Şiddetin toplumsal bir hastalık olduğunu söyleyen Umut Vakfı Koordinatörü Ebru Bingör, çözüm için ortak bir tavır ve duruşun gerekli olduğunu belirtti
Bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı’nın verilerine göre, Türkiye’de kadınların öldürüldüğü şiddet vakalarının yüzde 80’inde patlayıcıateşli silahlar kullanılıyor. Umut Vakfı, 2018 yılına dair bireysel silahlanma raporunu henüz kamuoyu ile paylaşmadı ancak vakfın bir önceki yıl açıkladığı rapora göre, 2017’nin ilk 8 ayında bin 575 kişi bireysel silahlanma nedeniyle yaşamını kaybetti. 2017’nin ilk 9 ayında aralarında dinamitle öldürülen Nurcan Demiröz’ün de bulunduğu 272 kadın yaşamını kaybederken, 147 kadın da ağır yaralandı. Raporda, 2016’nın ilk 8 ayında 34’ü koruma altında toplam 248 kadının yaşamını kaybettiği belirtilirken, içişleri bakanlığı ve emniyet birimlerindeki rakamların ise, çok daha ürkütücü olduğu ifade edildi.
En fazla Aralık 2017
Aylara göre bakıldığında da, 2017 Ocak ayında 17 ilde 20’si silahlı 23 kadın cinayeti gerçekleşti. Şubat’ta 24 ilde 29’u silahlı toplam 39 kadın cinayeti, Mart’ta 23 ilde 35’i silahlı 42 kadın cinayeti, Nisan’da 17 ilde 21’i silahlı 29 kadın cinayeti, Mayıs’ta 22 ilde biri dinamitle olmak üzere 33’ü silahlı 44 kadın cinayeti, Haziran’da 23 ilde 27’si silahlı 34 kadın cinayeti, Temmuz’da 24 ilde 32’si silahlı 38 kadın cinayeti, Ağustos’ta 25 ilde 29’u silahlı 43 kadın cinayeti, Eylül’de 27 ilde 40’ı silahlı 48 kadın cinayeti, Ekim’de 28 ilde 36’sı silahlı 45 kadın cinayeti, Kasım’da 20 ilde 29’u silahlı 35 kadın cinayeti ve son olarak Aralık’ta da 26 ilde 40’ı silahlı 52 olay yaşandı.Umut Vakfı Koordinatörü Ebru İlke Bingör, şiddetin toplumsal bir hastalık olduğunu belirterek, “Sadece kadınlar değil toplumun hemen her kesiminde insanlar her gün evden işyerine, sokaktan toplu taşıma araçlarına, okullardan yurtlara farklı boyutlarda şiddete maruz kalıyor ve şiddet şiddeti doğuruyor” dedi.
Toplumsal duruş gerekli
Şiddetin böylesine artarak toplumun tüm katmanlarına yayılmasının sebeplerinin araştırılması, ortaya çıkarılması ve azaltılması için çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Ebru Bingör, “Şiddetsiz bir toplumun oluşması için bizi yönetenlerden tüm sivil toplum örgütlerine, derneklere kadar kısacası ilgili herkesin acilen el ele vermesi gerektiğini, çalışmalar yapması, toplumsal bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyoruz” çağrısı yaptı.
İSTANBUL