Sinema sektörünün gizli kahramanlarından biri Ali Koçoğlu 50 yıldır sinema makinistliği yapıyor. Koçoğlu devletin sinemalara ve tiyatrolara destek olmasını istiyor
Pandemiyle birlikte sıkıntılı bir sürece giren sektörlerden biri de sinema ve tiyatro oldu. Sinema sektöründeki işçiler, salgın sürecinde zor koşullarda çalıştırılırken, çok sayıda tiyatro ise perde kapatmak zorunda kaldı. Varlıkları film gösteriminde yaşanan bir aksaklıkla hatırlanan, sinema sektörünün “gizli kahramanları” makinistler de salgından nasibini aldı. 50 yıldır makinistlik yapan Ali Koçoğlu (68) da bunlardan sadece biri.
Makinistlik için okulu bıraktı
Mesleği öğrendikten sonra lise döneminde okulu bırakan Koçoğlu, yönünü sinema salonlarına verdi. O zaman siyah beyaz filmlerin olduğunu belirten Koçoğlu, döneme dair şunları anlattı: “Filmler kopardı. Ben hep onların başında durur film kesilmesin diye bitene kadar gözümü perdeden çekmezdim. Sonra kömürlü filmler vardı. Birçok insanın elleri yandı, kazalar geçirdi. Fakat bu insanlar da tıpkı benim gibi mesleğine aşıktı. Bu süreçlerin ardından ilk renkli filmler daha sonrasında ise şimdi kullanılan dijital makineler geldi. Makinistlik mesleği pek bilinmez fakat bizler sinemanın yapı taşlarıyız, emeklerimiz yok sayılmamalı.”
Eskiden sinemada kültür alışverişi olurdu
50 yıl önceki sinemaların şimdikilerden çok daha farklı olduğunu kaydeden Koçoğlu, eskiden sinemaya gelen insanlar arasında bir kültür alışverişi olduğunu söyledi. Zamanla insanların sinemadan uzaklaştığını ve bu nedenle kültür alışverişinin de azaldığına dikkat çeken Koçoğlu, “O zamanlar televizyon yoktu. Bir sinema, bir tiyatro vardı. Şimdiki gibi insanlar evlerinde izlemiyordu. Fakat sinemanın verdiği kültür ve zevki televizyon veremez” dedi.
Koçoğlu, eskiden makinistliğin zor bir meslek olduğunu, herkesin sabrederek yapabileceği bir meslek olmadığını ifade ederek, başından geçen bir anısını şu şekilde paylaştı: “Ustam bir gün beni makinenin başına koydu. Maşaları ve kömürü verdi. Sinema salonu tıklım tıklım doluydu. Benim kömürüm bitti. Hemen yan taraftaki sinemaya koştum, bir parça kömür istedim. Ardından salonun arkasında alelacele kömürü taktım ve film kesinti olmadan devam etti.”
Salgın sinemaya olan ilgiyi azalttı
Emeklerinin karşılığını bulamadıklarını dile getiren Koçoğlu, “En büyük emeği biz makinistler veriyoruz. Seyircilere iyi filmler seyrettirmek, daha iyi ses sistemi sunmak için canımızı veriyoruz. Seyirciyi memnun etmek için her şeyi yapıyoruz” diye konuştu.
Seyircinin sanata olan ilgisinin özellikle de pandemi sürecinde en aza indiğini vurgulayan Koçoğlu, “Seyirci sinemadan soğudu. Gelmemeye başladı. Her hafta 4 tane yeni film sunuyoruz ve bunlar büyük filmler ama yine de gelen olmuyor. Seanslarımızı gelen 2-3 kişiye göre ayarlıyoruz” dedi.
Mesleğime devam edeceğim
İyi günde de kötü günde de mesleğine devam edeceğini söyleyen Koçoğlu, “Zor koşullardayız ama burayı bırakamayız. Makinelerim beni bırakmıyor, 4 ay evde kaldım geldim ağladım. Makinelerim beni özlemiş. 4 ay sonra o makineleri açtığımda gözyaşı döktüm. Nasıl insanlar birbirine alışıyorsa makinelerim de bana alışmışlar” ifadelerini kullandı.
Devlet desteklemek zorunda
İnsanların sinemaya gelmesi ve sinema emekçilerinin emeklerinin karşılığını alabilmesi için devletin KDV’yi düşürmesi gerektiğine işaret eden Koçoğlu, “Devlet sinemalara, tiyatrolara, sanata destek vererek, ayakta kalmamız için gerekenleri yapmalı. Biz bu süreç içerisinde elimizden geleni yaptık ve yapıyoruz da. Koronavirüs nedeniyle gerekli tedbirlerimizi de aldık. Burada bizim için önemli olan seyircinin sağlığı ve bu kapsamda kapasitemizi düşürdük. 50 kişilik salona en fazla 20 kişi alıyoruz. Çok büyük kaybımız var ama yaptıklarımız emeklerimizi karşılamıyor. Biz bütün bunları düşünürken, devlet sinema, tiyatro ve sanat noktasında bir şey yapmıyor” dedi.
HABER MERKEZİ