Siirt’te 16 işçinin katledilmesine yol açan bakır madeni şimdi de yaşamı zehirliyor. Madenin atık havuzlarında biriken atık sular, bölgede 13 köyün yaşam pınarı olan Awa Ru Deresi’ne bırakılıyor
Siirt’in Şirvan ilçesinde bulunan ve daha önce Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik’in işlettiği maden ocağında 18 Kasım 2016 tarihinde meydana gelen göçükte, 16 işçi yaşamını yitirmişti. Maden ise son zamanlarda atık depolarının dolması nedeniyle atıklarını dereye salmaya başladı. 13 köyün tamamına hayat veren, tarımsal üretimlerde kullanılan ve içilen dere maden şirketi tarafından zehirleniyor. Görüşüne başvurduğumuz Hürmüz köyünden Cevdet Adar, “Bölgemizde günden güne eriyen, azalan, etkisiz ve kullanılmaz hale doğru giden doğal yaşam, maden tesisi büyüdükçe madene alanlar yetmemeye başladı. Atıklarını yok etmek için atık imha tesislerine ulaşamayacak seviyeye kadar büyüdü” dedi.
Atıklar derelere salınıyor
Ciner Grubu tarafından Eylül 2004’te Maden köyünde kurulan bakır madeni tesisi için maden şirketi verdiği hiçbir sözü tutmadığını belirten Adar, “Fabrika büyüdükçe bize iş ve aş sağlayan doğal alanlarımız küçülmeye başladı. Bir taraftan her koldan uzayan bir maden tesisi diğer taraf da ise tarım ve hayvancılık için merkez olan akarsuların, derelerin kurumaya yüz tutmasıydı. Bizler gündelik işlerimizi yapıp, yazın sıcağından kaçıp derelere sığındığımız sular Maden köyünden geliyordu. Bu dere civar köylere ve bölgeye yaşam pınarı oluyordu adeta her iş anlamında. Fabrika atıklarını yakınımızda olan bir vadiye etrafını toprak ve betonlarla çevirdi. Ancak bu yol çözüm değildi ve şimdi atıklar derelerimize salınıyor” diye belirtti.
17 kasım 2016’da 16 madencinin katledildiği maden Ciner Grubu’ndan Cengiz Holding’e devredildi. Cengin Holding’in yer altından geçirdiği devasa borularla atıkları direkt dereye boşaltmaya başladığını belirten Adar, “Her gün adım adım habitatlar yok oluyor. Kokuları hala burnumuzda olan mor süsenler, kuzu kulağı, kar Sümbülü, meşe nevruzu gibi bir çok çiçek yok oldu. Bölgemiz için endemik değer taşıyan canlılar yok olmanın eşiğinde göç ettiler. Şimdi öten Sığırcık kuşunun sesini de kaybettik. Ölen insanlar, ölen doğa, ölen ekosistem için kimseler bir şey yapmıyor. Şirketlerin ticari yaşamlarının devamlılığı için siyaset adamları arabuluculuk yaparken bizler ise yitip giden ekolojik bilincin, değerlerin muhasebesini yapıyorduk. Kirazlı köyü, Altgeçit köyü, Hürmüz köyü, Çınarlı köyü, Doğruca köyü, Cümiş köyü, Yarımtepe köyü, Otluk köyü, Benekli köyü, Yayladağ köyü, Akyokuş köyü, Mesecik köyü, Akçayır köyü fertleri ile su sorunları ve atık suların etkisinde bitmeye başlayan tarımı tartışırken maden şirketi yaşamı zehirlemeyi sürdürüyor” sözleriyle yaşadıkları süreci özetledi.
16 işçi öldü, sorumlu yok!
2016 yılında yaşanan maden facianın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 7 kişi tutuklanırken, toplam 11 kişi hakkında “taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olma” suçundan dava açılmıştı. Bu dava sonrası Maden ocağı 715 milyon 923 bin liraya iktidarın desteği ile devlet şirketi haline gelmiş olan Cengiz Holding’e satıldı. Cengiz Holding madeni aldığının hemen ertesinde 400 işçiyi işten attı. Tutuklu 7 kişi ise 18 Mayıs 2017 tarihinde Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada serbest bırakıldı. Facianın ardından hükümet yetkililerinin yaşamını yitirenlerin ailelerine verdiği sözler de yerine getirilmedi. Kimi madenci ailelerine sadece bin TL tutarında maaş bağlanırken, kimi ailelere bu maaş bile bağlanmadı.
EKOLOJİ SERVİSİ