Legal ve illegalin bir birine karıştığı, katilin mağdur, mağdurun katil olduğu on yıllar geçti. Yetmez mi “devlet isteyen illegaller var” şemsiyesinin altında keyif çatmak, bol keseden ülkeyi, dünyayı yemek, içmek.
MİT illegali çok iyi biliyor, hiçbir şey bilmiyorlarsa bile Amed ve tüm parti binalarını yedi yirmi dört dinliyor. Analizlerde devlet talep etme sözü bile geçmemiştir. Es kaza bir Kürdistanlı, HDP binasında dahi ‘devlet istiyorum dese’ saniyesinde Türkiye’ye bomba gibi döşer. MİT’le yönetilen devlet de biliyor ki Kürtler devlet istemiyor. Ama hala legal bölücü devlet, yarattığı illegal bölücüler şemsiyesinin altında toplumu talan eden istihbarat, polis devleti var.
PKK ile devlet bu ağustos ayı ile birlikte 35 yıldır çatışma içinde. Kimi zaman ‘üç beş çapulcu’ kimi zaman ‘düşük yoğunluklu savaş’ kimi zaman da ‘29’uncu Kürt isyanı’ dendi. Yine kimi zaman PKK’ye Kürt, kimi zaman Kürtlere PKK dendi. Kimi zaman da ‘var dersen var, yok dersen yok’ dendi de dendi.
Şimdilerde “medyayı satın alan istihbarat devleti kim, neden Kürt federe bölgesini bombalıyor dese” PKK’yi savunmak olarak ele alıyor.
“Bombalanmasına karşıyım” dendiğinde “neden PKK’yi savunma” olarak ele alındığını yorumlayan da yok. Bombalar Kürdistan federasyon yönetimine ‘leblebimi’ yağdırıyor. Kürt birliğinden kim zarar görür, bir Kürt için Kürdün gözünde itibarsız olmak ölümden beter olsa gerek.
Herkes biliyor ki ne Kürt Hareketi ne de Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan. Ne Kürdistan’ın Doğusu, Rojava’sı, Güneyi, Kuzeyi bombalanmasın demek ne de kadın özgür olmadan toplum özgür olmaz demek illegaldir. Ne “bu suça ortak olmayacağız” demek, ne “çocuklar ölmesin” ne de “savaş bir halk sağlığı sorunudur” demek illegaldir.
200 günlük açlık ve ölüm oruçları, yaşamını tecridi yıkmak için feda eden dokuz can bedenini turnusol kağıdı yaparak ne PKK’nin ne de sayın Öcalan’ının illegal olmadığını bir kez daha gösterdi. AKP-MHP zihniyeti iktidarını sürdürmek ve Türkiye’yi İmralı tecrit sistemiyle yönetmek için 3. Dünya savaşında illegal şemsiye kurmuş, altında ölümlerle ‘seyirlik’ yapıyor. 1993, 2009 ve sonrasını saymasanız bile en son 2013 Newroz’undan 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe protokolünün imzalanmasıyla illegal olmadığını cümle alem biliyor. En son cezaevi direnişi ve yerel yönetim seçimleri ile İmralı trafiği illegal düzmecesini ortaya çıkardı. Sakın CHP ve diğer siyasi partiler bu kez iktidarını sürdürmek için aynı yöntemi kullanmasın. Doğaya, halklara, inançlara kısaca tüm canlılara ve kendisine AKP gibi ihanet etmiş olur. Başta CHP olmak üzere bir tek tümceyle AKP-MHP’ye Kürt sorununu demokratik yollarla çözmenin yıkıcı, bölücü ve illegal olmadığını cümle aleme İmralı görüşmeleriyle sen gösterdin, bundan sonra biz birlikte sürdüreceğiz. Sadece seninle olmaz. Ha Kürdistan Federe yönetimi ha İstanbul bombalanmış hiç farkı yok. Bombalamaya değil, değişim ve özgürlüğe ihtiyaç var. Tevgera Jinên Azad (TJA) “Değişim ve Özgürlük İçin Sen de Ayağa Kalk” kampanyası başlattı. Bu kampanyaya katılıp “Sen de ayağa kalk” demek gerek.