PKK Lideri Abdullah Öcalan, uluslararası komplonun senaryosunu Batının yazdığını, Türkiye’ye ise gardiyanlık ve infaz rolünü verildiğini belirterek, ‘Ben komployu aşıyorum. Ne eskisi gibi yaşayacağız ne de eskisi gibi savaşacağız’ dedi
Ortadoğu’ya dönük müdahalesini Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile devreye koyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bunun ilk adımını PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik komplonun koordinatörlüğünü üstlenerek attı. ABD’nin öncülüğünde kurulan NATO üyesi ülkeler ve küresel güçlerin ortaklığında, Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkması sağlandı. “İmhanın” amaçlandığı komplo, Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesiyle devam etti. Abdullah Öcalan, “NATO Gladio’sunun en büyük operasyonu ve BOP’un hayata geçirilmesinin kilit adımı” olarak tanımladığı komplonun en büyük bölümünün İmralı’da yaşama geçirilmeye çalışıldığını söyledi.
Öcalan, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulduğu süreçte avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde, sık sık komplonun tarihsel arka planını, neden ve sonuçlarını irdeledi.
Karar 96’da alındı
Öcalan, NATO kararıyla teslim alındığını, ABD’nin ise bu karara öncülük ettiğini belirttiği 10 Mayıs 1999 tarihli avukat görüşmesinde, “O gün tüm Avrupa ülkelerine inişimiz yasaklandı. Pirimakov da yasakladı o gün. Bu tespit edilmeli. Benim hakkımda NATO seviyesinde de karar var. Bu kararın ne içerdiğini bilemiyorum. Bildiğim kadarıyla silah bırakma karşılığında demokratik çözüm var. Benim hakkımda karar, ‘96 yılında alınmıştı. NATO kararı direnirsem vurulmam, esir alınırsam da çözümdü” dedi.
Açığa çıkarılmalı
Öcalan, 12 Temmuz 1999 tarihli avukat görüşmesinde komplonun açığa çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, “Burada hukuk dışı kırk nokta var. Derinliğine araştırılması lazım. Rusya’da oyun var, Yunanistan’da da. Onlara verdiğim dilekçem var. Onlar, Yunan Büyükelçisi benim yanımda sığınmayı kabul etti. Sonra ne yaptılar peki? Büyük oyun var. İtalya’dan da bilgi isteyebilirsiniz. Gerçekler önemli oranda ortaya çıkmalıdır. D’Allema’nın da içyüzü ortaya çıktı. Kaçırılmışız İtalya’dan. Şimdi telaş içinde. Mahkemenin, AİHM’in görevi de bu büyük oyunu ortaya çıkarmak olmalı” önerisinde bulundu.
Bu olay araştırılmalı
Şahsında bir halkın yok edilmek istendiğini ifade eden Öcalan, “Kürt aydınları bu olayı araştırsın. Türk aydınları da araştırmalı. PKK, bu süreçte olgun davrandı. İhanet kol geziyor. Kurdistan’a dönmem hem Moskova hem Atina tarafından engellendi. İhanet olduğu için ne istiyorlar ne de bırakıyorlar. Basiret bağlandığı gibi, gölün ortasında ne yapabilirsin? Ancak boğulmamak için çırpınma taktiği olabilir. İhanet, manipülasyon, sahtekarlık, güç, her şey vardı. Batı neden böyle vahşi davrandı? Kader ağlarını çoktan örmüştü derken, bunu anlatıyorum. Bilimsel bir araştırma yapılmalı” diye kaydetti.
Komplo Türkiye’ye yapıldı
PKK Lideri, “Komplo Türkiye’ye yapılmıştır” tespitinde bulunduğu 13 Aralık 1999 tarihli avukat görüşmesinde, şunları söyledi: “Tarihle kimse oynayamaz. Çok karanlık bir durum gördüm. Benim yakalanmam NATO’nun çekirdek kanadının işidir. Yunanistan’ın NATO’daki subayları Amerika emriyle Türkiye’ye hizmet olsun diye mi, yoksa birlikte Türkiye’nin başını belaya sokmak için mi yaptılar? Bu oyunun en büyüğü Türkiye’ye karşı oynanmıştır. Araştıralım diyorum. NATO nezdinde, istihbarat nezdinde subaylarının örgütlenmesi var. Kostulas’ın yirmi yıl boyunca NATO’da çalışması var. Ben kesin, yüzde yüz böyle demiyorum. Acaba beni imha için mi, yoksa TC’yi sevdikleri için mi teslim ettiler?”
Türkiye’nin rolü gardiyanlık
Teslim alınmasının neden, İmralı’ya getirilmesinin sonuç olduğu tespitinde bulunan PKK Lideri, 9 Mayıs 2001 tarihli avukat görüşmesinde, “Senaryoyu Batı yazdı, temel aktör Batıdır. Türkiye’ye gardiyanlık ve infaz rolünü verdi. İngiltere uçağı İsviçre’den gizlice alıyor. Yunanistan korkunç. Kenya da CIA ve İsrail ajanlarının elinde. Moskova ayarlanmış. İtalya’ya karşı psikolojik savaş biliniyor. Almanya’nın beni kabul etmeyişi var. Yunanistan ‘Apo yarı yolda ölecek’ diyor; tabancayı Elçi bana verecekti. Tüm bunlar belgelidir. Beylik bir tabancayla direneceğim, Kürtler direnecek, on binler ölecek, böylece Türkiye teslim alınacak. Bu tutmayınca, karşılıklı aşk gösterileri başladı; işte artistler aracılığıyla yalan bir biçimde sergileniyor ve gerçeği örtbas ediyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
‘Eskisi gibi yaşamayacağız’
Avukatlarıyla 27 Temmuz 2011’den sonra görüşmesi engellenen Abdullah Öcalan, İmralı Heyeti ile görüştüğü 2013 ile 2015 yılları arasında da komplonun amaçlarına ve sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulunarak, komployu “aştığını” söyledi. PKK Lideri, “Ben komployu aşıyorum” tespitinde bulunduğu 23 Şubat 2013 tarihli görüşmede, “Başarılı olursam ne KCK tutuklusu kalır ne başka tutuklu. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız herkes bilmeli ki ne eskisi gibi yaşayacağız ne de eskisi gibi savaşacağız” dedi.
Haber: Özgür Paksoy / Ankara-MA