Devletin Kürtçe’ye yaklaşımını protesto etmek için evinin garajını Kürtçe dersliğe dönüştüren siyasetçi Mahmut Alınak: ‘Kürtlerin dilleri için yapacakları her eylem meşrudur’
Kürt siyasetçi ve yazar Mahmut Alınak, Digor ilçesinin Mewreg Köyü’nde bulunan evinin garajını köydeki çocuklara Kürtçe eğitim vermek için okula dönüştürdü. Sanal medya hesabı üzerinden paylaştığı görüntüde evinin garajını okula dönüştürdüğü belirten Alınak, “Dil bir halkın tarihidir. Dil yoksa bir halkın varlığı da yoktur. Kürt dili ve diğer halkların dilleri devletin etkisi altında. Yüzyıldır devletin dilimizi tanımasını istiyoruz ama tanımıyorlar. Bu nedenle bizler kendi başımızın çaresine bakacağız, çare biziz, milletimizdir, çare sizsiniz. Bütün kardeşlerime, aydınlarımıza ve milletimize sesleniyorum. Dilimize sahip çıkalım” çağrısında bulundu.
Paylaşılan görüntüde kalem olarak kömürü kullanan ve tahta olarak da garaj duvarını kullanan Alınak, yıllardır Kürtlerin anadilde eğitim hakkı talebinin karşılanmaması nedeniyle böyle bir eylem biçimi geliştirdiğini söyledi. Alınak, “Bizler dilenci değiliz. Eğer devlet izin vermeyip inkar ve ret siyasetini sürdürüyorsa, biz aydınların da görevi de bu yasakları çiğnemektir. Biz aydınlar bu bedeli göze alıp yasakları umursamamalıyız. Yıllardır Kürtler anadilde eğitim diyorlar, başat talepleri bu ama devletin kılı bile kıpırdamıyor. Uyduruk bir şekilde okullarda seçmeli ders diyor. Sen tüm eğitim boyunca çocuklara Türkçe eğitimi dayatacaksın, sonra kalkıp seçmeli ders diyeceksin. Bu çocuk oyuncağı değil, bu düpedüz bir halkla alay etmektir. Eğer onlar bunu yapıyorsa, bizler de bu ırkçı faşist düzeni sivil itaatsizliklerle yerle bir etmek biz aydınların görevidir. Çünkü Kürtlerin dilleri için yapacakları her eylem meşrudur. Bu nedenle köyümde böyle bir şey yapma gereği duydum” diye konuştu.
Faşist eğitime karşı Kürtlük bilinci
Ailelerin çocuklarıyla artık ev içerisinde Türkçe konuşmaya başladığının altını çizen Alınak, şöyle devam etti: “Ailelerimiz çocuklarının devlet kapısında bir iş bulsunlar diye evlerinde Türkçeyi konuşuyorlar, çocuklar okula giderse zorlanmasınlar diye. Bizim halkımıza söyleyeceğimiz şey şudur: Bu devletin kapısında avukat, doktor, öğretmen ne olursak olalım kölelik zinciri her zaman boynumuzda olacak. İkincisi devletin kapısında çalışmak kurtuluş değil, bu faşist devlete hizmet etmek anlamına geliyor ve bizlerin orada olması devletin ayakta kalmasını sağlıyor. Oysaki bu devleti ve kurumlarını bütünsel olarak ret etmek gerekiyor. Biz aydınlar, konferans, gezi ve toplantılarla bu bilinci halkımıza anlatmamız ve ulusal bilincimizi sağlamamız gerekiyor. Ancak biz aydınlar bu konuda gereken çalışmaları yürütmüyoruz. Bu eksikliğe karşı demirden bir çarık giyerek tarihi görevimizi bu şekilde yerine getirebiliriz. Kürtlük bilincini ailelere iyi taşıyıp, okullardaki faşist eğitimin çocukları zehirlediğini anlatabilirsek eminim aileler Kürtçe konuşmaya başlarlar.”
Alınak, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklarımızın ruhunu darmadağın eden, köleleştiren, hasta eden bir eğitim sistemi dayatmaktadırlar. Bu sadece Kürtlerin değil, diğer halkların çocuklarına dayatıyorlar. Bu nedenle çocuklarımız için bu anadilde eğitimi sokak sokak, mahalle mahalle gezerek insanlarımıza anlatmamız gerekiyor. Aslında halkımız buna açık ancak eksiklik bu toplumun aydınları olan bizler de, sadece basına demeç vererek konuşuyoruz. Bu eksikliğe karşı halkın arasına karışmamız gerekir. Çünkü bu halka borcumuz var.”
KARS