Sivil toplum örgütü temsilcileri, açlık grevlerine ilişkin muhalefete ‘Ses olup çözüm bulalım’ çağrısı yaptı
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde devam eden hak ihlallerin son bulması amacıyla siyasi tutuklular tarafından 27 Kasım’da başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemleri devam ediyor. 4. grubun devraldığı eylem 20. gününde. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Özlem Yayan’a konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi Başkanı Murat Melet ve Van Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Eşbaşkanı Kudret Temel, tutukluların taleplerinin karşılanması çağrısı yaptı. Bölgedeki her cezaevinin keyfi tutum ve uygulamalar içerisinde olduğunu söyleyen Melet, cezaevi idarelerinin hukuk bir tarafa bıraktığını ve kendilerine göre hareket ettiklerine dikkati çekti.
Cezaevlerinin durumunun iyi bir noktada olmadığını kaydeden Melet, ziyaretçilerin “ince” aramalara tabi tutulduğunu, insanlık onuruna yakışmayacak hareketlerle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Cezaevlerinde hem fiziki hem de psikolojik şiddetin yaşandığını belirten Melet, yaşanan hak ihlallerine karşı iktidarın “üç maymunu oynadığını” dile getirdi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yaşananları duymamazlıktan geldiğini söyleyen Melet, “Ana muhalefet partisinden tutalım diğer muhalif partiler de bugüne kadar cezaevindeki hak ihlallerine karşı doğru düzgün bir ses çıkarmadı. Cezaevlerinde insanlar kendi kaderlerine terk edilmiş durumda. Yaşanan sorunlar zaman zaman dile getirilse de çok fazla yetersizliğin olduğunu ve problemlerin çözülemediğini biliyoruz. Tutuklular, hak ihlallerini dile getirecekleri başka bir yöntemleri olmadığı için son yöntem olarak kendi yaşam haklarından vazgeçmiş ve açlık grevine başladı” dedi.
Öcalan’ın özgürlüğü
Kürt sorununun çözülebilmesi için Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Melet, bunun yanı sıra İmralı Cezaevi’nin kapatılması ve Öcalan’ın özgürlüğünün de sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Öcalan’ın geçmiş yıllarda mevcut iktidar tarafından muhatap alındığını anımsatan Melet, şunları söyledi: “8 bin tutuklunu tecridin kaldırılmasını talep ediyor. Bu aynı zamanda bütün toplumun ortak talebidir. İnsan hakları savunucuları olarak bu greve ses olmayız. Bir an önce cezaevlerindeki sorunların ve hak ihlallerinin bitirilmesi gerekiyor.” Melet, geçmiş dönemlerdeki eylemlere işaret ederek, “Meclis bir araya gelmeli ve siyasi kaygılar bir tarafa bırakılmalı” diye seslendi. İnsan yaşamının söz konusu olduğunu kaydeden Melet, böylesi durumlarda “insanların hayatlarının ve yaşam koşullarının nasıl düzeltebiliriz” üzerinden bir politika geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Koronavirüs salgını riskine de dikkati çeken Melet, “Cezaevlerinde yaşanan can kayıplarından hepimiz sorumlu oluruz” dedi. STÖ’ler başta olmak üzere tüm muhalif parti ve insan hakları mücadelesi veren kesimlerine “ses çıkarma” çağrısı yapan Melet, şöyle dedi: “Bu durum artık bütün toplumun ortak sorunudur. Siyasal iktidarın da sorunudur. Bu ortak soruna ortak ses olup, çözüm bulmalıyız. Sadece birkaç kurumun ses olması yeterli değildir.”
Talepler karşılansın
Van TUHAY-DER Eşbaşkanı Kudret Temel ise, “Birkaç gün önce Patnos’tan bir tutuklu ailesi derneğimize başvuruda bulundu. Aile, 75 yaşında olan tutuklunun soğuk suyla yıkandığını, suyun kanalizasyon suyu olduğunu, yemeklerin içerisinde de plastik parçalarının çıktığını söyledi” dedi. Cezaevlerinin yanı sıra İmralı’da da ağır bir tecridin olduğunu dile getiren Temel, hasta ve yaşlıların da benzer taleplerle eylemde olduğunu aktardı. Daha önce benzer taleplerle yapılan açlık grevi eylemlerini hatırlatan Temel, “Açlık grevleri uzun sürünce ölümler yaşanıyor. Hayatını kaybeden tutuklu ailelerine karşı çok mahcubuz. Dernek olarak çağrıda bulunmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor. Taleplerinin karşılanıp açlık grevlerinin son bulmasını istiyoruz. Cezaevlerinin üzerindeki tecrit kaldırılmazsa cezaevleri mezarlık olur” dedi.
Sonuç alıncaya kadar sürecek
Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mehmet Kurt (49), ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde cezaevlerinde artan hak ihlallerini aktardı. Kurt, “Cezaevinde tutsakların sahip olduğu bütün insani haklar elimizden alındı. Baskılar geçmişe oranla çok daha fazla ve her geçen gün artmaktadır. Koğuşlarda bize ait olan radyo, televizyon vb. gibi iletişim araçlarına el konuldu ve gazeteler verilmiyor” dedi. Başlatılan açlık grevleri eylemleriyle tutukluların talepleri yerine getirilinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini vurgulayan Kurt, “Süresiz dönüşümlü olarak başlattığımız açlık grevlerinde sonuç alınamazsa, açlık grevlerini süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine dönüştüreceğiz” diye belirtti. Kurt’un yakınları da, grevde bulunan tutukluların taleplerinin kendi talepleri olduğunu belirterek, bu taleplerin bir an önce karşılanmasını istedi. Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklulardan Vedat Sevim, Cengiz Öner ve Mahmut Yamalak da açlık grevi eylemini dördüncü grup olarak sürdürüyor.
4 ayda iki kez darp edilip hücreye konuldu
Isparta E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Cüneyt Gül isimli tutuklunun son 4 ay içerisinde iki kez gardiyanlar tarafından darp edilip, tehdit edildiği belirtildi. MA’dan Hamdullah Kesen’in haberine göre Gül’e yönelik ilk saldırı 5 Ağustos’ta yaşandı. Ayakta sayım dayatmasını kabul etmeyen Gül, gardiyanlar tarafından darp edildi, hakkında disiplin soruşturması başlatıldı. Olaydan sonra Gül’ün 1 Aralık’ta gardiyanlar tarafından tutulduğu hücreden alınarak götürüldüğü idare odasında yine darp edildiği, tehdit ve hakaretlere maruz kaldığı aktarıldı. Maruz kaldığı darp sonucu vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Gül, aynı gün kaldırıldığı Isparta Devlet Hastanesi’nde yapılan tedavisinin ardından cezaevine gri getirildi. Avukatı Özgür Yakut, müvekkili Gül’ü darp edip, hakaret ve tehditlerde bulunan gardiyanlar hakkında 11 Aralık’ta Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’na “işkence, görevi kötüye kullanma, tehdit ve hakaret” suçlamalarıyla suç duyurusunda bulundu. Yakut, savcılığın soruşturma başlatıp, başlatmadığı konusunda henüz herhangi bir bilgi sahibi olmadıklarını paylaştı.
Müvekkilinin işkence görmesine dair daha önce de suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Yakut, “Cüneyt Gül daha önce de işkenceye maruz kaldı. Bu işkenceye dair yaptığımız suç duyurusuna halen yanıt verilmedi. Cüneyt Gül’ün durumuna değindiğim için savcılıkça hedef gösterilerek, kendisiyle görüşmem engellendi. Daha önce cezaevi müdürü ve yanında bulunan 4 gardiyan tarafından da cezaevine girişim engellendi. Bu engelleme kararını mahkemeye taşıdık ve karardan döndüler. Cüneyt Gül’ün üzerindeki baskı ve şiddetin son bulup, tek hücreden çıkarılmasını istiyoruz. İnsanlık dışı uygulamanın son bulmasını istiyoruz” dedi. 17 yıldır cezaevinde olan müvekkilinin “diğer mahkumları örgütlüyor” gerekçesiyle cezaevi idaresince tek hücrede tutulduğunu ifade eden Yakut, müvekkilini darp ve tehdit eden kamu görevlilerinin cezalandırılmasını istedi
HABER MERKEZİ