Bayram Balcı’nın toplu şiirleri geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Kitabın adı Hüt. Balcı, benzer süreçleri yaşadığımız arkadaşımız. Dolayısı ile biraz biz varız şiirlerde, biraz paylaştığımız coğrafya, biraz kaderimiz/kaderimiz
Hüseyin Kalkan
Şair Bayram Balcı’nın toplu şiirleri geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Klaros Yayınları etketi ile raflardaki yerini alan kitap şairin 1999 ve 2007 yılları arasında yazdığı şiirleri kapsayan üç kitaptan oluşuyor. İlk kitap Canıma Değmez Hayat (1999), ikinci kitap Yerdibi (2002), son kitap ise Livar (2002 yılında) yayınlanmış. Şairin şiirlerine toplu olarak ulaşmış olmak başlı başına olumlu bir adım. Balcı okurları için de sevindirici. Şunu söylemek gerek; Balcı ile hemen hemen aynı süreçleri farklı yerlerde yaşadık. Onun için Balcı’nın şiirlerinin hayatımızdan ve coğrafyamızdan izler taşıması normal. Habere gidip bir daha dönmeyen arkadaşlarımızdan izler, her şeye rağmen gerçek diyen gazetecilerin kararlığından ve aşklarından izler. Kitabın uzun ve ruhumuzun coğrafyasında gezinen şiiri, kitabın 39. sayfasında yer alan Lamia’da bazı dizeleer bir göz atarsak ne demek istediğimi daha kolay anlatacağım.
“sana oğlu kaybedilmiş bir annenin acısıyla sesleniyorum/ben ölürüm lamia /nefes alarak kalbim çarparak/şehrin belleğini zonklatarak ölürüm/salgın vebadır şehre kayıpoğulsancısı/bitirim mahçup gayriresmi /yıkar tahtını saltanatın /korku öde çığlık anamın sancısına karışır /ben yeniden doğarım lamia/bir avuç et /üç gram kanpıhtısı /sonrasız canhavli/çağ ötesinden kalma bir fosilim /anamın evlat deyip bağrına bastığı.”
Kederimizden izler
Kitapta bizden izler taşıyan şiir sadece bu şiirden ibaret değil. Balcı ile benzeri süreçleri yaşadığımızdan söz etmiştim. Dolayısı ile biraz biz varız şiirlerde, biraz paylaştığımız coğrafya, biraz kaderimiz/kaderimiz.
Bayram Balcı ise bize kendi şiirini şöyle anlatıyor: “Şiir bir tanışma halidir. Hayatla, insanla, doğayla, evrenlerle, bize boğmaya gark etmiş sistemlerle bir tanışma halidir. Tanışma ve bilme halidir. Kaçırdığımız olanakları, unuttuğumuz anları, ıskaladığımız hedefleri, geriye dönüp onaramayacağımız hataları öncesinden sezebilmemizin tecrübesini oluşturur. Şiir, farkında olalım ya da olmayalım, her insanın içinde varolan kuyudur. İçimizdeki kuyunun derinliğinde bulunmayı beklediği için sessizce akan bir ırmaktır.”
Özgürlük arayışı
Bayram Balcı, şiirini hayatın içinde bir şiir olarak tarif ediyor. Tabii ki bir özgürlük arayışını da kapsıyor. Şöyle diyor Balcı: “Sokağa, caddeye, bulvara açılmış bir penceredir şiir. O pencereden hayatın karartılmış alanlarına sızan bir isyan ateşedir. Unuttuğumuz her şeyi kendinde biriktirir şiir. Gözyaşlarıyla ıslanan ilk duygusal uzlaşma anlarının parlak umutlarına bir vedadır. Yaraya zehir dökmektir. Arzuları gövdenin sunağında kurban etmektir. Şiir, dağlı bir sevdadır. Bir dağ sevdasıdır. Dağlarda çoğalan direniş ateşi gibi günü geldiğinde kentleri kuşatan bir özgürlük bildirisi olandır. Bugüne kadar şiirin pek çok tanımı yapıldı. Daha da yapılacaktır. Yapılan bütün tanımlar eksiklikleriyle birlikte kabul de görmüştür. Benim şiir tanımımı ise tek cümle ile ifade edersem; Şiir bir özgürlük arayışıdır.”
Bayram Balcı’nın özgürlük arayışına tanıklık etmek istiyorsanız, Hüt raflarda.
Bayram Balcı kimdir?
Bayram Balcı şiire ortaokul yıllarında başladı. İlk şiiri 1985’te Cumhuriyet dergisinde çıktı. Şiirleri ve düzyazıları daha sonra Temmuz, Karşı Edebiyat, Varlık, Akatalpa, Edebiyat ve Eleştiri, Ütopiya, Defter, Cumhuriyet Dergi, Kavram Karmaşa, Öteki-siz ve Mecmua gibi dergilerde yayımlandı. Mersin’de Akdeniz Lirikleri adlı fanzini, Ankara’da Yeni Şiir, İstanbul’da Ağır Ol Bay Düzyazı adlı şiir dergilerini arkadaşlarıyla birlikte yayımladı. 1991 yılında gazeteciliği başladı. Özgür Gündem gazetesinde 2016 yılına kadar gazetecilik yaptı. Özgür Gündem gazetesine yapılan baskıları anlatan Press filminin film öyküsünü yazdı. Ayrıca Mavi Ring filminin senaryosunu yazdı. Balcı, bir süredir yurt dışında yaşıyor.