Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından işkence gören 2 tutuklu yaşamını yitirdi. Cezaevinde bir süredir devam eden işkence ve kötü muamele sonucu 6 adli tutuklunun yaşamını son vermeye kalkıştığı belirten ÖHD İstanbul Şubesi, 60 gardiyanın tutuklulara işkence yaptığını kaydetti
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, “Adalet Bakanlığına Sesleniyoruz! Silivri 5 No’lu Hapishanesi’nde Neler Olduğunu Açıklayın!” başlığıyla acil bilgi notu paylaştı. Acil bilgi notunda, Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından işkence gören Serhan Yılmaz ve adı öğrenilemeyen diğer bir tutuklunun yaşamını yitirdiği belirtildi. Bilgi notunda ayrıca Serhan Yılmaz isimli tutuklunun cenazesinin ailesi tarafından alındığı bilgisine de verildi.
8 kişi hastaneye kaldırıldı
İHD, konuya dair şunları kaydetti: “6 Nisan günü Silivri 5 Nolu Hapishanesinde sayım sırasında mahpusların darp edildiği, ardından sürekli işkenceye maruz bırakıldıkları ve intihara zorlandıkları, haklarında gerçeğe aykırı tutanak tutulduğu, doktora götürüldüklerinde darp yoktur diye beyanda bulunmaya zorlandıkları ve 8 mahpusun Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı yönlü bilgilerin kamuoyuna yansıması sonrasında Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü 9 Nisan günü yaptığı açıklamada olayı yalanlamıştır.
Ancak işkence ve kötü muamelenin halen devam ettiği, mahpusların avukatları ile görüşmelerinin engellendiği ve hastaneye kaldırılan mahpuslardan Serhan Yılmaz ve adı öğrenilemeyen diğer bir mahpusun dün hayatını kaybettiği, Serhan Yılmaz’ın cenazesinin ailesi tarafından alındığı öğrenilmiştir.”
6 kişi intihara sürüklendi
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkence sonucunda 6 adli tutuklunun yaşamına son vermeye kalkıştığını duyurdu. Söz konusu duruma ilişkin yazılı açıklama yapan hukukçulur, “6 Nisan’da adli mahpusların tutulduğu koğuşa 60 gardiyanın girdiği ve mahpuslardan birine tokat attığı, tokat attığı mahpusa ayrıca ‘dışarı çık seninle görüşeceğiz’ şeklinde tehditvari sözler söylediği, bunun üzerine yaşanan arbede de hasta olan bir mahpusun atak geçirdiği iddiaları tarafımızca öğrenilmiştir” denildi.
6 kişi 60 gardiyan saldırdı
Açıklamada ertesi gün öğleden sonra 60 gardiyanın koğuşa gittiğine vurgu yapılarak, “Gardiyanların yanında kurum müdürü olduğu ve kurum müdürünün mahpuslara yönelik ‘Size film çekeceğiz bekleyin!’ şeklinde tehditvari söylemleri olduğu; gardiyanların 6 tane mahpusu alıp darp ederek işkence ettikleri ve yaşanan baskı, şiddet üzerine bir mahpusun bahçede ayakkabı ipleriyle intihara teşebbüs ettiği; intihara teşebbüsü görmelerine rağmen mahpusa gardiyanların veya sağlık çalışanlarının değil, koğuş arkadaşlarının müdahale ettiği iddiaları da aktarılmıştır” denildi.
İşkenceye intihar süsü verildi
8 Nisan’da ise 6 tutuklunun 40’a yakın hap içerecek yaşamlarına son vermeye kalkıştıklarının bilgisini paylaşan ÖHD, açıklamasının devamında şunları ifade etti: “Mahpuslardan birinin şuan yoğun bakımda olduğu; diğer mahpuslara da yaşananların ailelerine aktarmasının engellenmesi amacıyla telefon görüş yasağı getirildiği hususu da ayrıca aktarılmıştır. Son olarak basına yansıdığı kadarıyla burada tutulan bir mahpusun intihar ettikten sonra cenazesinin Batman’a götürüldüğü iddiası tarafımızca sorulmuşsa da hapishanedeki görevlilerden bu konuda bir bilgi alınamamıştır.
‘Adalet Bakanlığı’ndan açıklama bekliyoruz’
Silivri 5 No’lu hapishanesinde hem işkence yasağına yönelik hem de yaşam hakkına yönelik ağır hak ihlalleri iddiaları vardır. Konuyla ilgili sürecin takipçisi olacağımızı belirtmekle beraber bu iddiaları aydınlatma yükümlülüğü Adalet Bakanlığı’ndadır. Dolayısıyla mahpusların can güvenliklerine ve yaşanan hak ihlalleri iddialarına ilişkin Adalet Bakanlığı’nı acilen açıklama yapmaya davet ediyoruz.”
İHD’den basın açıklaması
Öte yandan, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 60 gardiyanın baskı ve işkencesinin ardından yaşamına son vermek isteyen 6 tutukludan Serhan Yılmaz ile ismi öğrenilemeyen bir tutuklunun yaşamını yitirmesine dair Taksim’de bulunan dernek binalarında açıklama yaptı. Toplantıda, “Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz! Silivri 5 No’lu L Tipi Hapishanesi’nde neler olduğunu açıklayın!” yazılı pankart açıldı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldı.
Bir kişi yoğun bakımda
İHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, cezaevlerine yaşanan ihlallerin can alıcı boyutlara ulaştığını söyledi. Yaşanan ihlallere ilişkin başvurular yaptıklarını, onlarca kez raporlar hazırladıklarını dile getiren Acettin, “Son bir haftada, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları iddia edilen Hasan Kasan’ın yoğun bakımda olduğu bilgisine ulaşılmış, Serkan Yılmaz’ın hayatını yitirdiği ve cenazenin ailesi tarafından alındığı öğrenilmiştir. Silivri 5 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşananların üstünü örtmek, bu suça ortak olmaktır. Adalet Bakanlığı’nı ve tüm yetkilileri; mahpus haklarının korunması için önlemler almaya ve hakikati tüm açıklığı ile ilgilileri ve kamuoyu ile paylaşmaya çağırıyoruz” diye seslendi.
Botlarla kafalarına basıldı
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün yaşananları yalanladığını paylaşan Acettin, “Ancak bir mahpusun ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde aktardıkları ve dün yaşamını yitiren diğer bir mahpus Serhan Yılmaz’ın cenazesinin ailesine gösterilmeksizin hazırlanarak teslim edilmesi, gerçeklerin iddia edilenden daha vahim olduğuna işaret etmektedir. Telefon görüşmesinde tutuklular; 6 Nisan günü sayım sırasında oruçlu olduklarını, sayım görevlilerinin bir arkadaşlarına hiçbir neden yokken tokat attıklarını, hakaret ettiklerini, buna itiraz etmeleri üzerine kendilerinin de darp edildiklerini, kendisinin hastalığı nedeniyle bu arada atak geçirdiği için bahçeye çıkartıldığını, bahçede de işkence ve hakarete uğradığını, ardından geri koğuşa getirildiğini, arama bahanesi ile gelip tekrar bahçeye çıkartıldıklarını, bahçede darp edildiklerini, sakallarının yolunduğunu, ardından ‘yumuşak oda’ ya atıldığını, botlarla kafasına basıldığını, sürekli işkenceye maruz bırakıldıklarını aktardılar” dedi.
Gardiyan intihar edin diyerek ip verdi
Tutukluların telefon görüşmesinde ailelerine intihara zorlandıklarını paylaştığını aktaran Acettin, şunları söyledi: “Hiçbir şekilde görevlilere fiziki müdahalede bulunmadıkları halde haklarında gerçeğe aykırı tutanak tutularak suçlanmaya çalışıldıklarını, doktora götürüldüklerinde işkence tehdidi ile ‘darp yoktur’ diye beyanda bulunmaya zorlandıklarını, dün yine bahçeye çıkarıldığını, darp edildiğini ve ip verilerek ‘kendini assana, öldürsene’ dendiğini, kendisini asmaya çalışırken gelip ‘yalandan’ kurtardıklarını, bu zulüm nedeni ile kendilerini öldürmeye karar verdiklerini, intihar edeceklerini söylemişler” şeklinde konuştu.
Aileler Adalet Bakanlığı’na seslendi
İntihara sürüklenen arasında Coşkun Ağca, Abdulmenav Çetin, T. Okçu, O. Hacıoğlu, H. Masal ve Ali adlı tutukluların olduğu bilgisini paylaşan Acettin, “Buradan Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz. Öncelikle mahpuslara yönelik işkence ve kötü muameleyi durdurun ve yaşam koşullarını iyileştirin. Bu olaya dair hakikati ortaya çıkarmak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak için, olaya katılan cezaevi görevlileri ve göz yuman cezaevi yönetimini zaman geçirmeksizin görevden alın ve olayı hem cezai hem idari olarak soruşturun, olayın aydınlatılması aşamasında sivil inceleme heyetlerinin mahpuslarla görüşmesine olanak sağlayın ve hakikati tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşın” diye kaydetti.
Can güvenlikleri yok
Ardından söz alan Abdulmenav Çetin’in annesi Avniye Çetin, tutuklu çocuğunun Cuma günü kendisini aradığını ve can güvenliğinin tehlikede olduğuna dair bilgi paylaştığını belirtti. Bu bilgi aktarımı ardından 5 gündür çocuğundan haber alamadığını, savcılığa şikayette bulunduğu ancak herhangi bir gelişme olmadığını dile getiren Çetin, “Oğlum görmek için cezaevine gittim ancak beni içeriye almadılar. Bir kelime etti ve telefonu kapandı. O günden sonra bir daha haber alamadım. Cezaevine de gittim ancak gardiyanlar bizi içeri almadı ve bize bağırıp çağırdı. Polise gittim hiçbir şey yapmadı. Dün cezaevine gittim ve onlardan şikayetçi oldum” diye aktardı.
Gardiyanlar burnunu kırdı
İntihara sürüklenen Çoşkun Aca’nın annesi Fatma Ağca, Cuma günü çocuğunun kendisini aradığını ve can güvenliğinin olmadığına dair aktarımda bulunduğunu kaydetti. Bu aramanın ardından çocuğundan bir daha haber alamadığını ifade eden Ağca, “Her yere gittim ancak bana bir daha haber vermediler. Jandarma, devlet bize niye sırt çıkmıyor. Erdoğan niye sesini çıkarmıyor. Bizim çocuk adam mı öldürmüş. Benim çocuğumun burnunu kırdılar. Çocukları çırıl çıplak karanlık odaya atıyorlar. Bir odaya götürüp işkence ediyorlar. Oy verenlerin boynu kırılsın” ifadelerini kullandı.
İntihara sürüklüyorlar
Cezaevinde ölümlerin artamaya başladığını ifade eden Gülüm, Garibe Gezer ve Vedat Erkmen’in ölümünü hatırlattı. Cezaevinde ağır koşulların olduğunu, en temel hakların dahi yok sayıldığını aktaran Gülüm, “Tutuklular toplu şekilde işkenceye uğruyor. Gardiyanların ip verdiği ve ‘hadi kendisini öldürün’ dediği bir boyuta geldi. Bir cezaevinde bir arada intihar oluyorsa kişisel meselelerden olmadığı açıktır. Telefon görüşmelerinde üzerlerinde yoğun baskı olduğunu ve intihara sürüklendiğini söylüyor” dedi.
Bakanlık göz yumuyor
Bakanlık ve cezaevi müdürlüğünün ölümlerden sorumlu olduğunu ifade eden Gülüm, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cezaevinde yaşanan bu süreç artık son bulmalıdır. Bu yaşananlar artık sınırların aşıldığının göstergesidir. İnsanların hayatlarının yok edildiği bir ortam var. Tutuklular artık gardiyanların şiddeti nedeniyle yaşamına son veriyor. Yapılan suç duyurularına dair ise soruşturma ve dava açılmıyor. Bu da oradaki gardiyanların, jandarmaların ellini rahatlatıyor. Aileler ifade etti; bu şikayete ilişkin hiçbir işlem yapılmamış. Bu cezasızlık cezaevi idaresinin yapmak istediği baskı ve ihlallerinin önünü açıyor.”
İSTANBUL