Birçok savaş suçu işlediği raporlaştırılan Türkiye destekli SMO, katlettiği sağlık çalışanı Mihemed Bozan Xelil’in cansız bedenine ait fotoğrafı ailesine gönderdi. Xelil’in babası Bozan Xelil, ‘Oğlumu benimle konuşurken vurdular’ dedi
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlayan saldırısında yer alan Suriye Milli Ordusu (SMO) adı altında paramiliter gruplar, insan hakları örgütlerinin raporlarına da yansıyan birçok savaş suçu işlediler. Paramiliter gruplar, sivilleri ve sağlık çalışanları da hedef alarak katletti. Bu katliamlamlardan biri de Girê Spî’de yaşandı. Paramiliter gruplar, 13 Ekim’de ambulans şoförü olan Mihemed Bozan Xelil (19) ve yanındaki sağlık çalışanlarını katletti.
Bununla da yetinmeyen paramiliter gruplar, katlettikleri Mihemed Bozan Xelil’in görüntüsünü babasına gönderdi. ANHA’ya konuşan ve oğlunun Heyva Sor a Kurd üyesi olarak halkın hizmetinde olan bir ambulans şoförü olduğunu dile getiren Bozan Xelil, yaşatılan vahşeti anlattı.
‘Tarif edilemez acılar yaşadım’
Türkiye’nin bombalamaları sonrasında Girê Spî’den ayrılmak zorunda kaldıklarını söyleyen Xelil, oğlunun tüm saldırılara rağmen görevini terk etmeyerek halkına hizmet ettiğini kaydetti. Girê Spî’den ayrılırken gördüklerini anlatan Xelil, şunları kaydetti: “Eyn Îsa’ya gittik. Ancak Türk devletine ait uçaklar her yeri bombalıyordu. Yolda bombalanan araçlar ve evler görüyorduk. Yaşamını yitiren sivil insanların cenazeleri parçalanmış halde sokaklarda duruyordu. Gökyüzünü kara dumanlar kaplamıştı. Tüm bunlar beni çok fazla üzdü. Ancak oğlumun şahadet haberini alınca tarif edilemez acılar yaşadım.”
Telefonla konuşurken vurdular
Oğlunun katledilmeden önce kendisi ile telefonda konuştuğunu belirten Xelil, o anları şöyle anlattı: “Telefon ile konuşuyorduk. Bana çatışmaların olduğu bölgeden bazı yaralıların olduğunu ve bu yaralıları hastaneye götüreceklerini söyledi. Tam o esnada kurşun sesleri duymaya başladım. Birden oğlumun sesi kesildi. Hemşirelerin çığlık sesleri yükseldi. Daha sonra kurşunların sesi çok daha yakından gelmeye başladı. Oğlumun düşen telefonunu bir çete kaldırarak bana ‘Oğlunu ve iki hemşireyi öldürdüm’ dedi. İşte o esnada tarif edilemez bir acı hissettim.”
SOHR da raporlaştırdı
Yaşanan bu katliamı Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 25 Ekim’de detayları ile birlikte kamuoyuna paylaştı. SOHR, Türk devletine bağlı paramiliter grupların 3 sağlık çalışanını Silûk beldesine yakın bir yerde katlettikten sonra cenazelerini ise kanalizasyona attığını belirtti.
Bu grupların İslam dinini kullanarak vahşi katliamlar gerçekleştirdiğini ifade eden Xelil, uluslararası güçlere de tepki göstererek, “Bu katliamlarda parmağı olan herkes kendisini gözden geçirmelidir. Türk devleti için sivilleri katletmek rutin bir hal aldı” dedi.
Cansız bedenin fotoğrafını attılar
Oğlunun katledildiğine emin olan Xelil, oğlunun telefonu ile çetelerle iletişim kurup cenazesini almak istedi. Ancak paramiliter gruplar oğlunun cenazesini teslim etmedi. Bunun yerine oğlunun kanlar içindeki cansız bedenine ait bir fotoğrafı gönderdiler. Kobanê Kanton Şehit Aileleri Meclisi, birkaç hafta öncesinde Xelil’in yaşamını yitirdiğini açıkladı ve Mihemed için bir merasim düzenledi. Mihemed’in ailesi merasime katıldı ancak halen oğullarının cenazelerini arıyor.
Savaş suçları kabarık
Türkiye destekli bu grupların katliamları Cenevre protokolüne göre savaş suçu olarak değerlendiriliyor. Protokolün 16’ıncı maddesine göre sivil insanlar, sağlık çalışanları ve yardım kuruluşlarına bağlı çalışanlar herhangi bir saldırıya maruz kalmamalıdır. Yine aynı maddeye göre savaş esnasında teslim olanlar, esir düşenler, hastalar veya batan bir geminin içinde bulunan askerler dahi herhangi bir tehdit ile karşılanmamalıdır.
Paramiliter gruplar, tüm bu değerleri hiçe sayarak bölgede birçok savaş suçuna imza attı. SMO, daha önce de katlettiği sivillerin cansız bedenini ailelerine göndermiş, sağ olarak kaçırılanlardan ise fidye istemişti. Gruplar ayrıca yağma, talan, infaz ve taciz gibi BM raporlarına da yansıyan birçok uygulamada bulunmaya devam ediyor.
KOBANÊ