‘Bölgede altın çıkarılmadan önce her yerde kuş ve keklik sesleri vardı’ diyen, Eskişehir’deki Kaymaz ve Karakaya köyleri sakinleri, ÇED raporuyla izin verilen ikinci siyanürlü atık barajı yapımına tepki gösterdi
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) bağlı kayyım yönetimindeki Koza Altın İşletmeleri, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Kaymaz ve Karakaya köyleri arasına ikinci Siyanürlü Atık Barajı yapımına başladı. Projeye itiraz eden bölge halkının yazılı itirazına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu onaylamasının ardından, barajın kurulacağı 40 hektarlık mera alanı tellerle çevrildi.
Bin 500 kişinin yaşadığı Kaymaz ve Karakaya köyleri ortasında yer alan mera alanında yapımına başlanan atık barajı, 1 milyon 750 bin metreküp hacme sahip olacak. Mera alanın tellerle çevrilmesinin ardından hayvancılıkla uğraşan bölge halkı büyük zorluklar yaşamaya başladı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz’e konuşan 25 yıldır Kaymaz Mahallesi’nde oturan ve küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Tuncay Erencin, Koza Altın İşletmeleri’nin yıllardır bölge halkını mağdur ettiğini söyledi.
‘Yolu kapattılar, suyun önünü kestiler’
Geçimini küçükbaş hayvancılıkla sağlayabildiğini aktaran Erencin, “Koza Altın’ın üzerine kurulduğu sular, eskiden çeşmemizin olduğu, hayvanlarımızın otlandığı mera alanıydı. Onunla yetinmediler, sustuk sustuk, şimdi yaşam alanımıza daha yakın yerlerde kalan merayı tellerle çevirdiler. Bunu yaparken hem meramızı kapattılar hem de geçebileceğimiz diğer meraların önüne set çektiler. Koyunların gideceği yolun, içeceği suyun önünü kapattılar” diye anlattı.
Koyunlar hastalanıyor
Koza Altın İşletmeleri’nin yavaş yavaş yerini büyüterek, yaşam alanlarını yok ettiğini dile getiren Erencin, “Hala hem küçük hem de büyük baş hayvancılıkla uğraşan çok sayıda kişi olsa da çoğu bıraktı. Siyanürden dolayı koyunlarımızın hepsi hastalanıyor. Özellikle kuzularda akciğer hastalığı çok fazla. Yılda iki üç defa akciğer iğnesi yaptırıyoruz ve çok maliyetli. İğneyi yapmazsak ne koyun ne kuzu ne de geçimimiz kalır. Bunu yapmamıza rağmen, hala yüzde 30-40 kaybımız var. Koyunlar kuzu atıyor (düşük yapıyor)” dedi.
Toprak bile hasta
Bölgede altın çıkarılmadan önce her yerde kuş ve keklik yaşamının yoğun olduğunu dile getiren Erencin, “Şuan özellikle altının çıkarıldığı yerlere yakın kısımlarda sinek, karınca dahi doğru düzgün yok. Mera kalmadı, doğayı yok ettiler. Her taraftan asit zehir kokusu geliyor. Kuraklık var, toprak bile hasta. Eskiden ottan yürüyemezdik, şimdi yağmur yağmasına rağmen ot çıkmıyor. Bu Koza Altın’ın zulmü ama gözler kör, kulaklar sağır, adaletin olmadığı yerdeyiz. Kimse bu zulmü görmüyor. Yetkililere sesleniyorum; mağduriyetimizi görün ve giderin. Vicdan sahibi insanlara sesleniyorum” ifadelerini kullandı.
500 metre yakınında da evler var
Barajın 3 yıl içerisinde siyanür atığıyla dolacağını söyleyen Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Makine Mühendisi Sadık Yurtman, “ÇED raporunda, merkez olarak kabul edilen Kaymaz Mahallesi ile yapılan siyanürlü atık havuzu arası 2 kilometre deniliyor. Ama atık havuzunun yapılmak istendiği alanın yaklaşık 500 metre yakınında da evler var. Yapılan havuzun üstü de kapatılmayacak. Atık havuzuna kuşlar inse bile, siyanürlü olduğu için zehirleniyor ve ölüyorlar. Aynı şekilde o bölgede hayvancılık ve tarım var. Tarım ve hayvancılığı da öldürmüş oluyorlar” dedi.
Kanser tehlikesi
İlk yapılan atık barajının yerleşim yerlerinden uzak, madenin çıkarıldığı yere yakın olduğuna dikkat çeken Yurtman, “O işlevini yitirince, bunu yapmaya başladılar. Bunu da maden çıkarılan yere yakın yapabilirlerdi. Ama o yer biraz dere yatağı olduğu için, maliyetten kaçmak için yerleşim alanlarına yakın yapıyorlar. Maliyeti düşünüyorlar ama ne halk sağlığını ne tarımı ve hayvancılığı düşündükleri yok. Siyanürden dolayı bölgede kanser vakaları zaten artmış durumda. Siyanür yaşam alanlarına daha da yakınlaşınca, kanser vakaları zirve yapacak” uyarısında bulundu.