Kürt siyasetçi Sara Aktaş sokağa çıkma yasakları döneminde Silopi’de katledilen Sêvê Demir’i anlattı: En zor koşullarda bile umudunu hiç kaybetmedi’
Şırnak’ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma yasağı sırasında bölgede olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi ve Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ile Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır 4 Ocak 2016’da zırhlı araçtan açılan ateşle katledildi. Uzun yıllar Kürt kadın mücadelesinde yer alan Sêvê Demir, kadın mücadelesinde büyük bir iz bıraktı. Mücadele arkadaşı Kürt siyasetçi Sara Aktaş, Sêvê Demir’i Jin News’ten Safiye Alağaş’a anlattı.
‘5 yıl cezaevinde kaldık’
Sêvê Demir’in hikayesinin, kendi halkının ve diğer Kürt kadınlarının hikayesinden farklı olduğunu düşünmediğini söyleyen Aktaş, Demir için “Doğduğu andan itibaren ülkesindeki savaş koşullarının etkilerini doğrudan yaşayan, hem ulusal kimliği hem cins kimliği bağlamında yok sayılan bir realitenin sonucunda tercihlerini bilinçlice yapan bir yoldaşımızdı” ifadelerini kullandı.
Sêvê’nin Mardin’in Savur ilçesine bağlı Şenocak köyünde dünyaya geldiğini ancak 90’lı yıllarda köy boşaltmaları nedeniyle ailesiyle birlikte önce Diyarbakır’ın Bismil ilçesine, ardından da Manisa’nın Salihli ilçesine yerleşmek zorunda kaldığı bilgisini paylaşan Aktaş, “HADEP, DEHAP, DTP, DBP, DÖKH ve KJA’da büyük bir özveri ile çalıştı. Ben Sêvê ile DÖKH çalışmaları sürecinde tanıştım. Daha sonra KCK adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda birlikte gözaltına alındık ve 5 yıl cezaevinde birlikte kaldık” dedi.
‘İradenin sembolüydü’
Sêvê Demir’in en zor koşullarda bile umudunu hiç kaybetmediğini, sinerji taşıyan bir devrimci olduğunu söyleyen Aktaş, şu sözlerle devam ediyor konuşmasına: “Sêvê Mücadelede ısrarın ve iradenin sembolü idi. Amaca bağlılık, özgürlüğe adanmışlık, özgür yaşamda sonuna kadar ısrar, Kürtlük bilincinin kadınlık bilinciyle harmanlanmış sentezi, boyun eğmezlik ve son derece soylu bir devrimci duruş, sevgi çağlayanı bir yürek, hayranlık uyandıran bir canlılık, hareketlilik ve akışkandı. Sanırım tüm bunların toplam ifadesine Sêvê diyebiliriz. Toplumun tüm feodal kadınlık öğretileriyle aile kurumundan başlayarak hesaplaşmış, kadın özgürlük mücadelesinin işçisiydi. Sêvê, Pakize ve Fatma egemenlerin çarkına çomak sokmuş, yüreklerine korku salmış kadınlardı. Direnişin ete kemiğe bürünmüş isimleriydi” diye konuştu.
DİYARBAKIR