Şenyaşarlara yönelik katliama ilişkin konuşan SES Urfa Şubesi Eşbaşkanı Karataş ‘Katliamın yaşandığı gün hastanede bakan, vali, emniyet güçleri, hastane başhekiminin olduklarını biliyoruz. Bu kişiler tanık olarak yargı mensuplarına bilgi vermeli’ dedi
Urfa’nın Suruç ilçesinde, 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesi Şenyaşar ailesine ait işyerine girerek 6 kişiyi silahla yaralayan ve ardından Devlet Hastanesinde baba Hacı Esvet Şenyaşar ile çocukları Celal ve Adil Şenyaşar’ı işkence ederek katleden AKP Milletvekili Halil İbrahim Yıldız’ın koruma ve akrabaları yaklaşık 4 yıl serbest dolaştı. Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Urfa Valisi Abdullah Erin, Suruç Kaymakamı Tarık Açıkgöz ve Suruç İlçe Emniyet Müdürü’nün gözü önünde işlenen cinayetten yıllar sonra Fakıbaba, partisiyle yaşadığı çelişkilerden kaynaklı pişmanlığını dile getirdi.
Suruç Devlet Hastanesi’nde işlenen katliamda güvenlik kameraları kayıtları ve kan izleri ile tüm deliller, yetkililerin gözü önünde karartıldı. Yaklaşık 4 yıldır “gizliliğin” korunduğu hastane dosyası kapsamında, 22 Nisan Cuma günü gözaltına alınan 10 kişinin emniyet sorgusunda tanık beyanları da yer aldı. Hastanedeki sağlık emekçilerinden oluşan tanıklar, hastane içinde katliama karışanların sayısının 30’dan fazla olduğunu belirterek, yaşanan katliamı aktardı.
Kamaralar bir saat içinde söküldü
400 kamera kayıt cihazının hastanede polis varken, yaklaşık bir saat süren bir çalışma sonucu yerinden söküldüğünü belirten tanıklar, katliamın “organizeli” olduğu izlenimini güçlendirdi. Söz konusu benzer tanık ifadeleri, katliamın yaşanmasından hemen sonra İnsan hakları Derneği (İHD), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) olay yeri inceleme raporlarına da yansımıştı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şube Eşbaşkanı Salih Karataş, katliam sonrası sağlık çalışanlarının tanık olmaması yönünde tehdit edildiğini hatırlatarak, yaşanan gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a
anlattı.
‘Teşhis edilen 37 kişiden sadece 4’ü tutuklu’
Şenyaşar ailesinden 3 kişinin kamu binası olan devlet hastanesinde katledildiğini vurgulayan Karataş, hastanede devlet erkanın da olduğunu, katliamın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmesinden sonra 4 kişinin tutuklandığını ifade etti. Karataş, tutuklamaların ailenin adalet mücadelesi sonucu gerçekleştiğini vurgulayıp, karışan, göz yuman herkesin tutuklanması gerektiğini dile getirdi. Karataş, “O dönem yetkilileri duyarlı olmaya davet ettik. Ne yazık ki aradan 4 yıl geçti, ailenin adalet mücadelesi sonucunda teşhis ettikleri 37 kişiden sadece 4’ü bugün tutuklu. Katliama karışan, göz yuman herkesin yargı önüne çıkarılması gerekir. 4 kişinin tutuklanması ailenin vicdanını tatmin etmemiştir” diye konuştu.
‘Bütün tanıkların davaya taraf olması gerekir’
Katliamın yaşandığı dönem tanıkların “korktukları için” tanıklık etmediğini belirten Karataş, “Bizim o dönem hastanede bulunan üyelerimizden aldığımız duyumlar ‘Vahşice’ bir katliam yapıldığı yönündeydi. Çocuklar ve babalarının linç edilerek katledilmesini o dönem insanlar dar sohbetlerde dillendirdiler. Ama ne yazık ki ülkedeki korku imparatorluğundan kaynaklı kimi tanıklar şahit olduklarını yargı mercilerine anlatamadılar. Bu bizim de eksikliğimiz, insanları tanık olmaları için ikna edemedik. Bütün tanıkların bu davaya taraf olması gerektiğine inanıyoruz. Bu saldırı sadece Şenyaşar ailesine dönük değildir, bu yarın her kesin başına gelebilecek bir durum” ifadelerini kullandı.
‘Devlet erkanı tanıklar yargıya bilgi vermeli’
Sağlık örgütlerinin sağlıkta şiddet yasasının çıkması için mücadele ettiği bir dönemde “Sağlıkta bir katliam yaşandı” diyen Karataş, “Tüm duyarlı tanıkların bildiklerini anlatmasını istiyoruz. Yaşadıkları karşısında 4 yıldır evde oturup yas tutamayan Emine Şenyaşar, 426 gündür yaz kış, yağmur güneş demeden nöbet tutuyor. Türkiye’de adalet talebi olan herkese örnek oldu. Bu göstermiş olduğu adalet savaşını gerçek bir adalet sağlanana kadar devam ettireceğine inanıyoruz. Ancak bu süreci hızlandırmak bizlerin elinde. Katliamın yaşandığı gün hastanede bakan, vali, emniyet güçleri, hastane başhekiminin olduklarını biliyoruz. Bu kişiler tanık olarak yargı mensuplarına bilgi vermeli. Ancak bu şekilde kamusal bir adalet sağlanabilir” diye konuştu.
‘Sağlıkçılar tedirgin’
Hastane kamera kayıtlarının “çalınma süsü” ile yok edildiğinin altını çizen Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu olayda insanların hastanede katledilebildiğini gördük. Hastane görüntülerinin çalınma süsü verilerek ortadan kaybettirildiğini gördük. Sağlık çalışanları olarak böyle bir durumda kendimizi güvende hissedemeyiz. Bizim çalışma yerlerimizde kendimizi güvende hissetmemizin ölçütü aslında Şenyaşar ailesine yapılan katliamın başka bir hastanede yaşanmamasıdır. Bugün hastanede çalışan insanlar büyük oranda tedirgin bir halde” dedi.
‘400’den fazla kamera kaydı bir saatte’
400’den fazla kamera kaydının bir saat içinde sökülmeye çalışıldığını belirten Karataş, bu duruma göz yumulduğunu ifade ederek, “Hastanede sadece katliamı yapanalar mı suçlu?” diye sordu. Karataş, şöyle devam etti: “Ona göz yumanlar, sebep olanlar, herhangi bir işlem başlatmayanlar da sorumludur. Bugün hastanede AKP’li vekil Yıldız’ın akrabalarının yanında olaya meşruluk katan yetkililer vardır. Hastanenin idare amirleri 400 kamera kaydının bir saat içinde çalındığını iddia ediyor. Kendileri rıza göstermezse bu şekilde bir delil karartma durumu yaşanabilir mi? Bugün kolluk izin vermezse kim bir hastaneden kamera kayıtlarını çalabilir? Bu mümkün değil.”
Tanık sağlıkçılara çağrı
“Katliamın ortakları da vardır” diyen Karataş, devamında şunları söyledi: “Bugün aileyi görmezden gelen, Urfa’da kendisine ‘vicdan sahibiyim’ diyen herkes bu katliamın ortağıdır. SES katliamın yaşandığı günden bu yana taraftır. Taraflığı vicdan tarafıdır. Katliamın üzerinden belli bir zaman geçti, orada tanık olan kişiler, yarın çocuklarına karanlık bir yüz bırakmasın. Gelin ailenin adalet çığlığına ses olun, bu katliamın üstü örtülmesin, yeni katliamların yaşanmasını engelleyelim. Şenyaşar davası aydınlatılmazsa hiçbir sağlık çalışanı güvende olmaz. Herkesin yargılanabildiğini gösterelim.”
HABER MERKEZİ