Şişhane Meydanı’nda düzenlenen kayyım nöbetinin 64’üncü oturumunda 25 yıl önce meydana gelen Marmara Depremi’nde yaşamını yitirenler anıldı
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı Beyoğlu ilçesi Şişhane Meydanı’nda başlattıkları nöbet eylemi 64’üncü gününde de devam etti.
“Kayyım defol” tişörtünün giyildiği eyleme çok sayıda siyasi parti, sendika, kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. Eylemde, Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Arapça yazılı “Colemêrg ya me ye” ve “Diren Hakkari, İstanbul seninle” pankartı açıldı.
Eylem, 17 Ağustos 1999’da Gölcük merkezli meydana gelen Marmara Depremi’nin yıldönümü dolayısıyla depremde yaşamını yitirenlerin anılmasıyla başladı. Ardından depremde meydana gelen kayıplara ilişkin verilerin yer aldığı bir rapor alanda okundu.
Daha sonra söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, Marmara Depremi’nde yaşamını yitirenleri anarak başladığı konuşmasında depremin yaşandığı dönemdeki tanıklıklarını aktardı.
‘Devlet Marmara depreminde de yoktu’
Yangöz, şöyle konuştu:
“Bu ülkenin tarihi yaslar ve katliamlarla dolu. Depremin üzerinden 25 yıl geçti. Devlet ve iktidar Marmara Depremi’nde yoktu ve biz kendi dayanışmalarımızla o süreci yürüttük. 6 Şubat depreminde de aynı şekilde dayanışmayla bu süreci yürütmeye çalıştık ama bizim yardım tırlarımıza el konulup bölgeye alınmadık. Bugün de iktidarın ayrımcı ve tek taraflı tutumu ve cezasızlık politikaları nedeniyle aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyoruz. Bu yüzde bugün burada sadece Hakkari için değil belediyelerimize el koyan zihniyete karşı da direniyoruz.”
‘Adaletin inşası için herkes sorumluluk alsın’
Daha sonra konuşan Barış Annesi Rewşan Döner, depremlerde meydana gelen ölümlerin iktidarların ihmali sonucu meydana geldiğini vurguladı. Konuşmasının devamında, kayyım ve savaş politikalarının da Ortadoğu coğrafyasında aynı şekilde ölümlere yol açtığına dikkat çeken Döner, “Bir barış annesi olarak hiçbir halktan annelerin yüreğinin yanmasını istemiyoruz. Biz savaş ve zulme karşıyız. Bu ülkede Kürt sorunu olduğunu kimse inkar etmesin. Bu nedenle Kürt halkı olarak herkesin demokrasi ve adaletin bu ülkede inşası için sorumluluk alması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Eylem, alanda bulunanların alkış ve telefonlarının ışıklarıyla eşliğinde Kürtçe ve Türkçe şarkıların çalınmasıyla son buldu.
Kaynak: MA