HDP Kadın Meclisi’nin aldığı kararlar ile gerçekleşecek kongre hazırlıklarını Bedriye Yorgun anlattı
Nevin Cerav
Halkların Demokratik Partisi (HDP) bir kadın partisi. Bunu birçok kez HDP eş genel başkanları da, kadın ve erkek siyasetçiler de dile getirdi. Bir kadın partisi olmak ve bunu çekincesiz bir şekilde deklare etmek elbette Türkiye’de daha önce duyduğumuz, gördüğümüz bir şey değil. Kadın partisi olmak demek kadın bakış açısıyla, kadın diliyle, kadın anlayışıyla siyaset yapmak ve çözüm üretmek anlamına geliyor. Bu aynı zamanda büyük bir cesarete sahip olmayı da gerektiriyor. Dolayısıyla yarın gerçekleştirilecek HDP genel kongresinde asıl işin kadınlara düştüğünü söylemek de yanlış olmaz. Bundan hareketle, HDP’nin ana temelini oluşturan HDP Kadın Meclisi ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Geçtiğimiz ay kadın konferansını gerçekleştiren ve oldukça önemli kararlar alan HDP Kadın Meclisi, kurulduğu 2015 yılından bu yana neler yaptı, hedeflerine ulaşabildi mi, yarınki kongreye nasıl hazırlandı temelli sorularımızı biz sorduk, Meclis’ten Bedriye Yorgun yanıtladı.
- HDP Kadın Meclisi’nin kurulma amacını hatırlayabilir miyiz?
Kadın Meclisi’miz 2015 kongresinden sonra ilk toplantısını aldı ve kendi koordinasyonunu oluşturdu. Biliyorsunuz, erkek egemen kapitalist sisteminin siyaset alanı iktidarcı, tekelci ve tamamen bir erkek alanı olarak kurgulanmış. Dolayısıyla bu siyaset alanını bu erkek egemen anlayıştan demokratik bir zihniyete evrilmesi gibi bir sorunumuz var. Bu genel anlamda bütün dünyada olan temel bir sorun. Ama Ortadoğu’ya ve kendi ülkemize geldiğinde daha da derinlikli bir sorun olarak duruyor. Siyaset alanını o erkek tekelinden, erkek kurgusundan, erkek bakışı ve anlayışından kurtarmak, siyaseti toplumsallaştıran kadın bakışıyla, kadın bilinciyle bir demokratik siyaset alanı kurmak derdi olduğunu öncelikli olarak söyleyebiliriz. Kadınların hem toplumsal alana dair hem de kendi alanlarına dair karar organlarında yer alarak kendi sözünü söylemeleri, kararlarını almalarının önemli olduğunu söyleyebilirim. O gün bu gündür kadın meclisimiz çalışmalarını yürütüyor.
- Meclis’teki diğer partilerde hala kadınların siyasette yer alabilmeleri için bir kota sistemi var. HDP’de ise bir eşbaşkanlık sistemi var. Bu büyük bir fark. Nasıl avantajlar sağlıyor?
HDP Kadın Meclisi’nin bir yönetmeliği var. Bu yönetmelik bizim çalışmalarımızı, esaslarımızı, ilkelerimizi içeriyor. Buradaki en temel ilkelerimizden biri de eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemimizin kurumsallaşmasını sağlamak. Eşbaşkanlık sistemi bir iktidar meselesi, bir koltuk meselesi değildir. Kadın siyasetinin, kadın demokratik bakış açısının yansımasını sağlamaktır. Eşit temsiliyet bizim için çok önemli ve elbette ki biz eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet meselesine bir günde gelmedik. Bizim bileşenlerimiz var ve bu bileşenlerimiz de çok köklü bir kadın mücadelesi geleneği taşıyor. Dolayısıyla HDP Kadın Meclisi’nin aldığı kararlar HDP’nin başka kurullarında tartışılmadan direkt uygulanıyor.
- HDP Kadın Meclisi ilk kurulduğu yıllarda çok daha aktifti, sokaklarda, kadın örgütleriyle eylemlerde yer alırdı. Fakat son bir-iki yıldır bu aktif durum sanki azaldı, çok görünür değil. Bunun nedenleri nedir?
Öncelikle, bizim en temel önceliklerimizden biri kadınlarla ittifak ve kadınlarla ortak mücadele etmek. Özgürlüğe yaklaşmak istiyorsanız birlik olmak, yan yana gelmek durumundasınız. Bunu sadece dayanışma anlamında söylemiyorum, dayanışmanın daha ötesinde bir durum bu. Dolayısıyla biz bu bakış açısıyla Türkiye’de, bütün Kürdistan coğrafyasında bütün kadın kurum ve platformlarıyla, örgüt ve oluşumlarıyla ortak hareket etme perspektifine sahibiz. Kadınlar Birlikte Güçlü oluşumunun bileşeniyiz, yerellerde demokratik kadın platformlarının, nafaka platformunun, Kadın Cinayetlerini Durduracağız gibi hareketlerin aktif katılımcılarıyız. Tabii ki oralarda çok görünür olmuyoruz. Çünkü oralarda parti olarak görünür olmaktan çok kadın mücadelesine ne katarız, kadın mücadelesini nasıl yükseltiriz derdiyle hareket ediyoruz. HDP Kadın Meclislerini öne çıkaran bir anlayışla hareket etmediğimiz için de görünürlüğümüz eksik kalıyor olabilir.
- Meclis’teki diğer siyasi partilerdeki kadınlarla ortaklaştığınız zeminler oluyor mu?
Kadın mücadelesi siyaset üstüdür. Partiler üstüdür. Çok özgün ve özeldir. Dolayısıyla biz bütün zeminlerdeki kadınlarla ortak hareket etmeyi, birlikte mücadele yürütmeyi, onlarla yan yana gelmeyi ve kadınlara yönelik saldırıları birlikte karşılamayı, buna yönelik tedbirleri de birlikte almayı istiyoruz. Bu yönde çabalarımız da var ama bu çabalarımız yeteri kadar bir sonuç vermiyor. Biz elbette ki bunu istiyoruz. Herkesin inancıyla, kendi kimliğiyle, kendisini istediği gibi ifade ettiği, diliyle, kültürüyle yaşam bulduğu bir anlayışı savunuyoruz. Zaten bizi farklı kılan da bu. Sonuç olarak, partimizin kadın politikası öyle taktiksel değildir. Çok stratejiktir. Kadın özgün ve özerk yapılanması da bizim için çok stratejiktir. Ve biz bütün kadınlarla ortak mücadele yürütmeye de stratejik bakıyoruz.
- O zaman Meclis’teki diğer partilerden kadınlar sizinle yan yana gelmekten, sizinle iş yapmaktan imtina ediyor diyebilir miyiz?
Özel olarak imtina olmasa da, Türkiye’de konjönktürel durum ve Türkiye’nin politikalarının etkisi var. Türkiye’nin dışında gelişen olaylara gösterdikleri tepkileri içeride yaşanan olaylara gösterilen tepkilerle eşdeğer olmayabiliyor. Bu bile gerçekten yan yana gelişleri engelleyebiliyor. Türkiye’nin yüz yıllık bir politikası var. Bu yüz yıllık statükocu politika, halkların özgürlüğü temelinde gelişmeyen, halkları kimlikleriyle yok sayan, dilini yok sayan bir anlayışla kodlanmış siyasetin bir sonucudur. Milliyetçilik etrafında, dincilik etrafında ve bir de bunun üzerine en temel politikalardan biri olan cinsiyetçiliği eklediğiniz zaman yan yana gelişlerimizi engelliyorlar. Yine de burada biz kendimize bir sorumluluk çıkarıyoruz. ‘Neden bizimle birlikte olmaktan imtina ediyorlar’dan ziyade, biz onlarla nasıl birlikte olabiliriz sorgulaması içerisindeyiz.
- Meclis olarak yaptığınız çalışmaların içeriğiyle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Biz son iki yılda önemli bir tespit yaptık. Bir kadın örgütü olamamamızın tespitiydi bu. Bu tespitle 7 bölgede çok geniş katılımlı kadın toplantıları, konferanslar gerçekleştirdik. Kadın örgütlülüğünü, kadın mücadelesini nasıl güçlendirebiliriz? Enternasyonal bir kadın mücadelesini nasıl yaratabiliriz? Bunun için araçlarımız, yol ve yöntemlerimiz neler olmalıdır diye çok ciddi tartışmalar yürüttük ve çok ciddi sonuçlar çıkardık, kararlar aldık. Akabinde merkezi örgütlenme konferansımızı da yaptık ve bu merkezi örgütlenme konferansından sonra da örgütlülüğümüzü biraz daha güçlendirdik. Mesela örgütlenme başlığıyla bir konferansı ilk defa yaptık. Parti meclisimiz, parti kurullarındaki kadınlar, üyeler, bizim üyemiz olmayan kadınların da katılımına açık şekilde bu toplantılarımızı yaptık ve gerçekten önemli sonuçlar çıkardık.
- Bu tespit ve çıkardığınız sonuçlar kongrede değerlendirilecek değil mi?
Elbette. Kürt sorunundan kadın sorununa, demokratikleşmeden kadın anayasasının nasıl olacağına, kadın toplumsal sözleşmesinden ekonomik krize ve savaş politikalarına kadar olan bütün sorunları gündemimize aldık. Bu konuları tartıştık. Ve buralardan çok ciddi kararlar çıkardık. Kararlarımızı 23 Şubat’ta yapacağımız kongrede delegasyona sunacağız. Bu bizim için bir ön hazırlıktı. Türkiye partisi olma iddiamızı yeniden ele almak ve bununla da genişleme ve demokratik iktidarı hedefine koyan bir yaklaşımı ortaya çıkaran tartışmalarımız oldu. Kararlarımız oldu. Bu kararlarımızı kongremizden sonra elbette ki belli bir plan çerçevesinde hayata geçirme konusunda iddialıyız.
- Kadın adaylarla ilgili nasıl bir çalışma yürüttünüz?
Biz kadınlar olarak özgün kadın komisyonlarımızı kurduk. Her ilde, her bölgede ve genel merkez düzeyinde komisyonlarımızı kurduk. Kongre hazırlık komisyonundan karar önergeleri komisyonuna ve aday belirleme komisyonlarına kadar hazırız. Aday belirleme komisyonlarında bir başvuru süreci oluyor. Tabii ki biz kadınlar olarak, kadın adayların başvurmasını teşvik eden çalışmalar yürüttük. Size şunu söyleyebilirim; bütün yönelimlere rağmen parti kurullarında görev almak isteyen ciddi bir potansiyelimiz var. Yani biz kurulları oluşturma noktasında bir sıkıntı yaşamayacağız. Bu kurullarda en verimli çalışmayı yürütecek bilgi, bilinç, öngörü açısından önümüzdeki dönemi örgütleyebilme perspektifine sahip olma açısından bir yeterlilik noktasında tartışmalarımızı yürütüyoruz. Bileşen partisi olmamızdan kaynaklı bir mutabakat komisyonumuz var. Dolayısıyla mutabakat komisyonumuz önerileri, başvuruları değerlendirip o kurulların oluşturulması için çalışma yürütüyor.
- Kongreye yurttaşların ilgisi nasıl?
Yaptığımız ev ziyaretlerinde şunu çok net görüyoruz; kongreyi heyecanla bekleyen sadece biz değiliz. Emin olun halklar da kongreyi büyük bir heyecanla bekliyor ve büyük bir coşkuyla katılacaklar. Çok görkemli bir kongre yapacağımızı düşünüyorum ve bu görkemli kongreden de umarım birileri ders çıkarır. Baskıyla, zorla sonuç alamayacaklarını, halklar için bir şey yapmak istiyorlarsa da bunun demokratik yollarla hayata geçirileceğini görürler. Çünkü tarih hiçbir zaman zor ve zulüm karşısında insanların boyun eğmediğini göstermiştir.
- Kongrede kadınlar açısından nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Biz kongreye hazırlanırken bu kongrede her alanda kurullarda eşit temsiliyeti hedef alan bir çalışma yaptık. Yani en az 50+1 kadın ağırlığı olması yönünde bir çalışma yürütüyoruz. Bunu yakalayacağımız konusunda da bir öngörümüz var.
- HDP’yi takip eden, oy veren, içinde yer almak isteyen kadınlara mesajınız var mı?
HDP Türkiye’nin tamamıdır. HDP kadındır ve bu da bir kadın kongresidir. Kısacası, kadınlar lütfen kongrenizde olun. Kadınlar bu kongreye zaten sahip çıkacak, bunu biliyorum. Dolayısıyla kadınlar yüreğiyle, inancıyla, inadı ve kararlılığıyla, bütün kültürel yansımalarıyla o gün orada olmalı ve kongreyi büyük bir demokrasi ve bir kadın şölenine çevirmeli. İnanıyorum ki, kadınlar Ankara’da erkeklerin değil kadınların siyaset yaptığını gösterecektir.