Savaşlarda olduğu gibi her türlü doğal felaket ve yıkım önce kadınları vuruyor. Bölgemizde yaşanan deprem ilk günkü acısıyla yıkımıyla devam etmekte. Bir yandan yakınlarını kaybeden kadınların yası devam ederken diğer yandan yeni yaşamın inşası için ayakta durmak zorunda kalıyorlar. Geride kalanları yaşatmak için kadınlar olağanüstü bir çaba göstermekte.
Bir anda korkunç bir bilinmeze fırlatılan varlıklar gibi ortada kalakaldık. Ne evimiz ne gidecek bir yerimiz kalmıştı üstelik bir de birçok yakınımız, ailemiz, çocuklarımız, eş dost, yoldaşlarımız bir el tarafından kara bir kuyuya çekilmişlerdi gibi.
Hayır hayır bu bir deprem olamazdı yaşadığımız çok farklı bir şeydi bir canavar çıkmıştı Dehak gibi önüne geleni yutuyor, yıkıyor, eziyor! Bir kent ölür mü? Evet; kentimiz öldü, gömüldü kimse duymadı. 6 Şubat 4.17 Dehak’tan kaçanlar yağmur ve fırtınayla karşı karşıya kaldı üstelik çoğu pijamalı yarı çıplak kimi yaralı, arabası olan o anın şanslılarıydı ya diğerleri… Çokça dinlediniz neler yaşandığını tekrar anlatmayacağım ama size kimsenin anlamak istemediği bir şeyi söylemek istiyorum: Evin hasarsız, az hasarlı, bilmem ne neden girmiyorsunuz diye sorunca kalakalıyoruz. Bizler sokaklarda sefil olmayı, çadırlarda soğuk, tuvaletin olmadığı, duş yapılamayan ortamları tercih etmiyoruz. Ama bizler yaşadık.
Eve çıkarsak sarsıntılar hiç bitmiyor, yeni bir yıkım esnasında koşarsak merdivenlerde can vereceğiz, kalırsak günlerce enkazın altında hiçbir yardımın ulaşmadığı süreci yaşayarak inleye inleye öleceğiz. Biz bunu gördük, en ağır şekilde yaşadık ve bize lütfen “Eve girin” demeyin. Evimiz, yurdumuz sadece kadın dayanışmasında kaldı. Canlarımız gitti, kalanları ne kadar sağlıklı yaşatabiliriz bilemiyorum.
Deprem öncesinde hayatı kolay olmayan kadınların depremden sonra da bakım, ev içi hizmetin yükünün depremden sonra 10 kat arttı. Artık çamaşır makinesi yok. Su yok. Kadınların ciddi anlamda ciddi bir psikolojik desteğe ihtiyacı var. Yakınlarının yasını tutamıyorlar. Çünkü gece gündüz çalışmak zorundalar. Erkekler bu yükü paylaşmak istemiyor. Bu kadınlar açısından büyük bir yük! Çadır kentler dışında da çamaşırhaneler, duşlar ve lavabolar kurulmalı. Toplu mutfaklar kurulmalı. Depremzedeler bir de bu yükle uğraşmamalılar. Devletin ciddi bir organizasyonsuzluğu var.
Bölgede ped, tuvalet kağıdı, kolonyalı mendil gibi hijyen malzemelerinin yanı sıra iç çamaşırı ve havlu eksikliğinin sürdüğü günlerce yıkanamadığımız oluyor. Ancak kadınlar, karşılarına çıkan her türlü engele rağmen pes etmiyor. En büyük istekleri de depremdeki can kayıplarının sorumlularının cezalandırılması.
Kadınlar ne kadar uzun sürerse sürsün ya da ne kadar zorlu olursa olsun, memleketlerini yeniden ayağa kaldırmak için canla başla çalışacaklarını da söylüyorlar. Depremzede kadınlar gönüllülere teşekkür ederken, desteğin sürdürülmesinin kritikliğine dikkati çekiyor.
Bu deprem öyle çok şey öğret tiki yıkarak öğretti, ağlatarak öğretti, en kötüsü öldürerek öğretti. Sosyal devlet olmanın parlamenter sistemin ne kadar kıymetli olduğunu, ranta, talana, doğa düşmanı politikalarla kadını yok sayan sistemin bizlere verdiği değeri gördük. Yalnız kalmanın bir başına çırpınmanın ne olduğunu gördük. Gönüllü dayanışmaya gelenler, koşanlar nasıl da çırpındılar belki de onların sayesinde şu an yaşama tutunuyoruz. Umudumuz güvenimiz bitti. Artık bu ülkede bir daha koca koca binalar çürük, kaçak betonlar insanları yutmasın diye uğraşacağız. Seçimlerde önceliğimiz bu iktidarı ve zihniyetini göndermek olacaktır. Biz kadınlar insan hayatının bu denli değersizleştirildiği, pandemisinden depremine her büyük krizde bakım emeğinin üzerimize yıkıldığı, bedenlerimizin, kentlerimizin ve doğanın her bir parçasının rant alanına dönüştürüldüğü bu düzene tahammülümüz yok! Ellerimizle güneşi doğuracağız. Kendimizi de kentimizi de bir anka kuşu gibi yeniden küllerimizden doğacağız.
Biz kadınlar güçlüyüz, dirençliyiz, gözü kara ve cesuruz. Bu yüzden tüm zorlukları aşacağız. Depremin ilk gününden beri açlığa, yoksulluğa ve soğuğa terk ettiğiniz binlerce kadın olarak yaşadıklarımızın sorumlusunun kim olduğunu biliyoruz. Bizler bu yıkıntıların ardından mücadelemizden aldığımız güçle birbirimize söz verdik: Bu şehri yeniden kuracağız!
*HDP Hatay İl Eşbaşkanı