Siyasi tutsaklar ile farklı coğrafyalarda yaşayan fotoğrafçıların özgürlük imgelerinin buluştuğu ‘Karanlıkta Kahkaha’ sergisi, Karşı Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor
Uzun yıllardır cezaevindeki siyasi tutsaklar ile dayanışma gösteren ve bu noktada sanatsal faaliyetler yürüten Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf Grubu, farklı cezaevlerinde kalan tutsakların çalışmalarını konu alan “Karanlıkta Kahkaha” adlı sergisi açtı. İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat mekanında sanatseverleri bekleyen sergide, uzun yıllardır cezaevinde tutulan yazar, şair, ressam ve mimarlar ile farklı coğrafyalarda yaşayan fotoğrafçıların imgeleri bir araya getirildi.
Karanlıkta Kahkaha sergisini gezmek isteyen sanatseverleri salonunun girişinde bir afiş karşılarken, afişte “Dışarısı dar, sokaklar sıkışık, meydanlar boş. Düşünce dünyası soluk kesici bir sessizliğe batmış. Arkadaşlarımız eksik, neşemiz de. Sanatın ve siyasetin vasatlığı çöktü üzerimize. Şikayet etmek gibi olmasın! İçeride olmanın zorluğunu yaşayan bilir ama buralar da pek havadar değil. (…) İçerisi ve dışarısı arasında ayrım bu kadar belirsizleşmişken, sana yeniden seslenme gereği duyduk. Dünyadan sürgün edilmeye çalışılan insanların, her gün yeni dünyalar açan yaşam bilgisine kulak vermek istiyoruz. Bu nedenle sizlere soruyoruz; Kısıtlı imkanlarla hatta imkansızlıklar içinde kendini yeniden üretmek nasıl mümkün? (…) Sevgiyle” şeklinde bir not yer almakta.
Sergi salonunda ise ziyaretçileri siyah arka fona sahip bir dev ekran karşılarken, ekranda tutsaklara ait şiirler seslendiriliyor. Böylelikle ziyaretçiler tutsakların düşünce dünyasına davet ediliyor.
Sergide göze çarpan ayrıntılardan biri de, salonun ortasında duran saydam cam masa oluyor. Masanın iç cam bölmesinde tutsaklara ait mektup ve fotoğraflar bulunurken, bu durumun ziyaretçilerde bir kavuşma duygusu yaratması amaçlanıyor.
Sergi alanının duvarları ise baştan sona tutsakların resim ve karikatür çizimleriyle renklendirilmiş. Ziyaretçiler, buradaki çizimlerde tutsakların ağır cezaevi koşullarına rağmen zengin hayal dünyalarına yakından tanıklık ederken, çizimlerde işlenen ana tema ise “özgürlük” olarak öne çıkıyor.
Tutsaklara ait çizimler ayrıca ziyaretçileri kimi noktalarda sorgulamaya itiyor. Odun ateşinde yanan bir çaydanlığı resmeden bir tutsak, özgürlüğü şu şekilde tanımlıyor: “Hürriyet ve aşk. Bana bu ikisi lazım. Aşk için hayatımı, hürriyet için aşkımı feda ederim.” Sergide ayrıca tutsakların cezaevinde kaleme aldığı kitaplar ve farklı coğrafyalarda yaşayan fotoğrafçıların da birbirinden farklı fotoğrafları ziyaretçilerle buluşuyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan İbrahim Irmak’a konuşan Karşı Sanat Çalışmaları’ndan Ezgi Bakçay, serginin büyük bir emek sonucu hazırlandığını söylerken, ortaya çıkış sürecine dair şu ifadelerde bulundu: Biz Karşı Sanat Çalışmaları olarak Görülmüştür. Org yardımıyla tutuklularla mektuplaşmaya başladık ve onlara hala üretmek ve yaşamak ile umutlarını nasıl bu kadar diri tutabildiklerini sorduk, onlar da buna cevaben, resimler, karikatürler, öykü ve şiirler gönderdiler. Sergide bunları görebiliyoruz ve hatta duyabiliyoruz.”
‘30’un üzerinde tutsağın elinin izi ve sesi var burada’
Sergide, cezaevinde bulunan siyasi tutsaklar ile dışarıdakiler arasında bir köprü oluşturmayı amaçladıklarını belirten Bakçay, “Çok uzun yıllardır tutsak bulunan sanatçıların, yazarların, şairlerin metinlerinden ve karikatürlerinden oluşan bir sergi ile karşı karşıyasınız. 30’un üzerinde tutsağın elinin izi ve sesi var burada. Amacımız, düşünceleri ve eserleri yüzünden tutsak bulunan yaratıcı insanların sesini ve soluğunu dışarıda da duyurarak paylaşmak ve çoğaltmak” dedi.
‘Politik sorumlulukları olan bir sanat galerisi’
Karşı Sanat Çalışmaları olarak her yıl bu tür sergiler ile sanatseverle buluşmaya özen gösterdiklerini ifade eden Bakçay, “Çünkü burası politik sorumlulukları olan bir sanat galerisi. Bize göre sanat tam da bu tür bir mümkünler evreni yaratabilen, içerisi ve dışarısı arasında ilişkiyi sürdüren, aslında sınırları aşan bir eylem biçimi. Dolayısıyla da bir politika ve sanat tanımı da yapan, kendince kültür sanat alanında örnek oluşturmaya çalışan bir seçki bu. Bu bizim en çok gezilen sergilerimizden biri. Aslında ziyaretçiler tutuklular ile bir tür kavuşma ve görüş için geliyorlar. Bu karşılaşmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Sergiye olan ilgiden de biliyoruz ki aslında tutsaklık sadece içeride olan insanları ilgilendirmiyor. Yüzlerce arkadaşa, dosta da etki ediyor. Aslında bu da bizlere ‘acaba hangilerimiz içeride, hangilerimiz dışarıda’ sorusunu da sorduruyor.”
Ziyaretçilere çağrı
Serginin 21 Ekim’e kadar açık olacağı bilgisini paylaşan Bakçay, sergiye gelecek olan ziyaretçilere ise şu çağrıda bulundu: “Karanlıkta Kahkaha sergisi, ülkedeki özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir parçası. Bu sürecin bir devamı olarak bu sergiyi gezmek ve mümkünse bu sergide karşılaşacak insanlarla iletişime geçmek ve hatta bir mektup arkadaşı edinmek özgürlüğünden mahkum edilmiş düşünce suçluları için çok büyük bir değer taşıyacak.”
İSTANBUL