Ama Cemil Taşkesen sabahın köründe derdest edilip gözaltına alınmış. Soruyorum şimdi Akşener’e: Bir Kürt olarak Cemil Taşkesen’i inkâr eden yok mu gerçekten?
Meral Akşener Siirt’te esnaf ziyaretinde bulunduğu sırada Akşener’le sohbet eden Cemil Taşkesen adlı esnaf, “Dilimiz inkâr ediliyor, kimliğimiz inkâr ediliyor, Kürdistan inkâr ediliyor. Biz buna karşıyız. Şu an sizin bulunduğunuz yer Kürdistan’dır ama ne yazık ki Meclis’te bu Kürdistan inkâr ediliyor” demiş. Akşener de, “İnsanların Kürt, Türk, Alevi, Sünni olması etnik aidiyetleridir. Dini aidiyetlerine, mezhepsel aidiyetlerine herkes saygı duymak zorundadır. Sen, ‘Burası Kürdistan’ diye tariflersen… Ben başından beri bir şey söylüyorum. Biz bu ülkenin sınırları içerisinde bir bütün müyüz, değil miyiz? Sen buna ‘evet’ diyorsan… Seni inkâr eden yok” demiş.
Fakat Cemil Taşkesen bu ifadelerinden dolayı sabaha karşı gözaltına alınmış. Tabii bu diyalogda Cemil Taşkesen’in, Akşener’in “Biz bu ülkenin sınırları içerisinde bir bütün müyüz, değil miyiz?” sorusuna nasıl bir cevap verdiğini bilmiyoruz. Taşkesen, belki de “Evet, burasının Kürdistan, bizim de Kürt olduğumuzu kabul ederseniz, biz de bu ülkenin sınırları içinde bir bütün olmaya hazırız” demiş olamaz mı?
Aslında Cemil Taşkesen bence tam da bunu söylemiş. Cemil Taşkesen ne söylemişse halkın içinde, basının karşısında söylemiş. Üstelik medenice, çatışmacı ve ayrımcı bir üslupla değil. Üstelik de kendini MHP milliyetçiliğinden arındırmaya çalışan ve olursa geleceğin başbakanı olacak olan bir muhalefet liderine söylemiş. Bu bile “Ayırımcılığa son verilmesi” vurgusunu yapan ve tam da Akşener’in söylediği gibi “Bu ülkenin sınırları içinde bir bütün olmak isteyen” bir vatandaşın tavrı değilse nedir ki?
Ama ne Kürt halkının ve ne de onun bir bireyi olan Cemil Taşkesen’in söylediğini duyan yok! Anlayan yok! Bana göre Cemil Taşkesen diyor ki: “Bizi yok sayıyorsunuz, dilimizi, kimliğimizi yok sayıyorsunuz, ondan sonra da biz kardeşiz diyorsunuz. Artık bu iki yüzlülüğe son verin! Eğer biz kardeşsek, eşitiz demektir. Öyle ikide bir gelip de bizim yaşadığımız topraklarda, yüzlerce yıl Kürdistan olarak anılan bu topraklarda bize afra tafra atmayı bırakın!” Cemil Taşkesen bunları söylüyor bence. Bu cümlelerin neresinde gözaltına alınacak bir suç var, bir yanlış var?
Ama Cemil Taşkesen sabahın köründe derdest edilip gözaltına alınmış. Soruyorum şimdi Akşener’e: Bir Kürt olarak Cemil Taşkesen’i inkâr eden yok mu gerçekten?
Akşener bu soruya nasıl cevap verirdi bilmiyorum ama kendisine söylemeliyim ki kendi siyasi arzusu olan “İnsanların Kürt, Türk, Alevi, Sünni olması etnik aidiyetleridir. Dini aidiyetlerine, mezhepsel aidiyetlerine herkes saygı duymak zorunda”dır cümlesi bu ülkede geçerli değildir. Çünkü bu ülkede gerek etnik ve gerekse dini aidiyetlerin nasıl birlikte yaşayacakları konusu onlarla konuşularak belirlenmiş değildir. Yapılmış olan “Türkçü ve Sünni İslamcı” bir gömleğin Cumhuriyetin başından beri topluma zorla giydirilmiş olmasıdır.
Bir Kürt olarak Cemil Taşkesen’in başına gelenler bunun kanıtıdır. Diyanet’in başındaki zatın bu yıl da Cumhuriyet hutbesinde Atatürk’ü anmamış olması bunun kanıtıdır. Bu ülkede Alevilerin cemevleri talepleri bunun kanıtıdır. Hiçbir Ermeninin resmi bir göreve getirilmemesi bunun kanıtıdır.
Buna benzer daha çok konu sayılabilir. Tabii ki ben de Akşener’in söylediklerinin bu ülkede geçerli olmasını isteyenlerden biriyim, ama bu söylenenlerin bugün itibariyle Türkiye’nin gerçeklerinden olmadığını da biliyorum.
Eğer Akşener, bu ülkede bu ayırımcı atmosferi gördüğü halde bu cümleleri söylüyorsa, Başbakan olduğunda da bu ayırımcı siyasete devam edecek demektir. O zaman tekrar soralım: Gerçekten Cemil Taşkesen neden gözaltındadır Sayın Akşener?
Bu ülkede “İnsanların Kürt, Türk, Alevi, Sünni” gibi aidiyetlerine herkes saygı duymakta mıdır?
Yoksa ayırımcılık bu ülkede hala çözülmemiş bir sorun mudur?