SES ilişkin düzenlediği basın toplantısında, ‘Salgın ilerlemekte, vakalar artmaktadır, tablonun sorumlusu iktidar politikalarıdır’ dedi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, Kovid-19 salgınındaki vaka artışlarına, güncel sorunlar ve taleplerine ilişkin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi. “Kovid-19 artışlarının sorumlusu yanlış politikalarda ısrar eden iktidardır” pankartının asılı olduğu toplantı salonunda konuşan Kara, hükümeti uyardı.
Kara, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın sağlık alanındaki sorun ve sorunlara dönük önerilerini şöyle sıraladı:
“* Salgının en başından itibaren salgının durumuna ilişkin bilimsel ve yeterli veriler şeffaf biçimde sağlık emek ve meslek örgütleri, sağlık emekçileri ve halkla paylaşılmamıştır. Gelinen aşamada ise, günlük olarak çok sınırlı şekilde duyurulan hasta bilgileri de değiştirilmiştir. Toplam yoğun bakım hasta sayısı ve toplam entübe hasta sayısı açıklanan tablolardan çıkartılmıştır. Bu değişikliğin, Bakanlığın ‘uluslararası standartlara uygun olması için’ yapıldığı iddiasının da, bilimsel ihtiyaçlar kapsamında yapıldığı iddiasının da bir karşılığı yoktur.
* Vakalara ilişkin veriler, artık şeffaf olmama, salgının durumunu anlayacak verileri paylaşmama noktasını çoktan geçmiştir. Son günlerde resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamalar dahi birbiri ile çelişki oluşturacak bilgilerle doludur. Valilikler, Sağlık Müdürlükleri, Belediyelerden yapılan açıklamalar, duyurulan ‘ek tedbirler’ ile Sağlık Bakanlığının açıkladığı vaka bilgileri birbiri ile uyuşmamaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından yeni hasta sayısının 1083 olarak açıklandığı gün sadece Ankara’da yeni 1000’e yakın vaka tespit edilmiş olması, yine Sağlık Bakanlığı tarafından günlük yeni vaka bilgiler 1000 ‘e yakın açıklandığı günlerde sadece birkaç il Valisinin kendi duyurduğu vaka sayılarının toplamının bile 1000’in üzerinde olması.
*Salgının başlangıcından itibaren halkın sağlığından çok ekonomik ihtiyaçlar baz alınarak süreç yönetilmiştir. Zorunlu üretim alanları dışında üretimin durdurulmamış olması; evde kal çağrıları yapılırken milyonlarca emekçinin tedbirsiz alanlarda çalışmaya zorlanması; sermaye için doğrudan teşvik yasaları çıkartılırken, insanların evde kalmayı tercih edebileceği ekonomik ve sosyal destek sağlanmamış olması; en önde ve risk altında çalışan sağlık emekçileri yeterli sayıda sağlık çalışanın olmadığı ve yetersiz ekipmanla alanda baş başa bırakılmış ve yeterince korunmamış olması, ciddi sorunlarla sürecin işlemesine neden olmuştur.
* Yeterli sayıda test yapılmasından, temaslıların tamamının tespit edilerek izole edilmesinin sağlanmasında ciddi eksiklikler oluşmuştur. Sağlık emekçilerine rutin test yapılması gerekirken bu yapılmamış olmakla birlikte temaslı sağlık emekçilerine dahi test yapılmasında çok ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. 1 Haziran sonrasında ise zaten yetersiz olan test sayıları da alınan tedbirler de giderek azaltılmıştır. Kovid servisinden başka servise geçen sağlık emekçileri test yapılmadan ve karantina uygulanmadan servislerde çalıştırılmaktadır.
* 1 Haziran’da yeni bir süreç başlatılması kararının yanlışlığı yanında, bu süreçte Sağlık Bakanlığı kendi yayınladığı Rehberdeki zorunlu uygulamaları dahi hayata geçirmemiştir. 1 Haziran sonrasında 243 hastaneyi kapsayan anket çalışmamızın sonuçları bunu açıkça ortaya koymaktadır. Söz konusu anketimizde; 1 Haziran sonrasında hastanelerin yüzde 51’inde Kovid-19 vaka sayısı artmıştır. Pandemi hastanelerinde artış oranı yüzde 65’e yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı rehberine göre zorunlu olan İl Pandemi Kurullarının toplanması ve hastane verilerine göre tedbirler planlanması gerekirken, hastanelerin ancak yüzde 53’ünde bu kurullar toplanmıştır. Hastanelerin sadece yüzde 46’sında güncellenmiş risk değerlendirme ve acil durum planları yapılmıştır. Bakanlığın kendi önerilerinin bile işletilmediği bir ortamda salgın süreci sağlık kurumlarında yürütülmüştür.
*Bugün Kovid vakalarının bu düzeye gelmesindeki iktidarın politikaları ve idari eksiklikler ve sorumluluklara da işaret etmektedir. Tüm bu süreçte, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi ve açılışı, bayramın etkileri, turizm hareketliliği, fabrikalarda önlemsiz çalışmaların yaygınlaşması gibi etkenlerin sonuçları daha ortaya çıkmadan vaka sayılarının açıklanan rakamlara göre bile yeniden 1000’in üstüne çıkmasında bu eksiklikler yatmaktadır. Hem sağlık kurumlarında hem de toplumsal yaşamda salgın tedbirlerinin ortadan kaldırıldığı ve gerekli önlemlerin hayata geçirilmediği ortamda bugün salgın tablosunun sorumluluğunu halk kesimlerine yüklemeye çalışan açıklamaları kabul etmediğimizi bir kez daha belirtmek isteriz. Tablonun sorumlusu, halkın bazı kesimlerinde oluşan rehavetin sorumlusu da süreci yöneten iktidarın politikalarıdır. Bu sorumluluktan halkı suçlayarak kaçamazsınız.
* Salgın ilerlemekte, vakalar artmaktadır. Önümüzdeki dönem gribal enfeksiyonların da yaygınlaştığı dönemler olacağından endişemiz daha da artmaktadır. Bu nedenle, artık salgınla mücadele için zaman kaybetmeden gerekli tüm önlemler hızla alınmalıdır. Önümüzdeki sürecin önemli gündemlerinden biri de okulların açılmasıdır. Bu koşullarda okulların bu ortamda açılması doğru değildir.
* Salgındaki vaka artışlarının yanı sıra sağlık hizmetleri kapsamında yeni sorunlar eklenmektedir. kovid tanısı alan hastaların yatarak tedavisine ilişkin süreç değiştirilmiştir. Hastaneye yatış sadece solunum desteği ihtiyacı olduğunda yapılmakta, onun dışında hastalar evlerine gönderilerek ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı çeşitli illerdeki hastane doluluk oranları ve hastanelerde yeterli yer olmaması yönündeki değerlendirmeleri yalanlamaya ve bunlarla polemik yapmakla uğraşmak yerine, eksikleri gidermeye çalışmak için enerjisini harcamalıdır.
* Tüm bu tablo içerisinde gerekli ve yeterli tedbirler alınmadığı için salgın boyunca ne yazık ki 51 sağlık emekçisi hayatını kaybetmiştir. Binlercesi enfekte olmaktadır. Tedbirlerdeki eksiklerde ısrar edilmekte, canlarımız, hayatlarımız riske atılmaktadır.
* Sağlık emekçileri, artan vaka sayıları ve sağlık kurumlarının yoğunluğunda halen çok yoğun şekilde, hakları sağlanmadan, sağlıkları korunmadan riskleri artarak çalıştırılmaya devam edilmektedir.
* Sağlık emekçi sayısı Türkiye’de zaten yetersizdir. OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında en az 75 bin doktor, 605 bin hemşire açığı vardır. Salgın koşulları da eklendiğinde daha fazla sağlık emekçisine ihtiyaç varken, iktidar ısrarla sağlık emekçisi istihdamını yeterli düzeye getirmemekte; mevcut sağlık emekçileri ile süreci yürütmektedir. Sağlık Bakanlığı vakit kaybetmeden, en azından OECD ortalamalarına uygun sayıya ulaşacak sağlık emekçisi istihdam edilmesi için bir an önce adım atılmalıdır.
* Sağlık emekçilerine test yapmamaktan kaçınmaktan vazgeçin. Sağlık emekçilerine rutin test uygulamasını bir an önce başlatın. Pozitif çıkan sağlık emekçilerini hiç bir koşul altında çalışmaya zorlamayın. tedavileri bittikten sonra 14 günlük karantina süresini bitirmeden çalışmaya zorlamayın. Temaslı sağlık emekçilerinin tamamına, semptom gösterip göstermediğine bakmaksızın test yapın, gerekli tedavi ve izolasyonu sağlayın.
* 60 yaş ve üzerinde olan, kronik hastalığı olan, gebelik tespitinden itibaren tüm hamileler, süt izninde olan, engelli olan tüm sağlık emekçilerinin idari izinli sayılması için gereken düzenlemeleri bir an önce hayata geçirin. Sağlık Bakanlığının 1 Haziran sonrasında kısıtlamalar getirerek yayınladığı salgında çalıştırılmayacak kronik hastalıklar listesini tekrar düzenleyin, genişletin.
* KKE temininde halen yetersizlikler bulunmaktadır. 1 Haziran sonrasında KKE sağlanmasında sorunlar daha da artmıştır. Tüm sağlık emekçilerine yeterli- uygun nitelikte ve kalitede KKE teminini sağlayın. KKE sağlamadığın sağlık emekçilerini çalışmaya zorlamayın.
* Kovid-19 iş kazası ve meslek hastalığıdır. Enfekte olan sağlık emekçilerinin iş kazası-meslek hastalığı bildirimi yapılması önündeki tüm engelleri kaldırın.
* Sağlık kurumlarında 1 Haziran’dan itibaren kaldırılan dönüşümlü çalışma uygulamasını tekrar başlatın. Sağlık emekçilerinin yeterli dinlenme haklarını yok saymayın.
* Sağlık emekçilerine salgın bahanesi ile görevleri dışında keyfi- yazılı ya da yazılı olmayan görevlendirmeler yapılmasını engelleyin ve angarya iş yüklemeyin.
* Sağlık emekçilerinin yıllık izinlerini sınırlandırmayın, iptal etmeyin. Dinlenme olanakları yaratın. Sağlık emekçisi sayısının artırılması için iktidara baskı yapın.
* Salgının başından itibaren sağlık emekçilerine tavandan verileceği iddia edilen döner sermaye ödemelerinde çok ciddi eşitsizlikler, adaletsizlikler ve ödenmeme durumları yaşanmıştır. 1 Haziran sonrasında bu eksik ödemeler ise tamamen kaldırılmıştır. Dönüşümlü çalışmadan kaynaklanan İdari/senelik izin, nöbet ücreti vb. hakları verilmemiştir. Sağlık emekçilerinin ayrım gözetmeksizin tamamının insanca yaşayacakları, emeklerinin karşılığı olacak temel ücret alabilmeleri, en düşük temel ücretin yoksulluk sınırının üzerine çıkartılması için acilen düzenleme yapılmalıdır.”
HABER MERKEZİ