Frankfurt’tan sonra İstanbul’da da kitap fuarına katılamıyorum bu yıl.
Neden diye sormayın! Bilen biliyor zati…
Kafamdan geçiriyorum, ne yapardım diye geçiriyorum.
Mesela, mesela, Ergün Sönmez’in yeni kitabı çıktı Belge’den… Ergün Sönmez, birkaç yıl once bir kitap yayınlamıştı, “Kolektif Emperyalizm” diye. Şimdi onu takip eden, “Kollektif Emperyalizm ve Türkiye’nin Konumu”, (Belge Yayınları 2019) çıktı.
Mesela diyorum, o gelseydi İsviçre’den fuara, ona yeni kitabını imzalatırdım. Yapılabilseydi çok ilginç geçeceğine inandığım konferansına katılırdım.
Ergün Sönmez, Marksizmin emperyalizm kuramını günümüzün globalist dünyasına uyarlıyor ve yaşanan olguyu “kolektif emperyalizm” olarak tanımlayıp kavramlaştırıyor.
Sönmez, Erganili ve neyzen aynı zamanda…Ney, herhalde günümüzün huzursuz dünyasında insana huzur verebilecek, en iyi enstrümanlardan biri…
Dostlarım rahmetli İbrahim ile Corry Canın oğlu Tayfun da iyi ney çalar, benden duymuş olun. Tayfun, harika bir kitap yazdı Gezi olayı üzerine “Çapulcu” diye: Die Gezi-Park-Bewegung und die neuen Protesten in der Türkei” diye, tavsiye ederim. (Unrast Verlag, 2014)
Hızını alamadı, bir de Suriye iç savaşı üzerine bir kitap yazdı. “Gestrantet” diye (Mahsur Kalanlar diye tercüme edebiliriz). Alt başlık: “Avrupa ile Suriye Arasında Sığınmacılar”. Yine aynı yayınevinden, 2016 yılında çıkmış. İlginç bir adı var yayınevinin, Unrast… Huzursuz diye tercüme edebiliriz.
Ergün Sönmez ile aynı fakülteden mezun olmuşuz, İÜ İktisat. Doktorasını Berlin Hür Üniversitesinde yapmış. Ben tamamlayamadım ikinci kez, Hocam Cahit Orhan Tütengil’i faşistler vurduğu için, 1979’un karanlık 9 Aralığında. Cenazesi de saldırıya uğramıştı. Harıl harıl, Demokrat gazetesinin hazırlıkları içindeydik o günlerde. İlk sayı 1978 Maraş kıyımının 1. yıldönümüne yetişsin diye.
Bu arada benden duymuş olun, Ergün Sönmez, askerlik hizmetini öğretmen olarak Kasımpaşa’da yapmış. TC’nin 12. C. Başkanı RTE’nin ilkokul öğretmeni çıkmaz mı? Zaten yeni çıkan kitabında, eski öğrencisi RTE’ye yazdığı mektuplar da yer almakta. Bu mektup kendisine ulaşmış mı, ulaşmamış mı? Meçhul. Yanıtlamadığı kesin.
Şöyle diyor Sönmez, eski öğrencisine 2015 Ocak’ında yazdığı mektubunda: “Objektif durum Türkiye’nin önünde dururken, “Teröre” karşı olma gerekçesi ile yürütülecek olan savaş size ve partinizi daha önceki hükümetlerin akıbetine uğratacaktır…Tarihten ders çıkarmayıp savaşı yürütmekle siz kendinizin bizzat politik intiharınızı hazırladığınızı görmelisiniz…Bugüne kadar Türkiye’nin birikmiş ve gecikmiş tarihsel problemlerini çözmekten, hemen barış ve demokrasiyi sağlamaktan başka bir gerçek seçeneğinizin olmadığını, Batı’nın ve eski vesayetçilerin istediği, düşeceğiniz kuyuyu, yürüttüğünüz savaş ortamı ile kendinizin kazdığını görebilmelisiniz.”
Ergün Sönmez’in AB ve Kürt sorununa ilişkin kitapları da çıktı, Tevn ve Peri yayınlarından. Türkiye ve Avrupa Birliği (2005); Günümüz Kapitalizmi ve Alternatifi (2007); Kürt Özgürlük Hareketi ve KİP (2005); Demokrasi, Kürtler ve AB (2009); Yakın Doğu’da Kadın (2012).
Almanca yayınladığı kitaplardan bazıları ise, “Göçmen İşçilerin 40. Yılı / Misafir İşçilikten Ulusal Azınlığa (2001); Reel Sosyalizmin Çöküşü (2004); Almanya’da “Misafir” Olmak /Türkiyeli Göçmenlerin Uzun Yolu/Entegrasyon ve Eşitlik Mücadelesi (2015).
Ergün Sönmez, TÜYAP’a gelemeyecek ama, Çölemerik Emiri diye takıldığım, Hamit Geylani, son çıkan kitabı “Şeyh Ubeydullah Nehri yi imzalayacak Cumartesi günü. Özellikle, sözde “güvenlik koridorunun”, yalnız Orta Doğu değil dünya gündemine oturduğu şu günlerde Geylani’nin kitabını okumak önemli.
Ama gidebilseydim, izlemek isteyeceğim 2 panel var en azından. Birincisi “Helen Şiirimde Katerina Gogou, Sinema ve Sokağın Dili”, 3 Kasım, Pazar günü saat 17.45’de Büyükada Salonu’nda.
İkincisi 7 kasım Perşembe günü, Heybeliada Salonunda, saat 13.15’de, Rusya’nın Konuşulmayan Acıları”. Özellikle bir “adalı” olarak bayılıyorum salon adlarına. Bunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Birinci paneldeki konuşmacılar: Aris Abacı (Belge Yayınları’nın dostu çevirmen Panayot Abacı’nın oğlu). Paneli Sinan Zarakolu yönetecek. İki “oğul”un buluşmasından çok mutluyum bu arada.
Katerina GOGOU, inanılmaz anarşik bir şair, komşu’dan. Onun şiirlerini bize kazandırdığı için teşekkür borçluyuz, konuşmacı Mahir Ergun’a. Ve diğer konuşmacı Ruggero Calich. Konuk yazarlar listesine konulmak istendi, ama Ruggero kökten İstanbullu! Boğaziçinden mezun, İstanbul Film Festivalini yıllardır omuzlarında taşıyanlardan.
İkinci paneli Belge, adına bayıldığım Ankaralı Kuzey Işığı yayınları ile birlikte düzenliyor. İstanbul’un, Kars’ın “öteki” sakinleri konuşacak. Kitap şair ve gazeteci Vercihan Ziflioğlu’nun son kitaplarından biri üzerine temellenecek. Konuşmacılar, bizim 68 kuşağından, Denizlerin arkadaşı Kazmir Pamir ve Nikifor Bilak, Vercihan yanında. Onun şiirlerini, Marmara gazetesinin teknik yardımı ile, Ermenice ana dilde yayınladığı için Belge ile gurur duyuyorum. Vercihan’ın bu kitabının, abluka atında olduğu için Belge’den çıkmasını istemedim. Ne iyi oldu, Kuzey Işığı yeni baskı yaptı.
Ah, bir de 28 yıldır mahpus olan, harika kitaplar yazan, Edip Yalçınkaya, Belge’den çıkan yeni çıkan kitabı “Dideban” adlı 1914 Bitlis’ini konu alan romanını tanıtsa, imzalasaydı TÜYAP’ta. Hele, salt il idare meclisine seçildi diye tutuklanan 70 küsür yaşında babası Medeni Bey’le birlikte otursaydı…
TÜYAP’ta hapiste ve sürgünde olan yazarlar unutulmamalı!
1940 doğumlu Katherina Gogou 1993 yılında yaşamına kendisi son verdi.