Polis kurşunuyla Şerzan Kurt davasında sanık polise indirim uygulanarak 5 yıl 2 ay hapis cezası verildi
Muğla’da 12 Mayıs 2010 tarihinde polis kurşunuyla katledilen üniversite öğrencisi Şerzan Kurt’un ölümüne dair yeniden görülen davada karar çıktı. Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Kurt ailesinin avukatları, sanık polis Gültekin Şahin ile avukatlarının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eskişehir İl Örgütü, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği ve Eskişehir Okulu üyeleri de izledi.
Savcı cezada indirim istedi
İddia makamı, mütalaasına ek olarak cezada indirim yapılmasını talep etti.
Aile avukatlarından ilk sözü alan Erkan Şenses, davanın gelişim sürecini hatırlatarak şunları söyledi: “Bu dava kastan öldürme dosyasından 14 yıl içerisinde TCK madde 27’ye kadar nasıl geldi bilemiyoruz, dosya yargılama sürecinde birden fazla kez yargıtaya gitmiş, kasten öldürmeden bilinçli taksire dönüşen bir vasıflandırmayla sonuçlanmıştır. Biz mütalaadaki 27/1 maddesinin uygulanması talebini kabul etmiyoruz, yaşam hakkı esas ve usul yönünden ihlal edilmiştir, ceza genel kurulunun kararının kesin olması nedeniyle bu ihlalin mahkemenizce de ortadan kaldırılacağını düşünmüyoruz, sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz.”
‘Kasten öldürmeden cezalandırılmalı’
Sanığın eyleminin kasten öldürme suçu olduğunun altını çizen Avukat Mustafa Rollas ise şunları söyledi: “Başka yöntemlerle cezasızlık algısını oluşturmak adına gerekçeler yazılmaktadır, kamu görevlisi sıfatı etkili olmaktadır, benzer dosyalarda da cezasızlık politikasıyla fiillerin gerekli yaptırımlarla karşılaşmadığına şahit oluyoruz. Ortada bir ceset vardır, kimin vurduğunu biliyoruz ancak en az ceza alsın şeklinde bir yaklaşıma şahit oluyoruz, sınırın aşılması söz konusu değildir, tipik bir kasten öldürme olayıdır. Kastın nasıl gerçekleştiğini de ortaya koymuş bulunuyoruz, sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz.”
‘Sanık mükafatlandırılıyor’
Hukuki savunma yapmakta zorlandıklarını dile getiren Avukat Esra Başbakkal, “Bu dosyada hukukun sınırları aşılmıştır. Sanık mükafatlandırılmaktadır. İlk olarak olası kastla başlayan dosya kasten öldürmeye döndü, sonra neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak nitelendirildi ve en son bilinçli taksirle öldürme olarak nitelendirildi. Şimdi de TCK 27/1 maddesi uyarınca indirim uygulanması talep edildi, hukuk sınırları içerisinde bir savunma yapmak mümkün değildir” diyerek tepki gösterdi.
‘Devlet Şerzan’ı koruyamadı’
Avukat Heval Yıldız Karasu ise şunları belirtti: “Ancak buna rağmen devlet Şerzan’ı koruyamadı ve öldürülmesine imkan verdi, ailesi gereğini adaletten bekledi. Ceza Genel Kurulu ise yaraya hançer sapladı, şimdi de 27/1 maddesinin uygulanması talebi bu yarayı iyice deşti. Belki mahkemeniz Ceza Genel Kurulu kararına direnemeyebilir ancak kararınızda bu olayın kasten öldürme olduğunu belirtmenizi talep ediyoruz.”
Karar açıklandı
Sanık Şahin ve avukatları sanığın mağdur olduğunu iddia ederek sanığın beraatını, beraat kararı vermeyecekse de indirim uygulanmasını talep etti. Mahkeme heyeti beyanların ardından karar vermek üzere ara verdi.
Verilen ara sonrası kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Gültekin’e 6’da 1 oranında indirim yaparak 5 yıl 2 ay 15 gün ceza verilmesine karar verdi.
Davaya dair
21 yaşındaki Şerzan Kurt, Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2. Sınıfında okurken, 12 Mayıs 2010 tarihinde ırkçı bir grubun saldırısına uğradı. Kurt, olay yerine gelen polislerin açtığı ateş sonucu ağır yaralandı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Kurt, 19 Mayıs’ta yaşamını yitirdi.
Dava, “güvenlik” gerekçesiyle Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Sanık polis Gültekin Şahin’e 2012 yılında “olası kastla nitelikli öldürme suçuna yardım”dan 8 yıl hapis cezası verdi. Yargıtay 1’nci Ceza Dairesi, bu kararı 2014 yılında “Sanığın eyleminin haksız tahrik altında kasten öldürme suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle bozdu. Eskişehir’deki mahkeme, bozma kararının ardından sanık polisi bu suçtan 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016 yılında karara itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kararı “hükmün katılma istemi reddedilen Uluslararası Baran Tursun Vakfı temsilcisine tebliğ edilmemesi” nedeniyle usulden bozdu. Bu eksikliği gideren Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, 2018 yılında sanık polisin eyleminin “haksız tahrik altında kasten öldürme” şeklindeki görüşünden vazgeçerek, suçun “TCK’nın 87/4. maddesinde ifade edilen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” olduğunu savundu. Sanık hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimi de uygulanmasını isteyen Daire, tutuklu sanık polisi de tahliye etti.
2019 yılında davayı yeniden ele alan Eskişehir 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın “haksız tahrik altında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan” 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Yargıtay 1’nci Ceza Dairesi, bu kararı 2021 yılında onadı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Mayıs 2021 tarihinde bir kez daha karara itiraz etti. Başsavcılık, ısrarla polisin eyleminin “bilinçli taksirle ölüme neden olma” iddiasıyla yeniden Ceza Genel Kurulu’na başvurdu.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kesinleşen 7 yıl 6 ay hapis cezasını da bozdu. Sanık polisin eylemini 8 yıla kadar hapis cezası öngörülen “bilinçli taksirle ölüme neden olma” olarak nitelendiren Yargıtay, “Öleni tanımayan sanığın ölene yönelik kasten öldürme veya kasten yaralama suçunu işlemek maksadıyla ateş ettiğine ilişkin şüpheden uzak somut bir delil de bulunmadığını” savundu. Kararla, polis Gültekin Şahin’in daha düşük bir ceza almasının önü açıldı.
Kaynak: MA