Son yıllarda giderek artan orman yangınları, seller, aşırı sıcaklar ve kuraklık yakın gelecekte yaşamı çok daha derinden sarsacak. Türkiye’de yaşanan sellerle ilgili yeni bir uyarı geldi, Cuma gününe dikkat!
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 9 Ağustos’ta yayınlanan raporunda, iklim değişikliğinin yaygın, hızlı ve yoğun olduğu uyarısında bulunulurken, iklimde gözlemlenen değişikliklerin binlerce yıldır görmezden gelindiğine, telafisinin ise zor olacağına dikkat çekildi. IPCC raporu yazarlarından Hamburg Üniversitesi İklim Araştırmacısı Dirk Notz, “Gelecek yıllarda karbondioksit salınımını çok hızlı bir şekilde durdurmazsak, aşırı hava olayları, seller, kuraklıklar ve sıcaklıklar yaşanacak” dedi. Notz, “iklim değişikliği aşırı doğa olaylarını çok daha olası hale getirmektedir” diye belirtti.
Kastamonu hatırlanmalı!
Türkiye’de ortaya çıkan orman yangınlarının birçoğu rantsal ve siyasal amaçla gerçekleşen sabotajlar olduğunu gösteren birçok veri var. Ancak aşırı sıcakların bir müdahale olmasa dahi orman yangınlarını ortaya çıkardığı gerçeği de yakıcı biçimde hem Türkiye’de hem de tüm dünyada yaşanıyor. Diğer yandan iklim değişiminin en belirgin göstergelerinden biri olan aşırı ve kısa süreli yağışlar can almaya devam ederken, bu durumun daha da hızlı artarak süreceği gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Geçtiğimiz günlerde Kastamonu ve Sinop’ta yaşanan seller daha önce görülmemiş boyutlara ulaşırken yeni sel uyarıları yapılıyor.
Rize, Trabzon ve Artvin’e uyarı
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyelerinden meterolog Prof. Dr. Orhan Şen, 2 Eylül Perşembe akşamı ve cuma günü özellikle Karadeniz ve Marmara’da kuvvetli yağışların görüleceğini ve bu durumun çok tehlike gözüktüğünü, özellikle Rize, Trabzon ve Artvin illeri için uyarıda bulundu. Türkiye genelinde etkili olan sıcak hava dalgasının, eylül ayının ilk haftasında yerini daha serin bir havaya bırakacağını söyleyen Prof. Dr. Orhan Şen, 5 gündür çok sıcak bir hava dalgasının mevcut olduğunu ve 2 Eylül Perşembe gününden itibaren yaşanacak 7-8 derecelik düşüşle birlikte yoğun yağışların ortaya çıkacağını belirtti.
‘Çok tehlikeli gözüküyor’
Sel tehlikesine dikkat çeken Orhan Şen, “Bütün Türkiye’nin hava sıcaklıkları 35 derecenin üzerinde. Perşembe günü ise kuzey batıdan Karadeniz üzerinden daha serin bir hava dalgası gelecek. Bu daha serin hava Marmara ve Karadeniz başta olmak üzere sıcaklıkları 7-8 derece düşürecek. İstanbul’da sıcaklıklar 20’li dereceleri görecek. Bu kadar ani sıcaklık düşüşü önemli olayları meydana getiriyor. Bu sıcaklık düşüşü ile Marmara ve Batı Karadeniz’de şiddetli yağışlar gözüküyor. Perşembe akşamından itibaren Cuma günü de büyük bir risk var. Artvin, Trabzon, Rize’de çok kuvvetli yağışlar var. Biz bu yağıştan korkuyoruz, önemli problem. Marmara’nın doğusundan itibaren Karadeniz’e kadar etkili olacak ve çok tehlike gözüküyor” uyarısında bulundu.
Kapitalizmin doğaya tahakkümü!
Sonsuz büyüme zorunluluğu olan kapitalizmin egemenliği sorgulanmadan yaşanan felaketlerden geri dönmek tamamen imkansız. Kapitalizm karbon salınımını azaltarak yaşanan ekolojik krizi önleme iddiasının boş bir iddia olduğu gerçeği artık daha net görülüyor. Ekolojik krizi ve buna bağlı yaşanan iklim krizinin çözümü doğanın korunmasıyla münkünken, sermayenin sınırsız kâr hırsı bu olasılığı sıfırlıyor. Kapitalizm, ekolojik krizden çıkışı sermayenin doğa üzerinde çok daha ileriden kurmak istediği tahakkümde arıyor. AKP iktidarının da sermayeye yeni birikim alanları ve daha ucuz kredilere ulaşmak üzere sarılmaya çalıştığı ‘yeşil ekonomi’ ile doğanın yani ekosistemlerin korunması adına doğanın tüm süreçleri ve fonksiyonları sermaye birikim sürecinin bir parçası haline getiriliyor. Yeşil ekonomiye göre geçmişte fiyatlandırılmayan doğal yaşam fiyatlandırılarak yeni birikim alanları yaratılacak.
Sermaye asla sorumluluk almayacak!
İklim değişiminin etkileri, Kastamonu’da evleri yıkılan, canlarını yitiren emekçi halkla, zengin sınıflar arasında büyük bir eşitsizlik hali olarak yaşanırken, iklim krizinin tüm faturası ve ağır sonuçları yoksul halkların sırtına yıkılarak eşitsizlik daha da derinleşecek. Kapitalizm aşırı üretimleriyle sorumlusu olduğu iklim kriziyle birlikte sermaye kesimleri; su kaynaklarının daralması, tarımsal üretimin düşmesi, aşırı hava olaylarıyla sellerin ve orman yangınlarının yaygınlaşması karşısında bir sorumluluk almayacağı gerçeğini her gün yaşıyoruz. Muğla’da onbinlerce ormanlık alan yanıp kül olurken arkada kalan bir avuç Akbelen Ormanı’na çökmeye çalışmaları bunun açıkça göstergesidir. Dersim’de askeri operasyonlarla başlayan ve halen süren yangınlar kapitalizmin kirli yüzünü ortaya koymaya yetmekte. Yaşamın felaketler zinciriyle birlikte yok oluşa sürükleyen kapitalizmden kurtulunmadığı sürece başımıza her türden birçok kötülüğün daha yaşanacağını görmek durumundayız.