ismini verdim. Belki o da Osman’ın yolunda yürür. Oğlum katledildikten sonra da mezarına saldırdılar ve mezar taşını kırdılar” dedi.
Kendi evimizde katledildi
Eşinin de aynı güçler tarafından aynı şekilde katledildiğini söyleyen Çağlı, “İkinci yasakta da buradaydık. Eşim öğle namazını kılmak için hazırlanıyordu. Evin balkonuna havan topu attılar. Topun bir parçası bacağına isabet etti. O da aynı oğlum gibi orada ağır yaralandı. Hastaneye götürdük bir aya yakın tedavi gördü. Durumu ağırdı ve daha fazla dayanamadı. Bir insanın kendi evinde katledilmesinden daha büyük bir zulüm var mı? Dışarıya çıkıp su alamıyorduk. Adalet yok. Sadece Allah’ın adaletine inancım kaldı” diyerek mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
ŞIRNEX