Salgında engelli kadınların hem uğradıkları şiddet hemde hak ihlalleri arttı. Engellilerin gördükleri şiddeti tanımlayamadıklarını söyleyen Körler Federasyonu’ndan Şule Sepin, sadece yardım politikalarının uygulanmasına tepki gösterdi
Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla daha da zorlaşan yaşam koşullarından en çok etkilenenlerin başında engelliler geliyor. Engellilerin hayata katılımına ilişkin hak temelli politikalar uygulanmazken; engellilere yönelik eşitsizlik, ayrımcılık pandemi sürecinde daha da derinleşti. Bu eşitsizlik içerisinde birçok açıdan mağdur olan engelli kadınlar ise pandemi sürecinde şiddete ve yoksulluğa mahkum edildi.
Türkiye’de engelli nüfusuna ait en son Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2002 verileri mevcut. Söz konusu verilere göre; engelliler nüfusun yüzde 2. 292’sini oluşturuyor. Milyonlarca engelli eğitim, sağlık, istihdam ve erişebilirlik gibi yaşamsal haklara ulaşamazken, 2021 Merkezi Bütçe Teklifi’nin yalnızca yüzde 1.6’sı engellilere ayrıldı. TÜİK verilerine göre, engellilerin işgücüne katılım oranı ise yalnızca yüzde 22.
Salgında şiddet arttı
Engellilerin bu süreçte maruz kaldığı en büyük sorunlardan biri de erkek şiddeti. Türkiye Körler Federasyonu’nun, kasım ayında hazırladığı ‘Covid-19 Pandemisi’nde Engelli Kadınlara Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre; engelli kadınlara yönelik erkek şiddeti salgın sürecinde arttı. 225 engelli kadın ile yapılan anket sonucunun yer aldığı raporda, engelli kadınların pandemide daha çok şiddete uğradığına dikkat çekildi. Raporda ekonomik, fiziki, cinsel, duygusal, sözel şiddet biçimlerinden en az birisine maruz kalanların oranı yüzde 39.6 oldu. Salgından önce bu oran 33.4’tü.
Engelli kadınların yüzde 34’ü evli oldukları erkekler, yüzde 16’sı babaları, yüzde 13’ü anneleri, yüzde 11’i ise çocukları tarafından şiddet gördü. Öte yandan engelli kadınların işsizlik oranı pandemi döneminde yüzde 32’ye yaklaştı.
Görme engeli olan Türkiye Körler Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Şule Sepin, pandemi sürecinde engellilerin yaşadıkları sorunları ve maruz kaldıkları hak ihlallerini değerlendirdi.
‘Şiddet kavramını bilmiyorlar’
Pandemide engelli kadınlara yönelik artan hak ihlallerini değerlendiren Sepin, hazırladıkları raporda 225 engelli kadınla görüştüklerini ve bu kadınların içerisinde zihinsel engelli çocuğu olan kadınların da olduğunu söyledi. Ankette en çarpıcı olan noktanın kadınların şiddet kavramının ayrıntılarını yeteri kadar bilmedikleri olduğunu söyleyen Sepin, sözlerine şöyle devam etti: “Mesela kadınlar ‘şiddete maruz kalıyor musunuz?’ sorusuna ‘hayır’ derken ‘dayak yediniz mi, psikolojik olarak birilerinden kötü söz duyduğunuz mu’ sorularına daha çok ‘evet’ dediler. Bu da bize kadınların şiddete uğradıklarını fakat genel anlamda şiddet olarak tanımlamadıklarını gösteriyor. Biz engelliler olarak toplumdan soyutlanmadığımız için toplum ne yaşıyorsa bizde onu yaşıyoruz. ‘Şiddet sadece engeli olmayan kadınlara uygulanıyor’ demek mümkün değil.”
‘Yargıya güvenmiyorlar’
Engelli kadınların genellikle yargıya başvurmadıklarını da belirten Şule Sepin, bunun iki nedeni olduğunu söyledi: “Birincisi ‘kim uğraşacak, uzun zaman geçecek’ düşüncesi. İkincisi de yargıya duyulan güvensizlik. Mesela bizim duruşmasını takip ettiğimiz bakımevinde kalan 20 yaşında görme engelli bir kadın arkadaşımız var. Tam üretkenlik çağında bakımevinde kalıyor. Neden? Küçükken ailesi tarafından istismar edilmiş, gözü kör edilmiş, daha sonra kurum bakımına verilmiş. Bu arkadaşımız yerleştiği kurumda da cinsel istismara uğradı. Kurum çalışanlarını koruyucu bir takım önlemler alınırken engelli kadını yalnız bıraktılar. Biz çok büyük bir ihtimalle failin de serbest bırakılacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yardım temelli politika
“Engelliler için bir şeyler yapılıyor mu ki engelli kadınlar için yapılsın noktasına geliyoruz” diyen Sepin, engelli kadınların işsiz kaldığını ve eğitim fırsatlarından yararlanamadığını aktardı. “Devlet para aktarıyor fakat iş bulma anlamında değil evde bakımı desteklemek amacı güden politikaları hayata geçiriyor” diyerek sözlerini sürdüren Sepin, “Hak temelli değil de yardım temelli bir anlayış ile hareket ediliyor. Eğitim ve çalışma hakkımız engelleniyor. Şu anda özel sektörde çıkarılan ilk kesim engelliler oluyor. Çünkü engelliyi kotadan almış, onu işe yaramak adına almıyor; ‘kotayı doldurayım’ düşüncesiyle alıyor. Öyle olunca bundan da en çok engelliler etkileniyor” ifadelerini kullandı.
Medya engellilere bakışını gözden geçirsin
Engellilere yönelik bütüncül bir bakış açısının hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken, hem eğitim hem medya hem de sosyal anlamda bir dizi politikanın hayata geçirilmesinin elzem olduğunu dile getiren Şule Sepin, özellikle şiddetin arttığı ve olağanlaştığı bugünlerde devlet yetkililerinin söylemlerinin mahkemelere de yansıdığını vurguladı. Sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde hatırlandıklarını belirten Sepin, son olarak şu ifadelerde bulundu: “Hayatı yaşadığımız her günde mutlaka bu tür eşitsizliklere, hak ihlallerine maruz kalıyoruz. Onların da ele alınması gerekiyor. Bunu hep söylüyorum: Aslında medyanın da engelli kadınlara bakış açısını gözden geçirmesi, kullandığı dile dikkat etmesi gerekiyor.”
Habibe Eren/Ankara-Jin News