Kadınlara dönük şiddet ve katliamları değerlendiren Rosa Kadın Derneği’nden Av. Berfin Polat, ‘Kadın örgütleri olarak özsavunma çemberini daha da büyütüp, örgütlü mücadele etmemiz gerekiyor’ dedi
Kadına yönelik şiddet olayları her geçen gün artarken, 2024’ün Ocak- Eylül ayları arasında 259 kadın katledildi, 150 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
JINNEWS’in şiddet çetelesine göre ise sadece Ağustos ayında 31 kadın ve 5 çocuk katledildi. 15 kadın ve 3 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Rosa Kadın Derneği üyesi avukat Berfin Polat, artan şiddet karşısında özsavunmanın önemine dikkat çekti.
‘Erk sistem; şiddetin, katliamların unsurlarını barındırıyor’
Ataerkil yapılar ve totaliter iktidarların, militarizm ve cezasızlık politikalarının kadına karşı katliamları ve şiddeti arttırdığına neden olduğunu ifade eden Polat, “Karşımızda kadın erkek eşitliğine karşı olduğunu her fırsatta açık açık ifade eden, politikalarını buna göre dizayn eden bir iktidar anlayışı var. Dolayısıyla erk sistem üzerine kurulu olan bu düzen her gün, her saat erkekliği biraz daha kışkırtan, doğalında kadına karşı şiddet ve katliamların artmasına, derinleşmesine sebebiyet veren unsurları barındırıyor. Bu yüzden kadına karşı işlenen şiddet ve katliamlar değişen gündem değil, derinleşen ve boyut değiştiren gündem olarak karşımızda duruyor. Kaç kadının katledildiği, kim tarafından, nerede katledildiği, hangi bahaneyle katledildiği bizim için doğru okunduğunda önleyici politikaların geliştirilmesine ışık tutuyor” diye belirtti.
Aile odaklı politikalar, silahlanma…
Sadece Ağustos ayında 31 kadın katledildiğini anımsatan Polat, kadınların çoğunun yine en yakınındaki erkekler tarafından katledildiğini hatırlattı. Kadına karşı şiddet ve katliamların görünmez kılınmaya çalışıldığına dikkat çeken Polat, yaşanan katliam ve şüpheli ölümlerin devletin yürüttüğü politikalardan bağımsız olmadığını sözlerine ekledi. Polat, “Kadınların ateşli silahlarla katlediliyor olması bu ülkedeki bireysel silahlanmanın kadın katliamlarına ne denli zemin hazırladığını gösteriyor. Bu ülkedeki kadınların en yakınlarındaki erkekler tarafından ev içinde katledilmesinin aile odaklı politikaların ne denli buna zemin hazırladığını bizlere gösteriyor” dedi.
Şüpheli kadın ölümleri
Her ay açıklanan şüpheli kadın ölümleri verilerine değinen Polat, bu vakaların araştırılmadığını belirtti. Katledilen kadın verileri ile şüpheli kadın ölümlerinin verilerinin birbirine çok yakın olduğunun altını çizen Polat, “Şüpheli kadın ölümleri dosyalarının çoğunun aydınlatılmadığını görüyoruz. Bizler şüpheli bir şekilde ölen her kadının yanında bir şiddet öyküsünün olduğunu gören bir yerdeyiz. Yakın bir tarihte Amed’in Farqin ilçesinde yaşayan Naciye Oturmak isimli bir kadın, evlilik süresi boyunca süresiz sistematik şiddete maruz kalmış ve sonrasında da ölü bulunmuştu. Bizler için şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların dosyalarını takip etmek oldukça önemli. Olayın en ince ayrıntısına kadar tasarlandığı ve bir şekilde suç teşkil etmemesi için kapsamlı planların yapıldığı olaylarla karşılaşıyoruz. Bu nedenle kadın ölümleri dosyalarının başından beri dikkatle incelenmesi, olay yeri incelemesinin titizlikle en başından yapılması, bizlerin eline de sağlıklı bilgi gelmesi açından önemli bir yerde” diye kaydetti.
‘Örgütlü kadın mücadelesi çok önemli’
İktidarın sürekli gündem değiştirdiğini söyleyen Polat, bunları yaparken kadın kazanımları ve haklarına saldırdığını ifade etti. Polat, kadının mücadelesi sayesinde iktidarın kadınların haklarının gasp edilme isteği ve hedefinin zaman zaman rafa da kalktığını dile getirerek, “Son süreçte derneğimize başvuran kadınların sayısında artış olduğunu görüyoruz. Buda aslında kadınların şiddet ortamından uzaklaşması kendisi ve çocuklarına bakabilecek sosyo-ekonomik güce sahip olmasının onlar için ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet ve katliamların üstesinden gelebilmek için örgütlü kadın mücadelesi çok önemlidir. Devletin mekanizmalarının yerine getirmesi gerekenleri kadın örgütleri ve kadın platformları tarafından yerine getiriliyor. Özsavunma çemberini daha da büyütüp, kadın örgütleri olarak örgütlü mücadeleyi daha da büyütmemiz gerekiyor. Kadın örgütleri olarak mahallelerde yapacağımız farkındalık çalışmalarının, bu kapsamda çok daha önemli olduğunu söylemek gerekiyor” dedi.
Haber: Şilan Çil\MA