Yeniden yazdım. İdare ve Gözlem Kurulu, henüz karar vermedi, dediler. Sonunda kurul, sohbet hakkımı kabul etmiş. Zaten var olan hakkımı, Cezaevi ve Gözlem Kurulu, bana vermiş!
Hüseyin Aykol
Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra Dünya Basın Özgürlüğü Günü olan 3 Mayıs 2023 tarihinde Ankara’da tutuklanan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, 11 Haziran 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Geçen hafta açık görüş haftasıydı. Daha önceden 6 kişinin görüşüme gelebileceği belirtilmişti. Ailem de 5 kişi olarak geldi. Ancak görüşçülerimden biri içeriye alınmamış. Dört yetişkin ve iki çocuk içeri girebilir, demişler. Oysa burada birlikte kaldığım arkadaşlar, böyle bir kuralın olmadığını söylüyorlar. Normalde benim gibi yeni tutuklananlara görüş günümü ve saatini tebliğ ediyorlar ama bu sayı konusunda hiçbir şey söylenmedi. Bu yüzden, kardeşlerimden biriyle konuşamamış oldum ve çok üzüldüm.
Buraya dair bir başka sorunum ise mahpusların haftalık sohbet hakkı üzerine. Normalde haftada 10 saat başka koğuşlardaki kişilerle sohbet hakkımız var. Bu hakkımızı tam olarak kullanamadığımız gibi mümkün olduğunca engellemeye çalışıyorlar. Nitekim ilk kez sohbete çıkarılmayınca, niçin çıkarılmadığımı sordum. Dilekçe yazmadığımı söylediler. Sonra dilekçe yazdım. Bu kez geç yazdığımı söylediler. Yeniden yazdım. İdare ve Gözlem Kurulu, henüz karar vermedi, dediler. Sonunda kurul, sohbet hakkımı kabul etmiş. Zaten var olan hakkımı, Cezaevi ve Gözlem Kurulu, bana vermiş!”
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Bahattin Salhan 5 Haziran 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “İçeridekiler olarak son birkaç ayı enflasyon, pahalılık, deprem, seçim ve benzeri konular etrafında döndük dolaştık. Tabii zindan koşullarına gelince pek değişen bir şeyin olmadığını da belirtmek isterim. Onlarca arkadaşımız cezaları bitmelerine rağmen, keyfi şekilde bırakılmamaya devam ediliyor. İktidardan bağımsız olmasa da, cezaevi idaresi de her türlü keyfi, hukuksuz uygulamayı sürdürüyor.
Üç yıldan fazladır sohbetler, kurslar yapılmıyorsa, bu uygulamalar idareden kaynaklanıyor. Halen 10 saatlik sohbet hakkımız ayda 6 kişiyle 3 saat olarak sınırlanmış durumda. Yani anlayacağınız görüş, ortak alanlar, sağlık (hastane, revir) her şeyde sınırlamalar devam ediyor. Şikayetlerimizi birkaç ay boyunca dilekçe ve mektuplarla hemen hemen her yere yazdık. Ama hiçbir çözüm üretilmeyen bir süreçteyiz. Böyle giderse çözüm üretilmeyeceği de ortada.
Meclis’ten ya da avukatlardan oluşan heyetler de geldi. Ama maalesef pek bir şey değişmedi. Sahi değişen bir şey oldu: Bize bir Rusça TV kanalını verdiler. Çok komik olsa gerek; ama Rusçayı bilseydik iyi olurdu yani. En basiti yemek, sağlık, pahalılık, telefon görüşleri, oda değişimleri, kurslar-spor-sohbet ve benzeri hususlar her an çözülebilecek sorunlardan tutun da insanların cezalarının bitip, bırakılmaması; yani aynı sorunlar aynen devam ediyor.
Bu arada, bolca yeni cezaevi açılıyor. (Cezaevi sayısı 407 oldu) Buradan da sürgünler oluyor. Sanırım yeni açılan zindanları doldurmak üzere her yerden tutukluları götürüyorlar. Bu bir zihniyet meselesi ve bu zihniyet değişmeden içeride-dışarıda hak ihlalleri devam eder. Sorunlar çözülmez. Ancak bizdeki umut da tükenmez, direniş sürer. Bizler de inatçıyız. Bakalım ne olacak?”
* * *
Diyarbakır 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan gazeteci arkadaşlarımızdan Mehmet Şah Oruç, 7 Haziran 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Mektubunuz elime geç ulaştı. O nedenle geç cevap verebildiğim için üzgünüm. Kürt gazeteciler olarak toplumun sesi olduğumuz için sesimiz kısılmak isteniyor. Ancak Kürt gazetecilerin sesini -geçmişte olduğu gibi- hiçbir zaman kısamayacaklar. Buradaki arkadaşların da selamları var. Özgür yarınlarda buluşmak üzere sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
* * *
Erzurum-Dumlu 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan hükümlü gazeteci arkadaşlarımızdan Ziya Ataman, 9 Haziran 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ankara’da tahliye olan gazeteci arkadaşlarımızın sevindirici haberini gazeteden öğrenmiştim. Uzun zamandır gazete istememiştim. Mahkeme sonuçlarını öğrenebilmek için aldım. Bu defa da Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz arkadaşlarımız tutuklandı. Bu yüzden sevincimiz yarıda kaldı. Bana gönderdiğiniz posta pulları bu kez bana verilmedi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün bu yönde talimatı olduğunu söylüyorlar.”
* * *
Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Dr. Ayhan Kavak, 16 Mayıs 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Hani derler ya, umut yoksulun ekmeği diye. İşte biz de hani olur da diye umudumuzu harladık. Lakin beklediğimiz gibi olmadı. Yine de kışın tez elden gitmesi temennisiyle başladım yazmaya. Bizde on yılların deneyimlerinden çıkarılan bir şey var. Derler ki, “şutikini sıkı bağla.” Velhasıl sıkı bağlı bir şutiğimiz olacak, her zaman olduğu gibi. Buradaki arkadaşların da selamı var.”
* * *
“İlginç Zamanlarda Yaşamak” isimli kitabım Aram Yayınları tarafından 2019 yılının Nisan ayında yayınlandı. Yani kitabın basımının üzerinden dört yıl geçmiş bulunuyor. Şimdiye kadar hakkında toplatma kararı falan verilmemiş olan ve ilk baskısı kısa süre içinde tükenen kitap, bildiğim kadarıyla pek çok cezaevine girdi ve oralarda da ilgiyle okundu. Ancak Sincan’da yeni açılan 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde cezaevinin eğitim kurulu kitabımı sakıncalı bulmuş ve orada tutulmakta olan Ramazan Çeper’e vermemiş. Hukuk eğitimi almamış söz konusu kişilerin verdiği karara okurumuz -haklı olarak- itiraz etmiş. Sonucun ne olacağını merakla bekliyorum!
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Dicle Müftüoğlu – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Bahattin Salhan – Bolu F Tipi Cezaevi
M. Şah Oruç – Diyarbakır 1 nolu Yük. Güv. CİK
Ziya Ataman – Dumlu 2 nolu Yük. Güv. CİK
Ayhan Kavak – Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi
Bülent Parmaksız – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Ramazan Çeper – Sincan 2 nolu Yük. Güv. CİK