Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren siyasetçi ve aktivist kadınlar, ‘Özgür basın halk haberciliği yapıyor. Bizler bu baskıları asla kabul etmiyoruz. Özgür basın çalışanlarını derhal serbest bırakın’ mesajını verdi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran günü sabah saatlerinde birçok eve yapılan baskında aralarında ajansımız müdürü Safiye Alagaş ve editörümüz Gülşen Koçuk’un da aralarında olduğu 20 gazeteci gözaltına alındı. Feynaz Koçuk ise, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki evinden gözaltına alınarak Diyarbakır’a getirildi.
Baskınlardan biri de Jinnews merkez bürosuna yapılırken, bilgisayarların hard diskleri dahil birçok teknik malzemeye el konuldu.
Gazetecilerin gözaltı süresi 2 gün daha uzatılırken, dosyalarına ise kısıtlılık kararı getirildi. Öte yandan gazetecilerin tekli hücrelerde tutulduğu öğrenildi.
Gazetecilerin gözaltına alınmasına ise başta kadın örgütleri olmak üzere her kesimden tepkiler gelmeye devam ediyor.
‘Evde sadece Sterk ve Medya TV izliyoruz’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Şükran Şen, operasyonların temel amacını şu sözlerle dile getirdi: “Kadın ve Kürtlerin sesi kısılmak isteniyor. Evimizde Sterk, Medya TV izliyoruz. Zaten diğer kanallar tamamen erkek zihniyetiyle işliyor. Biz özgür basın çalışanlarıyla birlikte kadının sesini, rengini daha iyi görmeye başladık. Kendi dilimizde yayın yapan, düşüncemize saygı duyan kanalları, ajansları takip ediyoruz. Basın olmazsa toplum susar, kadın susar. Bundan dolayı bir an önce gözaltındaki tüm basın çalışanlarını serbest bırakın.”
‘Derhal serbest bırakın’
“Koşullar ne olursa olsun gerçeklerden asla taviz vermedikleri için baskı politikalarına maruz kalıyorlar” diyen TJA aktivistlerinden Leyla Aşkan ise, “İktidarın havuz medyası için davranmadıklarından dolayı bugün hedef gösteriliyor. Özgür basın toplumun içinden, halk haberciliği yapıyor. Bizler bu baskıları asla kabul etmiyoruz. Özgür basın çalışanlarını derhal serbest bırakın” dedi.
‘Özgür basını susturmaya çalışıyorlar’
Tüm muhaliflerin “zapt u rap” altında tutmaya çalışan iktidarın baskıcı politikalarına karşı sadece özgür basın çalışanlarının meydanlarda, sokaklarda halkın sesini duyurmaya çalıştığını söyleyen HDP Kadın Meclisi üyesi Hatice Kiye de, asıl amacın sadece Kürt halkının, kadınların sesini, soluğunu kesmek olduğunu vurguladı. Hatice, “Basın üzerindeki bu baskıya, kendine göre bir haberciliğin devreye girmesini, kadınların ‘makul’ olarak kalmasını, itaat eden bir toplum inşa etmek istiyorlar. Ülkeye dayattıkları tek renklilik, tek seslilik, tek dil, tek ırk anlayışını tüm toplumlara yaymak istiyorlar. Ancak elli yıldır özgür basın tüm baskılara rağmen yazıyor, yazmaya da devam edecek. Umarım bir an önce bu yanlış politikalardan vazgeçilir ve basın çalışanları serbest bırakılır” diye belirtti.
‘Gazetecilik suç değildir’
Gazetecilik faaliyetlerinin suç olmadığını dile getiren HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, şöyle devam etti: “Gazeteciler halkın sesini en doğru şekilde iletendir. Bunu iletmekle görevlidir. Bugün, Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz var, işsizlik var, yoksulluk var. AKP’nin tıkandığı, yine savaş politikalarını devreye koyduğu bir süreçte özgür basının hedef alınması bizleri şaşırtmıyor. AKP yaptıklarını örtbas etmek için basını şu anda gözaltına alıyor. Çünkü Türkiye’de AKP artık bir rıza üretememektedir. Tüm muhaliflere yönelik bir baskı politikası devrede. Cezaevlerinde, siyasetçisinden akademisyenine, gazetecisine kadar herkes tutuklu. İtiraz eden herkes bir şekilde baskılanıyor.”
‘Gazeteciler kalemini teslim etmeyecek’
Gazetecilerin hakikati yansıtmaya çalıştıklarını kaydeden Coşkun, “Gazeteci arkadaşlarımızla dayanışma içerisindeyiz. Türkiye’de gazeteciye yönelik baskı yeni değil. Neredeyse 50 yıldır özgür basın çalışanlarına dönük bir saldırı var. 80’lerde, 90’larda gazete binaları bombalanıyordu. Gazeteciler görevleri başındayken katledildi. Çoğu cezaevine konuldu. İktidarın yaptığı aslında o zihniyetin bir devamıdır. Tablo olumsuz olabilir ancak arkadaşlarımız hakikati yazmakta. Asla ve asla vazgeçmeyecektir. Gazeteciler hangi koşullarda olursa olsun, ne iradelerini ne de kalemlerini asla teslim etmeyecek” ifadelerini kullandı.
‘Özgür basının yanındayız’
HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan ise şöyle konuştu: “Ülkede hukuksuzlukların, savaşın, ekonomik krizin, kadına yönelik artan şiddetin ortaya çıkması için özgür basına yönelik bastırma ve sindirme politikasıdır. 6 gündü gözaltında olan özgür basın çalışanlarının da bu konuları haberleştirdikleri için onlara suç olarak üretiliyor. AKP, sınır dışı operasyonlarını gizlemek için basını gözaltına aldı. 90’larda özgür basın çeşitli baskı politikalarıyla bastırılmaya çalışılırken, darbe girişimiyle birlikte KHK ile onlarca basın kuruluşu kapatıldı. Özgür basın gözaltı ve tutuklamalar, yayın organlarını kapatarak hiçbir sonuç alamayacaklar. Bizler, özgür basının yanındayız.”
HABER MERKEZİ