Türkiye’de sendikaların kadın temsiliyet oranı yüzde 10’un altında. DİSK’te 141 yöneticiden 18’i, HAK-İş’te 103 yöneticinin 9’u kadınken Memur-Sen’de hiç kadın yönetici yok
8 Mart Dünya Kadınlar Günü karşılanırken, toplumun her alanında yaşanan cinsiyet ayrımı örgütlü alanlarda dahi kendisini hissettiriyor.
Türkiye’de kadınların sendikalardaki temsiliyet oranı yüzde 10’nun altında kalırken, karar mekanizmalarında kadınların söz hakkı neredeyse yok.
DİSK’e kadın genel başkan
Türkiye’de aktif olarak DİSK, KESK, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) bulunurken, Mayıs 2021 verilerine göre, bu sendikaların yönetim mekanizmaları şöyle:
DİSK Genel Merkez ve bağlı 22 sendikanın yönetiminde bulunan 141 yöneticinin 18’i kadın. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu aynı zamanda Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’nın da Genel Başkanı. Bank Sen’de 3 kadın yönetici, Dev Sağlık, Emekli Sen, Gıda İş, Sine Sen ve Basın İş’de 2’şer, İletişim İş, Dev Turizm, Dev Maden, Birleşik Tarım ve Orman İşçileri Sendikası’nda 1’er kadın yönetici bulunuyor.
HAK-İŞ 9 kadın yönetici
HAK-İŞ’e bağlı 21 sendika ve Genel Merkez dahil toplam 103 yöneticinin 9’u kadın. KKTC KAMU SEN ve Öz İletişim İş’de 2’şer, Öz İnşaat İş, Öz Gıda İş, Medya İş, Öz Büro İş ve Öz Sağlık İş’de ise 1’er kadın yönetici bulunuyor.
Memur Sen’de kadın yönetici
Türk İş’e bağlı 35 sendika ve Genel Merkez de dahil toplam 180 yöneticinin sadece 5’i kadın. Memur Sen’e bağlı 11 sendikada ise kadın yok. Sendikanın 79 yöneticisi de erkek.
KESK’te 24 yönetici
Eşbaşkanlık sisteminin uygulandığı KESK, eşit temsiliyette örnek tek konfederasyon. 11 sendikanın bağlı olduğu KESK’te, toplam 83 yönetici bulunuyor. Bunların 59’u erkek, 24’ü ise kadınlardan oluşuyor. Ayrıca konfederasyona bağlı bütün sendikaların kadın sekreterlikleri mevcut. Genel Merkez’de 3, Eğitim-Sen’de 3, SES’te 4, Tüm Bel-Sen’de 3, BES’te 2, ESM’de 1, Tarım Orkam-Sen’de 1, HABER-SEN’de 2, Yapı Yol-Sen’de 1, BTS’de 1, Kültür Sanat-Sen’de 2 ve DİVES’te 1 kadın yönetici bulunuyor.
Sendikalarda kadın mücadelesi
MA’ya konuşan KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, DİSK Kadın Komisyonu Temsilcisi Nevin Kızılöz ve Mehtap Şimşek, sendikalardaki kadın mücadelesini anlattı.
Kadın mücadelesiyle üniversite yıllarında tanışan KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, emek sömürüsüne karşı büyük bir mücadele verildiğini söyledi. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1996 yılında sendikaya üye olan Koyun, o tarihten bu yana her 8 Mart’a katıldı. Kadın bilinci edindikten sonra 8 Mart’ların daha anlamlı gelmeye başladığını belirten Koyun, her dönemin ruhuna denk bir mücadele yürütüldüğünü söyledi. 1990’lı yıllarda kadınların barış ve halkların ortak yaşam talebiyle alanlara çıktığını aktaran Koyun, 2000’li yıllara gelindiğinde bu taleplerin erkek şiddetine karşı bir bilinçle şekillendiğini söyledi.
Sendikalı kadınlar örgütlenmeye devam edecek
Koyun, 2000’li yıllarla birlikte kadınların artık mücadelenin öznesi haline geldiğini ve kadınların tek başına örgütlediği mitinglerin öne çıkmaya başladığını söyledi. KESK’li kadınlar olarak 8 Mart öncesi özgün etkinliklerin yanı sıra yerellerde kadın platformlarıyla ortak çalışmaların yürütüldüğünü söyleyen Koyun, “O dönemlerde günler öncesinden hazırlıklarımız başlıyordu. Şu anki teknolojik gelişmenin olmamasından kaynaklı pankartları, dövizleri ve daha birçok şeyi elle yapıyorduk. Sendikalı kadınlar olarak öncelikle fabrika ve iş yerlerine gider, kadın buluşmaları gerçekleştirirdik. İşyerlerinde broşür ve afişlerimizi dağıtıyor, taleplerimizi dile getiriyorduk. Kadınları fabrikalarda örgütlüyor, 8 Mart mitingine çağrı yapıyorduk” dedi. “Taleplerimiz artarak devam ediyor” diyen Koyun, “Birçok kazanımlarımız oldu. Bu 8 Mart’a kazanımlarımıza dönük saldırılara karşı sahiplenme şiarıyla gidiyoruz. Kadına dönük şiddetin arttığı bu dönemde sendikalı kadınlar olarak alanlarda direnişimizi örgütleyeceğiz” diye belirtti.
DİSK’in eylemleri
DİSK Kadın Komisyonu Temsilcisi Nevin Kızılöz de çocukken ailesinden gizli 8 Mart eylemlerine katıldığını anlatarak, “Mahallede kadın çalışmalarına katılmama izin vermezlerdi. Gizli gizli katılırdım. Kadın mücadelesini de o dönem tanıdım. 1980’lerde günler öncesinden hazırlıklara başlardık. Parklarda döviz hazırlardık. Mahallelerde kutlanan 8 Mart bile miting havasında geçerdi” dedi. 1977 yılından bu yana her 8 Mart’ta fabrikalarda kadınlarla buluşma gerçekleştirdiklerini aktaran Kızılöz, o döneme dair şunları anlattı: “DİSK öncülüğünde Sıhhiye’de 8 Mart mitingi yapmıştık. Kızılay’dan kortejler halinde yürüyüş yapmıştık. Sınıf bilinciyle katılıyorduk. O mücadele ruhu alanlara sığmıyordu. Kovaları, tenekeleri çala çala alana gidiyorduk. Kadın platformu kurulduktan sonra oraya dahil olduk ve mücadelemizi daha fazla yükseltmek için bir araya geldik, daha geniş kadın kesimlerine hitap etmeye başladık. Bu sistem böyle devam ettiği sürece taleplerimiz her yıl aynı olacak. Mücadele ve örgütlülük olmadan başaramayız. Kadınlar olarak nerede olursak olalım, 8 Mart’ta alanlara çıkalım. Özsavunmasını kullanan, hasta tutuklu, şiddete uğramış ve daha birçok kadının sesi olmak için bu 8 Mart’ta haykıracağız.”