Siyasi partiler, Sedat Peker’in yolsuzluk iddialarıyla ilgili Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve TOBB Deniz Meclisi Üyesi Salih Orakçı ile ilgili rüşvet ve yolsuzluk iddialarının ardından muhalefet partileri konuyu yargıya taşıdı.
Peker’in iddialarının araştırılmasını talep eden siyasi parti temsilcileri Sıhhiye’de bulunan Ankara Adliyesi’ne gelerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
CHP’den suç duyurusu
Sedat Peker’in gündeme getirdiği iddialara ilişkin CHP adına Ankara Adliyesi’ne gelerek suç duyurusunda bulunan heyetin başında CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek yer aldı. CHP’li Erkek ile birlikte Ankara Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Levent Gök, Murat Emir, Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan ve CHP Yurtdışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan adliyeye girerek suç duyurusunda bulundu.
Zafer Partisi’nden suç duyurusu
Eski SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında suç duyurusunda bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ adliye önünde yaptığı açıklamada, “Şimdiden uyarıyoruz, kanunsuz emirler alıp soruşturmayı engellemeye çalışanlar, kulağının üzerine yatanlar olursa bunun hesabını da bağımsız Türk yargısının önünde kısa zaman içerisinde verirler” dedi.
Meclis’e taşıyarak araştırma komisyonu istedi
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da, Peker’in, SPK eski Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ile ilgili rüşvet iddialarını Meclis gündemine taşıdı.
Peker’in iddialarının araştırılması için Meclis’te komisyon kurulmasını isteyen Kılıç, tüm siyasi partilere de “temiz toplum” çağrısı yaptı. Kılıç, “Gelin, mafya-devlet-siyaset sarmalındaki ilişkileri tüm detaylarıyla araştıralım, ortaya çıkartalım, temiz bir sayfa açalım” dedi.
Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada Peker’in ortaya attığı iddiaların Susurluk olayını akıllara getirdiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Kamuoyuna yansıyan ve büyük bölümü doğrulanan iddiaların tüm yönleriyle araştırılarak suç işleyenlerin, rüşvet alanların ve yolsuzluk yapanların yanına kâr kalmaması, ülkemizin yeniden bir hukuk devleti olabilmesi ve temiz toplum hedefinin yaşama geçirilmesini sağlayacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim. Türkiye, uzun bir süredir kamu yöneticilerinin ve iktidara yakın üst düzey siyasetçilerin adlarının karıştığı yolsuzluk, rüşvet, el koyma, şantaj olaylarının ortalığa saçıldığı bir dönemi yaşamaktadır. İktidar ve yargının süreci sadece izlemesi, adalet kavramının içini boşaltmıştır. Sedat Peker’in bu iddialarda bulunmaya başladığı tarihten itibaren başta Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP örgütü ve milletvekilleri olarak, savcıların resen soruşturma açarak bu iddiaların doğru olup olmadığı konusunda inceleme yapmasını talep ettik ve bekledik. Ancak bugüne kadar bırakın ‘AKP yargısı’ haline gelen yargı mensuplarının soruşturma veya inceleme başlatmasını, savcılar adeta gözlerini, kulaklarını, ağızlarını kapatarak ‘ben görmedim, ben duymadım, ben bilmiyorum’ oyununu oynadılar Yürekli, ülkesini, milletini ve vatanını seven bir savcı çıkıp da ‘yolsuzluk, rüşvet, el koyma, şantaj sarmalını’ inceleme, araştırma cesaretini ortaya koyamadı. Sedat Peker’in son olarak, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı kişilerin rüşvet aldığı iddialarına ilişkin yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düşmüştür. WhatsApp yazışmaları ve belgeleriyle ortaya konan bu iddialardan sonra Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP örgütü olarak bugün suç duyurusunda bulunacağımızı açıklamıştır. Bu belgelerden sonra ‘rüşvetin belgesi mi olurmuş’ sözü de tarihe karışmış oldu. Cumhurbaşkanı danışmanı olan ve Sedat Peker’in belgeleyerek rüşvet suçlamasında bulunduğu Serkan Taranoğlu hakkında istifa ettiğine dair haberler yayılmıştır. İstifa ettiği yönündeki haberler olumlu, ancak bundan sonraki süreçte sadece istifa ederek TCK’da suç sayılan bu eyleminden ceza almayacağını sanmasın. Adalet geç de olsa yerini bulacaktır. Gelin, mafya-devlet-siyaset sarmalındaki ilişkileri tüm detaylarıyla araştıralım, ortaya çıkartalım, temiz bir sayfa açalım. Polis memurlarından çetesi olan savcı baronlarını araştıralım, ortaya çıkartalım. Her gün sokaklarda uyuşturucunun etkisi ile kendini kaybeden, yerden yere atan gençlerimiz kamuoyuna yansıyor. ‘Uyuşturucu nasıl bu kadar kolay yayılabiliyor, elde edilebiliyor’ diye düşünürken uyuşturucu kuryesi polisleri, uyuşturucu baronu savcıları görünce sorunun cevabını da bulmuş oluyoruz.”
Ne olmuştu?
Sedat Peker, “Deli Çavuş” adlı sosyal medya hesabı aracılığıyla eski SPK Başkanı Ali Fuat Tașkesenlioğlu, AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve TOBB üyesi Salih Orakcı’nın rüşvet aldığını ileri sürmüştü. SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i, AK Partili Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirdiğini iddia eden Peker, Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Mine Tozlu’yu Way Out adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini söylemişti. Peker, burada Mine Tozlu Sineren’den 12 milyon lira danışmanlık adı altında “rüşvet” istendiğini öne sürdü ve belge paylaşmıştı. Sineren’in parayı ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun, Sineren’e ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini belirtmişti. Halk TV canlı yayınına katılan Mine Tozlu Sineren, iş hayatı boyunca rüşvetle karşılaştığını ve bunları ilgili kurumlara bildirdiğini söylemişti.
HABER MERKEZİ