Slovakya sınırında gözaltına alınan mülteciler, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirterek, ‘Yapılan bunca zulüm, işkence ve insanlık dışı müdahaleden sonra yapılacak olan hiçbir iyileştirmeyi kabul etmiyor ve özgürlüğümüzü istiyoruz’ dedi
Slovakya sınırında 2 Ekim’de gözaltına alınarak Medved’ov Yabancılar İçin Polis Gözaltı Merkezi’ne götürülen 55 mülteciden U.Y., E.Ş. ve U.Ç.’nin ailesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
İltica başvurularına yanıt verilmeyen ve tutuldukları kamp koşullarının kötü olması nedeniyle 49 mülteci açlık grevine başlarken, mültecilerin yakınları yaşamlarından endişe duyduklarını belirtti.
Mültecilerin tutuldukları yerlerin koşullarına ilişkin konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kamp koşullarının insani olmadığına ve hukuka aykırı müdahale olduğuna dikkat çekti.
Slovakya’da gözaltına alınan mültecilerin de hukuk dışı müdahalelere maruz kaldığını belirten Yoleri, uygulamaların suç olduğunu kaydetti.
Slovakya sınırında gözaltına alınan U.Y.’nin annesi Özgül Yapal, gözaltına alınanların darp edildiğini, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. Soruna ilişkin hiçbir yetkiliye ulaşamadıklarını kaydeden Yapal, tutukluların iltica hakkını talep ettiklerini söyledi.
Yapal, “Ben çocuğumun iltica hakkını kullanmasını istiyorum. Çocuğumun ve arkadaşlarının bir an önce oradan çıkarılmasını istiyorum. Çocuklarımız orada yavaş yavaş öldürülüyorlar. Endişeliyiz” dedi.
Mültecilerden U.Ç.’nin arkadaşı Berfin Dilan Güven, cezaevinde bulunan 49 mültecinin yaşadıkları sıkıntıları ve taleplerini kaleme aldığı yazıyı okudu.
‘Can güvenliğimiz yok’
Gönderdikleri metinde, günlük en az 1 saat olan açık hava egzersizi haklarını kullanamadıklarını belirten tutuklular, sağlık sorunlarıyla ilgilenilmediğini, tuvalette su içmek zorunda kaldıklarını, tercümanlarla kendilerinin ifade edilmesine izin verilmediğini, temizlik için gerekli malzemelere ulaşamadıklarını belirterek, “22 gündür ailesiyle görüşemeyen arkadaşlarımız olduğu gibi defalarca iltica başvurusunda bulunup değerlendirmeye alınmayıp, 50 günden fazladır alıkonulan arkadaşlarımız var. 55 kişiye verilmesi gereken market kağıdı 10 kişiye verildiği için ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor, mağdur oluyoruz. Narkotikten ceza almış, kriminal suçlularla aynı koğuşta kalıyor ve can güvenliğimizin olmamasından dolayı endişe duyuyor, uyku uyuyamıyoruz. Ayrıca, polisler havaya mermi sıkarak gözdağı veriyor, köpeklerle koğuşları basıyor, arkadaşlarımıza hem psikolojik hem fiziksel şiddet uyguluyorlar. Pek çok arkadaşımızın vücudunda morluklar var” aktarımlarında bulundu.
Zorla kağıt imzalatılıyor
Metnin devamında, Irak, Afganistan ve Türkiye’den giden mülteciler oldukları için ırkçılığa uğradıklarını aktaran tutuklular, kendilerine “terörist, taliban, hindi” gibi söylemlerde bulunulduğunu belirtti. Tutuklular metnin devamında şu ifadelerde bulundu: “ ‘Bunların hepsini öldürmek gerek’ şeklinde nefret söylemlerinde bulunuyorlar. Yemekhanede ellerinde joplarla gözdağı veriyorlar. Kendi iç işleri bakanlığı tarafından yayınlanmış olan bildirideki hiçbir maddeyi uygulamıyorlar. Anlamını bilmediğimiz ve ne yazdığını anlamadığımız Slovakça dilindeki bir sürü kağıdı zorla ve şiddet kullanarak imzalatıyorlar. Deport isteyen arkadaşlarımızı göndermek üzere Frontex firmasından gelen tercüman, polislerin yanında bize küfür ederken polisler hiçbir müdahalede bulunmayıp gülüyorlar” denildi.
“Yapılan bunca zulüm, işkence ve insanlık dışı müdahaleden sonra yapılacak olan hiçbir iyileştirmeyi kabul etmiyor ve özgürlüğümüzü istiyoruz” denilen metinde, yardım çağrısında bulunuldu.
Kaynak: MA