Kadın Dayanışma Vakfı, koronavirüs salgınında kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadınların yaşadığı sorunlara ilişkin açıklama yaptı
Dünyadaki salgın dönemlerinde birçok eşitsizlikle birlikte kadın erkek arasındaki eşitsizliğin de büyüdüğüne dikkat çekilen açıklamada alınması gereken tedbirleri paylaştı.
- “İllerde oluşturulan Pandemi Kurulları’nda kadın örgütlerine yer verilmesini,
- 7/24 hizmet verecek bir acil yardım hattının (mevcut ALO 183 ya da yeni oluşturulacak bir hat) sadece kadına yönelik şiddet başvurularına ayrılmasını ve acilen bu hatla bağlantılı kadına yönelik şiddetle mücadele kriz masasının oluşturulmasını,
- Kadınların yaptığı tüm başvurulara ve talep ettiği tüm hizmetlere eşit bir biçimde ulaşmalarının önündeki temel engellerden biri olan dil engelinin ortadan kalkması için, öncelikli olarak acil yardım hatları, hastaneler, 6284 Sayılı Kanun çerçevesinde kadına yönelik şiddetle ilgili görev ve sorumluluğu olan tüm kurum ve kuruluşlarda hizmetlerin Arapça ve Kürtçe olarak da sağlanmasını,
- Salgın döneminde 155 Polis, 156 Jandarma gibi kolluk hatlarının kadınların şiddet bildirimlerine öncelik vermesini, görevlilerin salgını bahane ederek başvuruları geri çevirmemesinin garanti altına alınmasını,
- Mevcut sığınaklarda salgına karşı gerekli tüm sağlık tedbirlerinin alınmasını, yeni başvurular için sığınaklarda yer kalmaması halindeyse şehirlerde uygun mekanların acilen hijyenik koşullara sahip sığınaklar haline getirilmesini,
- Kadınların şiddeti bildirebilmeleri için salgın dönemine özgü güçlendirici politikaların oluşturulup, destek alınabilecek mekanizmaların yaygın olarak duyurulmasını,
- Konusu, içeriği kadına yönelik şiddet olan tüm soruşturma ve dava dosyalarının ve uzaklaştırma tedbiri başta olmak üzere tüm 6284 Sayılı Kanun başvurularının erteleme olmaksızın sonuçlandırılmasını, tedbir kararlarının uygulamasının takip edilmesini,
- Karantina nedeniyle artan şiddet karşısında, kadınların yapacağı yeni başvurular için adli mercilere ve avukat desteğine erişimin kolaylaştırılmasını,
- Pandemi nedeniyle sağlık hizmetlerinin alınmasının güçleşmesi ihtimalinden hareketle, tecavüz ve taciz olayları sonrası kadınların gecikmeden başvuru yapabileceği ve rapor alabileceği özel birimlerin hastaneler içinde oluşturulmasını,
- Pandemi dönemlerinde ikinci plana atılan, yasal olarak zamanla sınırlanmış kürtaj hakkı başta olmak üzere, üreme ve cinsel sağlık hizmetlerinin alınabilmesi, kadınların mağduriyet yaşamadan bu hizmetleri alabilmesi için hastaneler içinde gerekli düzenlemelerin ertelenmeden yapılmasını,
- ‘Evde kal’ denilen salgın döneminde kalacak eve, temiz suya, yeterli gıdaya ve hijyenik koşullara sahip olmadıkları için koronavirüse karşı korunmasız durumda olan tüm mülteci kadınların, ‘Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’ kapsamında olan kadınlar da dahil olmak üzere, sağlık kontrollerinin acilen yapılmasını ve kayıtlı ya da kayıtsız tüm mülteci kadınların sağlık hizmetlerinden koşulsuz, şartsız yararlandırılmasını istiyoruz.”
KADIN SERVİSİ