Rasime Şebnem Korur Fincancı, 21 Mart 1959 günü İstanbul’a doğdu. İlkokuldan sonra okuduğu Kadıköy Maarif Koleji’nden 1978 yılında mezun oldu. Bu liseden mezun olurken ve girdiği İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde devrimci görüşlerle tanıştı.
Aslında fizik, uçak ya da makina mühendisi olmak istiyordu ama ailesinin telkini ve baskısıyla tıbbı seçmişti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, o yıllardaki pek çok üniversite gibi çok politik bir yerdi. Nitekim ilk yılın yarısı boykotla geçti. 1 Mayıs mahallesinde sağlık taraması yaparak geçirdiği günlerde, halkın durumunu yakından gözlemleme şansını elde etti.
Cerrahpaşa’dan mezun olup, hekim olduğunda mecburi hizmeti Antep’e çıktı. Bu arada, evlenmiş ve bir çocuğu olmuştu. Çocuk annede, eşi İstanbul’da kaldı. Antep’teki hekimlik günlerinde, ilaç alamayan, evinde soba yakamayan insanlara yardımcı olamadığını gördü ve klinikte çalışmaktan vazgeçti. Patoloji bölümünü istiyordu ama asistan olarak oraya giremiyordu. Adli Tıp’ta kadro açılınca, oraya geçti ve İstanbul’a döndü.
Fincancı, kayıplar, faili meçhuller, işkenceler, ölümlerle geçen süreçte önce doçent, sonra profesör oldu. Anabilim Dalı Başkanı oldu. Görevden alındı; mahkeme kararıyla geri döndü. Önce Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu üyesi, sonra kurul başkanı oldu. Görevden alındı, mahkeme kararıyla geri döndü, bir süre sonra tekrar alındı…
Bu arada, Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin kurucu üyeliğini ve başkanlığını yaptı. İstanbul Tabip Odası’nın Genel Sekreterliği’ni üstlendi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın kuruluşuna katıldı. Mesleğiyle ilgili çeşitli uluslararası kuruluşlarda görev aldı. Uzmanlık alanıyla ilgili olarak doktora eğitimlerine katıldı. BM Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına Bosna’daki toplu mezarlardan çıkarılan cesetlere otopsi yapılmasından, BM İstanbul Protokolü’nün hazırlanmasına kadar işkencenin ortaya çıkartılması, işkencecilere “suçüstü” yapılması ve işkencenin önlenmesi için hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda büyük bir mücadele verdi.
İşkence yapan resmi görevlilere karşı bilimin ve uzmanlığının ışığında verdiği raporlar defalarca valilerin, emniyetçilerin, hatta mensubu olduğu üniversitenin rektörünün hedefi haline gelen Şebnem Korur Fincancı, Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Türk Patoloji Derneği, Forensic Science Society (İngiltere), Académie Internatıonale de Médecine Légale et de Médecine Sociale, International Academy of Legal Medicine, New York Academy of Sciences, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi Cezaevleri Çalışma Grubu, Association de Droit Penale Internationale, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu ve benzeri kurumlarda görev yaptı.
Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) adına gittiği Bahreyn’de, turist kılığına bürünerek, denizde cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen gencin vücudundan doku örnekleri aldı. Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia ettiği gibi, gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü tespit etti.
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü eski Müdürü Adil Serdar Saçan’ın yaptığı işkenceleri kanıtladı. Ergenekon örgütü tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edildi, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili oldu.
Halen tahliye edilmeleri için Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu raporuna ihtiyaç duyan cezaevlerindeki çok sayıdaki hasta tutuklunun sorununu gündeme taşıyor; Adli Tıp Kurumu’nun bağımsız olmasının önemine dikkat çekiyor. Tepkilere rağmen, Türkiye’de yargının sağlıklı işleyebilmesi için Adli Tıp Kurumu’nun baştan aşağıya yenilenmesi gerektiğini açıkça savunuyor. Devletin işlediği insan hakları ihlalleri kendisinin görev alanına girdiği için çalışmaları, bu erki elinde bulunduranları rahatsız etse de tüm baskı ve yıldırmalara rağmen işkenceyle mücadeleden ve gerçekleri söylemekten vazgeçmiyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Adli Tıp lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora tez danışmanlığı yaptı.
Fincancı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı iken, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin ile birlikte Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan “bir günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katılmaları nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile 20 Haziran 2016 günü tutuklandı.
Fincancı, 30 Haziran 2016 günü, Erol Önderoğlu ile birlikte tahliye edildi. Bir gün sonra da Ahmet Nesin tahliye oldu. Üç sanığın beraati ile sonuçlanan bu dava, savcının itirazı üzerine gittiği İstinaf Mahkemesi’nce bozuldu. Davanın yeniden görülmesine ise devam ediliyor.
Barış İçin Akademisyenler’in ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attığı için 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2019’da İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu emekli oldu. TTB’nin 26-27 Eylül 2020 günlerinde yapılan 72. Büyük Kongresi’nde Etkin Demokratik TTB Grubu’nun seçimi kazanmasıyla TTB Merkez Konsey Başkanı seçildi. Bunun üzerine, 2009’dan beri yürüttüğü Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) başkanlığından ayrıldı.
Kimi panel ve söyleşiler için gittiği yurt dışından 25 Ekim 2022 günü dönen Şebnem Korur Fincancı, 26 Ekim günü sabaha karşı evinden gözaltına alındı. Fincancı’nın köşe yazıları, Evrensel gazetesinde yayınlanıyor.
İngilizce, Almanca ve Klasik Yunanca bilen Şebnem Korur Fincancı’nın aldığı ödüllerden bazıları şunlardır: IRCT Bent Sorensen Grant (1997), İstanbul Üniversitesi Uluslararası Bilime Katkı Belgesi (1999), İstanbul Tabip Odası Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü (2000), Diyarbakır Tabip Odası Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü (2000), Açık Sayfa Barış, Demokrasi ve Hukuka Katkı Ödülü (2000), International People’s Lawyers Eminent Person Grant (2000), BEKSAV Ödülü (2001), Lider Kadınlar ödülü (2014) ve Hrant Dink Ödülü (2014).