Bir süredir yine seçim gündemi oluşturuyorlar Türkiye’de. AKP-MHP koalisyonundan farklı isimler sık sık seçimden söz eder oldu son günlerde. Devlet Bahçeli açık açık seçim kanunda değişikliklere gidilmesi gerektiğinden bahsetti geçenlerde. Kulislerde yeni kurulan iki partinin, Gelecek ve Deva partilerinin CHP’den ödünç milletvekili almasının yolunu kapatmak için hükümetin, siyasi partiler ve seçim kanununda değişiklik yapma konusunu gündemine aldığı konuşuluyor. CHP’nin Millet İttifakı’nı genişletme çabaları tedirgin etmiş olmalı iktidarı. Herhalde son anketler de gözlerini korkuttu ki, bu konular tartışılıyor AKP ve MHP çevrelerinde.
Fakat seçim ve seçim ittifakları gündeme geldiğinde esas konu yine son birkaç seçim ve referandumda olduğu gibi HDP, HDP seçmenleri, Kürtler. HDP ve Kürt seçmenler yine bu olası seçimde de kilit unsur olarak görülüyor her iki taraftan da. Bundan sonraki seçimi de yine HDP’nin ne yapacağı belirleyecek. Millet İttifakı, özellikle de CHP, HDP konusundaki çekingen tavrını sürdürüyor. Ulusalcı, hatta ırkçı bile denebilecek bir seçmen kitlesinin oyunu kaybetme korkusu kendi kurucu parti kompleksiyle birleştiğinde HDP karşısında ne yapacağını bilemez hale geliyor CHP. Belli ki CHP, yine HDP yönetiminin parlamenter demokrasiyi yeniden tesis etme konusundaki kararlılığına ve samimiyetine, Kürt halkının da sağduyusuna ve siyasi ferasetine güvenerek son seçimlerdeki gibi bir destek bekleyecek Kürt siyasetinden. Oysa Kürt halkı, son seçim desteğinden beri Millet İttifakı’nı, özellikle de CHP’yi çok yakından takip ediyor. Meclis dokunulmazlıklarının kaldırılmasındaki rolü daha unutulmamışken, HDP’li belediyelere yönelik kayyum operasyonlarına CHP’nin demokrasi adına güçlü bir biçimde karşı çıkmaması Kürt seçmenin bu tavrı yoğun biçimde sorgulamasına neden oldu. Kürtlerin İyi Parti’ye bakışı zaten bellidir. Taktik bir seçim ilişkisi olabilir sadece. O da konjonktür gereği. Saadet Partisi ise özellikle Kürt meselesi söz konusu olduğunda tutarsız bir politika izliyor. Gelecek Partisi desen, Ahmet Davutoğlu her defasında Kürtlere yanaşmaya çalışsa da sadece Sur’da olanlar bile sorundur Kürtler için bu partiyle ilişkide. Deva Partisi de sık sık makas değiştirse de, geleneksel sağ siyasetin kulvarında kalıyor.
Ancak hepsi de HDP’li seçmenlerin oyları olmadan ittifakın bir işe yaramayacağını biliyorlar. Irkçı önyargılarını aşamamaları kendi zararlarınadır.
Tabii, esas onları çaresiz bırakan şey AKP-MHP iktidarının taktikleri. AKP ile MHP de seçim sonucunun HDP seçmenlerinin alacağı tavra bağlı olduğunu biliyor ve bu durumu kendi açısından çok daha aktif kullanıyor. Bir yandan bütün propaganda aygıtları ile HDP’yi kriminalize ederek Millet İttifakı partilerini seçmen kaybetme telaşına düşürüyor, diğer yandan da savaş konseptinin bütün pratiklerini HDP üzerinde uygulayarak Kürt halkının sinir uçları ile oynuyor ve demokratik siyasetin dışına taşırmaya
çalışıyor. Bu yolla HDP seçmenini sandıktan uzaklaştırmayı deniyorlar. Son aylarda özellikle İYİ Parti, Gelecek Partisi ve Deva Partisi’nden yetkililerin kimi ifadeleri tam da iktidarın istediği şeydir. İYİ Parti MHP’den, diğer ikisi AKP’den koptu geldi. Ama iktidarın Kürtler üzerinden Millet İttifakı’nı parçalama taktikleri bu partileri tekrar içinden çıktıkları iktidar partilerine yedekliyor.
Bu dönemde de iktidar HDP’ye bedel ödetiyor. Ama Kürt halkı bu bedeli demokrasi, özgürlük ve barış için ödediğini biliyor. Ve Kürt seçmen olası bir seçimde yine ülkenin demokratik geleceği için oy verecektir. Yine de muhalefet partilerinin etik davranmasını bekleyeceğiz tabii. Bu da ayrı bir mesele.