Seydi Fırat
Şengal bu yıl eskiden olduğu gibi Êzi bayramını kutlamadı. Bayram geride bıraktığımız Cuma günüydü. Êzidîler bu yılki bayramda çıra yakmadı, birlikte ilahiler okumadı, birlikte şemaya durmadı, bayramlık elbiselerini giymedi, birbirlerine bayram ziyaretinde bulunmadı, çocuklarının ellerine bayramlık hediyesini koymadı. Şengal’in, Êzidîlerin yası vardı. Bu yas 7 Aralık’ta Türk SİHA saldırısında şehit düşen Êzidî halk önderi Merwan Bedeli’nin yasıydı. Katledilişinin protestosuydu, ortak bir duruşla şehidine bir kez daha saygılarını sundular ve sahiplenme tutumunu ortaya koydular.
Şengal’e, Êzidî halkına saldırılar devam ediyor, saldırılarla Êzidîlere verilen mesaj ‘Siz DAİŞ soykırımından kurtulmuş olabilirsiniz ama biz bunu içimize sindiremiyoruz, biz bunu kabullenemeyiz’ mesajıdır. ‘Kabullenemiyoruz’, ‘içimize sindiremiyoruz’ tahammülsüzlüğü temelinde Türkiye, Şengal’e yönelik saldırılarda hastaneleri bombalıyor, SİHA’larla insanları katlediyor, sivilleri öldürüyor.
Saldırı konseptinin ve ittifakın temel amacı DAİŞ’i yenilgiye uğratıp katliamı boşa çıkaran, sonrasında da Êzidîlerin varlığını korumaya, geleceğini güvenceye almaya odaklanan Êzidîlerin özerk demokratik iradesini tasfiye etmek. 9 Ekim 2020’de gerçekleştirilen Şengal anlaşması Êzidîlerin iradesini hedef alan bir anlaşmadır. Türkiye’nin dayatmasıyla KDP’nin Êzidîlerin iradesine karşıt temelde kendini konumlandırmayla bu anlaşma ortaya çıktı. Êzidî halkının direnişçi tavrı dayatılan tasfiye konseptini akamete uğrattı.
Saldırganların buna cevabı Êzidî önderlere yönelik suikastlarda bulunmak, ekonomik ambargoyla, tehditlerle, işgal girişimleriyle iç çelişkileri körüklemek ve daha başka insanlıkdışı uygulamalarla saldırılarını sürdürmek. Şengal Özerk yönetimin yürütme konseyi Eşbaşkanı Merwan Bedeli’yi katlettiler. Yine daha önce 16 Ağustos’ta Şengal Direniş Birlikleri’nin (YBŞ) komutanı Seid Hesen’i bir SİHA saldırısıyla öldürdüler. Her iki yönetici de Êzidîlerin acılarını, özlemlerini, umutlarını ve varlıklarını koruma mücadelesini omuzlayan kişiliklerdi. Êzidî halkı bu önderlerinin emeklerini, mücadelelerini ve yol göstericiliğini büyük bir saygıyla anıyor ve bağlılıklarını dile getiriyor. Birer abide olarak görüyorlar ve öyledirler, her zaman saygıyla anılacaklardır. Êzidî halkı ve temsilcileri bu önderlerinin katledilmelerinde KDP güçlerinin verdiği istihbarat, sunduğu destek temelinde bu saldırıların gerçekleştiğine dikkat çekiyorlar.
KDP’nin Êzidî karşıtı politikasının onlar üzerinde büyük yıkımlara yol açtığı ortada. En büyük yıkım da DAİŞ’in Şengal’de Êzidîlere yönelik giriştiği katliama yol vermesiyle gerçekleşti. Şengal KDP’nin denetimindeydi. DAİŞ’in saldırısında KDP Êzidîleri savunmasız bıraktı, akabinde yaşananları kamuoyu biliyor.
KDP’nin AKP-MHP iktidarının Kürt karşıtı, Êzidi karşıtı düşmanlık konseptine böylesine angaje olması son derece yıkıcı ve tehlikeli bir durum. Merwan Bedeli’nin öldürülmesinin böyle bir işbirliği temelinde gerçekleştiği en yüksek düzeyde ifade ediliyor. Kürt kamuoyunda, Kürt siyasi güçlerinde, aydınlarında ve diğer toplumsal, sosyal dinamikler de buna karşı etkileyici bir tutum göstermedikçe KDP tutumunu sürdürmeye devam edecektir.