Van’ın Gürpınar ve Edremit ilçelerine bağlı köylerde “Çoban olma, Korucu ol” sloganıyla kampanya başlatılarak korucu aranıyor. Okuma yazması olmayan çobanları ve köylüleri korucu yapmaya çalışan Van Valiliği Korucu Komisyonu, köylülere, “Ömür boyu çobanlık mı yapacaksınız? Çoban olma, korucu ol” diyerek ekonomik vaatlerde bulunuyor. Ancak kent halkı bu uygulamalardan rahatsız. 90’lı yıllarda her türlü baskı ve tehdide rağmen koruculuğu reddederek köylerini terk etmeyi göze alan kent sakinleri, “Seve seve çoban oluruz da korucu olmayız” diyor. 90’lı yıllarda koruculuğu kabul etmedikleri için köyleri yakılarak boşaltılan Xeme Aslan, koruculuğu kabul etmedikleri için yanlarına hiçbir eşyalarını alamadan şehre göç ettiklerini anlattı. Aslan, “Sabah saatlerinde köye baskın yapan jandarmalar tarafından meydana toplatılan tüm erkeklere işkence edilirdi. Sürekli hakaret, kadınlara küfürler ediyorlardı. Askerler eve zorla tüfek bıraktı ama eşim koruculuğu kabul etmedi. 6 gün geçtikten sonra da tüfekleri karakola teslim ettiler. Askerler birgün eve baskın yaptıklarında çocuğumu beşikte sallıyordum. Askerlerden biri boğazımdan tutarak ‘kalk beşiğin içinde ne saklıyorsun’ diye küfür etti. Beşiğin içindeki çocuğumu yere attı. Daha sonra da baskılara dayanamadığımız için köyümüzü boşalttık. Hayatımız pahasına koruculuğu kabul etmedik. Koruculuk ‘kardeşin kardeşe öldürtülmesi’ demektir. Hiçbir namuslu Kürdün koruculuğu asla kabul etmemesi gerekir” dedi.
‘Gerekirse yine göç ederiz’
Gördükleri zulümleri anlatan Gewre Güzel de koruculuk dayatması yüzünden hayvanlarını satarak şehre göç ettiklerini söyledi. Güzel, “Şimdi istesek de çoban olamıyoruz. Çünkü hayvancılığı bitirdiler. Kaldı ki çobanlık olsa seve seve yaparız. Gerekirse başka şehirlere göç ederiz ama asla koruculuğu kabul etmeyiz” dedi.
‘90’ları unutmayın’
Havva Kurt da 90’lı yıllarda yaşadıklarını şöyle anlattı: “Askerler köyümüze baskın yaptıklarında, ‘Köyü boşaltmazsanız bütün kadınlara işkence edeceğiz’ dediler. Çocuklarımızı çıplak bir şekilde apar topar yataklarından alarak dağ yolunu tuttuk. 3 gün dağda aç susuz bir şekilde kaldık. Askerler köyden çıktıktan sonra köye indik. Tekrar köye baskın yaptıklarında ise ‘Ya korucu olursunuz ya da köyü terk edersiniz’ dediler. Biz de korucu olmayı reddettik. Askerler buna karşı köyün tüm erkeklerini gözaltına aldılar. İşkence ettiler, köyü yaktılar. Bunlar hala bizi koruculaştırmaya kalkışıyorlar. Hiçbir Kürt 90’lı yılları unutmasın.”
VAN