Şêx Sêid’in idamının 99’uncu yılında konuşan torunu Bedri Fırat, ‘Torunları mücadeleye sahip çıktı’ dedi
Şêx Seîd ve 46 arkadaşının 29 Haziran 1925 tarihinde İstiklal Mahkemeleri tarafından Amed’de idam edilmelerinin üzerinden 99 yıl geçti. Şêx Said ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmazken, Şêx Seîd Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı, Şêx Seîd’in torunu ve vasisi Kasım Fırat, mezarın bulunması için 2009’da İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Ancak İçişleri Bakanlığı’nın 1 ay içinde yanıt vermemesi üzerine başvuru zımnen reddedildi. Bunun üzerine başvuru yapılan Ankara 5’inci İdare Mahkemesi de “mezar yerlerine ait arşiv kaydının bulunmadığı” gerekçesiyle başvuruyu reddetti.
1925 yılının 29 Haziran’ın da Şêx Seîd’i idam eden devlet, 74 yıl sonra 29 Haziran 1999’da PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında “idam” kararı verdi. Verilen kararların benzerliği ile 99 yıldır mezar yerlerinin açıklanmamasına dair Şêx Seîd’in torunu Bedri Fırat Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Müjdat Can’a konuştu.
‘Şêx Seîd sistemle bütünleşmedi’
Fırat, 1921 Anayasası’ndaki “ülkenin gerçek sahipleri Kürtler ve Türkler” maddesinin 1924 Anayasası’nda tamamen ret ve inkar edilmesinin tüm Kürt çevrelerinin tepkisine neden olduğunu söyledi. Şêx Seîd’in de buna karşı tepki gösterdiğini hatırlatan Fırat, ilk olarak Kürtler arasında bir ittifakın oluşması ve beraber hareket edilmesi için o dönem de girişimlerde bulunulduğunu söyledi.
Şubat ayında gelişen provokasyon sonucunda Şêx Seîd hareketinin erken başladığını dile getiren Fırat, “Bu hareketin amacı Kürt halkının talepleri doğrultusunda oluşacak ortak sistemdi. Şêx Seîd tamamen sistem dışı halka dayanan yolu seçti ve hiçbir zaman sistemle bütünleşmedi” ifadelerini kullandı
‘Kürtlerin birliği oluşmalı’
Hareket başladığı döne birçok tarikat ve şeyh’in Şêx Seîd’e karşı tavır aldığını belirten Fırat, “99 yıl önce Kürtler arasında oluşan ihanet hala devam etmektedir. Bu ihanetin sonucunda Şêx Seîd yenilgiye uğradı. Sistemle beraber bütünleşen şeyhler, tarikat ve aşiret çevreleri direnişin başarıya ulaşmasına engel oldu. Emperyalist ülkelerin oluşturduğu o parçalama durumunu bir fiil yaşamaktayız. Parçaların birbirine karşı tavırları Kürtlerin birlik olmamasına neden oluyor. Şêx Seîd sonrası büyük bir yürüyüş başladı. Bunun amacı Kürt birliğinin oluşmasıydı. Ama maalesef o günden bugüne Kürt birliğinin oluşmaması çözümün önünde de engel oldu”
‘Tarih tesadüf değil’
Uluslararası komplo ile 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkındaki idam kararının 29 Haziran’da verilmesinin tesadüf olmadığını söyleyen Fırat, “Karar üzerinden Kürtlere mesaj verildi. Ancak tepkiler sonucunda sistem çekindi ve idamı gerçekleştiremedi. Ancak bunun yerine intikam almak amacıyla cezalar devreye konuldu. Uzun süreli bir cezanın idamdan farklı olmadığını tüm dünya kabul ediyor. Bugün Kürtlerin talepleri vardır. Kürtler artık önderlerinin aralarında olması için çalışma yürütmektedir. Bugün cezaevlerinde başlatılan eylemler bunun sonucudur. Aile ve avukat çevrelerinin görüşe alınmaması da antidemokratik bir uygulamalardır” diyerek, tecride tepki gösterdi.
Mezar yerleri belli değil
Şêx Seîd’in ve arkadaşlarının mezar yerinin aradan geçen 99 yıla rağmen açıklanmamasına değinen Fırat, “Birçok ailenin çocukları çatışmalarda hayatını kaybettiği zaman yıllar sonra koliler halinde kargo vasıtasıyla ailelere cenazelerin gönderilmesi de bir handikabın başka noktasıdır. Bu sistemin gittikçe zalimleşmesi ve Kürtlere yönelik bu tür uygulamaları artık sınır tanımaz hale geldi” ifadelerini kullandı.
‘Torunları mücadelesine sahip çıkıyor’
Kürtler arasında birliğin sağlanmamasının cesaret verdiğini belirten Fırat, “Bugün AKP’nin iktidar ortağı olan MHP ve benzeri ulusalcı kesimler her dara düştüklerinde Kürt liderlerine hakaret ediyor. Bu hakaretlere karşı Kürt halkının verdiği cevap gerçekten anlamlıdır. Birçok aile mensubunun yapamadığı, gösteremediği tepkiyi Kürt halkı gösterdi. Bu da torunlarının mücadeleye sahip çıktığını kanıtladı. Halktan bir ricam var; zaman zaman aile çevresinde de Şêx Seîd’i kullanarak, kendine rant elde edenlere itibar etmesinler. Şêx Seîd’i bu çıkar oyunları için kullanmak ona hakarettir. Kürt halkı bunu gördüğü her yerde teşhir etmelidir.”
AMED