Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki 12 kadın tutsak, tedavilerinin engellendiğine işaret ederek, yaşadıkları sağlık ihlallerini anlattı
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde askerler gelmediği gerekçesiyle birçok kez tutsaklar hastaneye götürülmüyor. Bu nedenle tutsakların hastane randevuları iptal oluyor ve sıfırdan bir sevk süreci başlatılıyor. Tutsaklar, MR, tomografi, mamografi, endoskopi ve kolonoskopi gibi işlemler için en az 8 ay ila 1 yıl randevu nedeniyle bekleyebiliyor. Asker gelmemesi durumunda bu alınan randevular iptal oluyor ve süreç yeniden başlatılıyor. Tutsaklar, cezaevi kampüsü içinde bulunan hastaneye dahi haftanın sadece bir günü götürülüyor.
Kelepçeli muayene dayatması, muayene sırasında erkek askerin içeride bulunması, askerin kola girmesi gibi birçok ihlal de tutsakların yaşadığı zorluklardan bazıları. Doktorların kimi zamanlar duyarsız ya da tutsaklara yönelik ayrımcı uygulamaları da sağlıklı bir tedaviyi ortadan kaldırıyor. Türkiye’de yaşanan ilaç krizinin en büyük yansıması da cezaevlerine oluyor. En erken 1 hafta sonra ilaçlar getiriliyor. Tutsakların parasını ödediği ilaçlara ulaşması bazı zamanlar ayları bulabiliyor. Tutsak gazeteci Dicle Müftüoğlu’na tedavi hakları engellenen tutsaklar, yaşadıkları sorunları anlattı.
Tutsaklar anlattı
Zerrin Yılmaz: Yaklaşık 5 aydır guatr ultrasonu için bekliyorum. Henüz götürülmedim. Ne zaman götürüleceğim belli değil. Geçen yaz cildiyenin yazdığı ve yaz aylarında kullanmam gerektiğini söylediği krem 6 ay sonra yani kışın geldi. Şimdi ise cerrahi doktor tarafından yazılan ilaç 3 hafta geçmesine rağmen getirilmedi. Revir için yazdığım dilekçeler ise kayboluyor.
Muhabbet Kurt: 14 ay önce Kampüs Hastanesi’nde diş doktoruna gittim. 2 dişim için kanal tedavisi uygulanması gerektiği belirtildi. Ancak 14 aydır götürülmedim. Bu da 2 dişime ve çene kemiğinin zarar görmesine neden oldu. 4 aydır cildiye bölümüne sevkim yapıldı. Ancak defalarca gideceğim söylense de iptal edildi ve götürülmedim.
Hastalıkları cezaevinde başladı
Mukaddes Kubilay: Birçok hastalığım cezaevinde tutulduğum süreçte başladı. Tedavi edilmediğim veya geç tedavi edildiğim için hastalıklar ilerledi. Kimi zaman kelepçeli muayene dayatması kimi zaman da doktorun yaklaşımları nedeniyle sağlık hakkım engellendi. Yüksek tansiyon, migren, bel ve boyun fıtığı, astım gibi birçok hastalığım var. boyun fıtığı için 7-8 ay kadar önce fizik tedavisinde seansa başlamama karar verildi. Ancak aylar sonra başlayan seanslara da düzenli götürülmedim. 10 gün boyunca kesintisiz götürülmem gerekirken 1 gün götürülüp, 9 gün götürülmedim. Yine soğuk nezarette bekletilmem nedeniyle durumum daha da kötüleşti. Bu nedenle seanslara devam edemedim. 69 yaşında olmam nedeniyle meme kanseri riskine karşı düzenli mamografi ve ultrason çektirmem gerekmesine rağmen randevular uzun zamana yayılıyor. Tüm bu aksamalar nedeniyle de sonuç alınamıyor. Hastalıklarım nedeniyle götürüldüğüm İstanbul ATK ise tüm bunlara rağmen ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi.
İşkenceye varan uygulamalar
Zeynep Han Bingöl: Kemik erimesi, tansiyon, migren, mide rahatsızlıkları, boyun bel fıtığı, memede kitle, dizlerde kireçlenme gibi birçok hastalığım var. Memedeki kitle için düzenli mamografi çekilmem gerekiyor. Ancak 1 yıldır randevu bekliyorum. Mide ve bağırsak sorunları nedeniyle anestezi uygulamada yapılan endoskopi ve kolonoskopi sırasında doktor ve sağlık çalışanlarının kötü muamelesine maruz kaldım. Rahim duvarındaki kalınlaşmaya müdahale sırasında de operasyon yapan görevlilerin işkenceye varan uygulamasına maruz kaldım. Son dönemde de asker gelmediği gerekçesiyle hastaneye götürülmüyoruz.
Geç tanı riski
Rozerin Kurt: Tedavi için gittiğim Cildiye Bölümü’nde erkek askerin odada kalma noktasında ısrarı ve dayatması nedeniyle muayene olamadım. Guatr ultrasonu ve memede kitle bulunmasından kaynaklı ultrason çekimi, boyun ağrısının kaynağını öngörmek için doktor tarafından talep edilen boyun MR’ı da aylardır çekilmiyor. Konuya ilişkin yaptığımız başvurulara ise ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey yok asker gelmiyor’ yanıtı veriliyor.
Gözünü kaybedebilir
Ağır hasta tutsak Selver Yıldırım: Göz ağrılarım ve gözümdeki görme kaybı 2014 yılında başladı. Elbistan Cezaevi’nde iken hastalık nedeniyle Elbistan Devlet Hastanesine sevkim yapıldı. Aylarca kelepçeli muayene dayatması nedeniyle geri dönmek zorunda kaldım. Göz sorununun teşhisi 7 yıl sürdü. SSRC (sıvı sızıntısı) tanısı konuldu ve tedavi edilmem durumunda hiç görme kaybı yaşamayabilirdim. Ancak yüzde 85’i bulan bir görme kaybı var. 1 gözüm ise hiç görmüyor. İlk olarak Sütçü İmam Üniversitesi ardında da Antep’e sevk edildim. Ancak doktorların ve hastanenin yaklaşımları nedeniyle tedavi yapılamadı. Son olarak da Bilkent Hastanesi’nde lazer tedavisi yapılmaya başlandı. Burada da tedavinin sürekli ve sağlıklı yapılmamasından kaynaklı ağrılarım arttı. Doktor tarafından yazılan mercek de güneş gözlüğü de cezaevi idaresi tarafından verilmiyor. İnfazın ertelenmesi için yaptığımız başvuruda heyet, ‘hayati tehlikesi olmadığı için cezaevinde kalabilir’ raporu verdi. Son olarak muayene için gittiğim Etlik Şehir Hastanesi’nde de kelepçeli muayene dayatması nedeniyle muayene olamadım.
Sonuç da yok sevk de yok
Esra Sayektaş: Yeni yıl öncesinde kalp sorunu nedeniyle revire çıktım. Babam ve amcamı kalp krizi sonrası kaybettiğimden dolayı (genetik yakınlık) kontrol ettirmek istedim. 1 gün sonrasında revirden kan aldılar. Aradan 1 ay geçtikten sonra tekrar revire çıkarak durumu sordum. Ne test sonucu ne de kardiyoloji sevki çıktı. 2 ayı aşkın süredir bekliyorum.
İlaçlar getirilmiyor
Pınar Tikit: 2023 yılından bu yana beynimdeki kistten dolayı periyodik olarak tedavi görüyorum. Uzunca süre bu konudan sıkıntı yaşamadım ancak aylardır kontrollerle ilgili sorun yaşanıyor. Sevkler ya hiç yapılmıyor ya da aylar sonra yapılıyor. Aylarca hastane için sevk bekliyoruz. Revire bile çok geç alınıyoruz. En son cezaevi idaresine hasta tutsak olduğumu söyledim ve ardından sevkim yapıldı. Doktorların yazdığı ilaçlar ise getirilmiyor.
Gerekçelerle sevk ertelemesi
Alev Yarar: 1 yıldan fazladır sağlık haklarımızla ilgili ciddi problemler yaşamaktayız. Sağlığa erişim temel bir hak olmasına rağmen görmezden geliniyor. Tedavilerin aksaması hastaneye geç alınması, kan sonuçları ya da sağlığımızla ilgili bilgi dahi verilmemesi gibi problemler yaşıyorum. 1 yıldır Nöroloji Doktoru tarafından MR çekimi istendi ancak hala çekimi yapılmadı. Nedenini sormak için yaptığım başvuruya ise ‘MR çekim için bekleyen çok fazla’ yönünde yanıt verildi. 3 ay önce Kulak Burun Boğaz Bölümü’ne gittim. Doktor tarafından bir test talep edildi ve bunun yapılacağı yer olan Sincan Devlet Hastanesi’ne sevkim yapıldı ancak halen götürülmedim. 2 aydır Genel Cerrahi Bölümü’ne sevkim var ancak hala götürülmedim. Hastane sevklerimin neden yapılmadığı yönündeki başvurularıma da ‘asker yok, hastaneler yoğun, çok kişi hastaneye sevk bekliyor’ deyip duruyorlar. Revir aracılığıyla yazdığımız ilaçlar da verilmiyor. İlaca erişim de yok.
Acil sevk 20 sonra
Zelal Bilgin: Yaşadığım idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle revire çıkmak istedim. Gardiyanlar tarafından revirde doktor olmadığı söylenince de Acil Servise gitmek istedim. Hiçbir mazeret sunmadan götürmeyeceklerini söylediler. 8 saat boyunca idrara çıkamadım. Çıktıktan sonra da kanlı ve kesik kesik çıkabildim. Ağrılarım artınca gardiyanlara tekrar haber verdik yine de götürmediler. 5 gün sonra koğuştan başka bir arkadaşım revire çıkarıldığında beni neden almadıklarını sorunca; 10 gün önce revire çıktığımı, haftaya çıkabilmek için tekrar dilekçe yazmamı istemişler. Defalarca kez dilekçe yazıp sözlü olarak bildirdiğimiz halde yaklaşımları böyle oldu. Rahatsızlığımdan 15 gün sonra yaptığım başvuru ve şikâyetlerim de etkisiyle revire çıkarıldım. Revir doktoru acile sevke karar verdiği halde 5 gün sonra götürüldüm. Şimdi de aylardır ultrason sırası bekliyorum. Belli bir yaştan sonra rutin bir şekilde bazı kontrollerin yapılması gerekiyor. Mamografi gibi randevu tarihine geldiği halde asker gelip götürmediğinde randevu iptal oluyor aylar sonrasına tekrar gün veriliyor. Çöken sağlık sisteminin içeriye yansımasının sonuçları daha ağır oluyor. Ya görevini yapmayan personeller var ya da daha çok sağlıksızlaştırmak. Ben görevlerinin sağlıksızlaştırmak olduğunu düşünüyor bu uygulamaların hiç birini tecrit politikalarından bağımsız değerlendirmiyorum. Bunun aksine bir durum söz konusu olmasaydı şayet yasal başvurularımız dikkate alınır ve sorun çözülürdü.
Ayla Akat Ata: Bilkent Şehir Hastanesi’ne yapılan sevkler için hastane içerisine tutsak koğuşu olmaması nedeniyle gün boyunca 1 metrekarelik tek kişilik ring içerisinde tutuluyorum. Sevk işlemlerine ekseriyetle tek kişilik 1 metrekarelik yaşam alanı bulunan ringlerin kullanılması ciddi sorun yaşatıyor. Gereken tedavilere hatırlatma yapmadığımızda tetkik işlemleri yapılmıyor. İlaçlar ya hiç getirilmiyor ya da getiriliyorsa da çoğunlukla muadil getiriliyor. Kampüs yerleşkesine sevklerde yeterli özen gösterilmediği için kimi zaman işlem yapılmadan geri dönülüyor. Revire çıkma talepleri zamanında karşılanmıştır. MR gibi sevkler zamanında gerçekleşmiyor. Diş sevkleri çok geç yapılıyor. Bir çok diş rahatsızlığı ise estetiğe girdiği gerekçesiyle muayene tedavi yapılmıyor.
Salver İspir: Sevkimin yapıldığı Etlik Şehir Hastanesi’nde kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavim yapılmadı.
Haber: Dicle Müftüoğlu – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi\MA