Kürt sorununun çözümünde tartışmasız muhatabın Abdullah Öcalan olduğunu belirten EMEP Milletvekili Sevda Karaca, ‘Barış mücadelesini toplumsallaştırmanın ve halkların çözüm masasını kurmanın tüm olanaklarını yaratmaya çalışacağız’ dedi
AKP-MHP iktidarı tarafından Kürt sorununa dair yapılan açıklamalar ve eş zamanlı olarak Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılar, iktidarın bu konudaki çelişkilerini gözler önüne seriyor. Günlerdir devam eden tartışmalara ilişkin JINNEWS’ten Melek Avcı’ya değerlendirmelerde bulunan Emek Partisi (EMEP) Milletvekili Sevda Karaca, iktidarın attığı bu adımların samimiyetini ve olası sonuçlarını ele aldı.
Kürtlerin eşit yurttaşlık sorununun, iktidarların imha ve inkâr politikaları nedeniyle asırlık bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü belirten Karaca, AKP’nin 22 yılda bu sorunu ortaklarıyla birlikte daha da derinleştirdiğini söyledi
Devlet Bahçeli’nin tecridin kaldırılmasını talep etmesinin dikkate değer bir gelişme olduğunu kaydeden Karaca, “Bunun peşi sıra, DEM Parti’nin çağrısına da cevap verecek şekilde Özgür Özel’in Kürt halkına dönük eşit yurttaşlık ‘vaadinde’ bulunduğu grup konuşması, olası bir süreçte CHP’nin alacağı pozisyona dair emareler gösterdi” diye konuştu.
‘İktidar somut olarak ortaya koymalı’
Somut adım ve şeffaflık vurgusu yapan Karaca, “Henüz bir ‘barış’ sözcüğü dahi duymadığımızı da göz önünde bulundurursak, daha önce de söylediğimiz gibi somut adım ve şeffaflık görmediğimiz sürece bu gelişmeler için olumlu bir niteleme yapmak erken olur. Böylesi bir sorunun çözümü, tokalaşma gibi imalar ya da muğlak bir ‘tecrit kaldırılsın’ sözü üzerinden mümkün olamaz. İktidar, önce baskı ve inkâr dışında hangi yeni politikayı hayata geçirmek istediğini somut olarak ortaya koymalıdır” sözlerini kullandı.
‘Ortadoğu’da pozisyonu güçlendirmek’
Kürt sorununun tüm Ortadoğu’yu ilgilendirdiğini, bu nedenle iktidarın politik hesaplar içinde olduğunu belirten Karaca, şöyle devam etti: “Yaşanan gelişmelere ve arkasındaki politik hesaplara bakıldığında karşımıza şu gerçek çıkıyor: İktidar bloku ve arkasındaki sermaye güçleri, bölgesel tehdidin arttığı bir dönemde iç cepheyi tahkim ederek kendi pozisyonunu güçlendirmek ve yeni fırsatları kollamak istiyor. Kimi sembolik adımlarla muhalefeti ve toplumu beklentiye sokarak uyguladığı politikaların dayanaklarını güçlendirmenin hesabını yapıyor.”
Operasyonlar son bulmalı
“Partimiz için ‘Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı kayıtsız ve koşulsuz savunma ilkesi, tam hak eşitliği açısından temel bir ilkedir” diyen Karaca, “Her şeyden önce, halkların tam hak eşitliğine dayalı bir yaşam sürmelerinin mümkün kılınması şarttır. Dolayısıyla, bugün bu koşulların gerçekleşmesi için adımlar atılmadığı sürece, konuşulanlar yalnızca laf olarak kalacaktır. Daha önceki açıklamalarımızda da açıkça ifade ettiğimiz üzere, bunun gerçek anlamda bir çözüm süreci olduğunu göstermek için öncelikle kayyımlar derhal geri çekilmeli, operasyonlar son bulmalı, tecrit kaldırılmalı, siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı, anadilde eğitim başta olmak üzere temel anayasal haklar, eşitlik ve siyasi özgürlükleri kapsayacak biçimde derhal düzenlenmelidir” ifadelerini kullandı.
‘Çözüm emek demokrasi güçlerinin katılımıyla mümkün’
Gerçek çözümün iktidar bloğuyla değil, tüm emek ve demokrasi güçlerinin sürece katılımı ve mücadelesiyle olacağını dile getiren Karaca, “Biz, Emek Partisi olarak, bölge örgütlerimiz ve tüm Türkiye örgütlerimizle Kürt halkının demokratik hakları ve siyasal özgürlükleri için mücadeleden geri durmayacağız. Barış, eşitlik ve demokrasi sorununu, tüm Türkiye işçi sınıfı ve halklarının ortak sorunu olarak ele alarak, barış mücadelesini toplumsallaştırmanın ve halkların çözüm masasını kurmanın tüm olanaklarını yaratmaya çalışacağız” dedi.
‘Abdullah Öcalan tartışmasız muhatap’
Çözüm için İmralı’yı işaret eden Karaca, sürecin açık ve şeffaf yürütülmesinin önemini vurgulayarak, “Birincil muhatap elbette Kürt halkı, işçi ve emekçilerdir. Bununla birlikte, Kürt ulusu için önemli liderlerden biri olan ve doğrudan Kürt halkı tarafından işaret edilen Sayın Abdullah Öcalan da bu sorunun çözümü için tartışmasız şekilde muhataptır. Bu nedenle, İmralı ile görüşülmesi ve sağlıklı koşullarda bir diyalog sürecinin başlaması da şarttır. Kürt sorununun yalnızca Kürt halkını değil, bu ülkenin bütün uluslarını, inançlarını ve halklarını doğrudan ilgilendiren bir sorun olduğu gerçeğiyle birlikte, sorunun toplumun bütün kesimlerince açık ve şeffaf bir şekilde tartışılması ve değerlendirilmesi elzemdir. Bunun yanında, halkın siyasi temsilcilerinin bulunduğu ve yasal düzenleme yetkisini elinde tutan Meclis de elbette çözümün önemli mekanizmalarından biridir” diye konuştu.
HABER MERKEZİ