DTK Eşbaşkanı Güven’in avukatlarına haber verilmeden SEGBİS’e çıkarılıp, savunması alınmadan tutukluluk kararının yüzüne okunduğu ortaya çıktı
HDP’den Hakkari milletvekili seçilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in, tutuklu yargılandığı davada tahliye edilmesi için davaya bakan Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilmişti. İtirazı inceleyen mahkeme, dosyadaki delillerin büyük oranda toplanmış olması, etki edebilecek delil bulunmayışı, tutukluluktan istenen sonucun adli kontrol tedbiri ile de sağlanabilecek olması gerekçesi ile hakkında yurtdışı yasağı tedbiriyle tahliyesine karar vermişti. Güven’in tahliye kararına savcı, bir üst mahkeme olan Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise, itiraz sonuçlanana kadar Güven hakkında verilen tahliye müzekkeresini cezaevine göndermediği ortaya çıktı. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gün savcılık itirazını dikkate alarak, Güven’in yüzlerce sayfa belgeden oluşan 4 klasörlük dava dosyasını kısa bir zaman diliminde inceleyip hakkında verilen tahliye kararını Cuma günü saat 17:44’te kaldırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Avukatlar sözlü olarak Cuma günü kendilerine bildirilen ancak UYAP’a yüklenmeyen kararı dün yazılı olarak alabildi. Mahkeme, Güven’i tutuklu olduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde avukatlarından haber verilmeden SEGBİS’e çıkarıp savunmasını almadan, kararı yüzüne okuyup hakkında tutuklama kararı verdiği ortaya çıktı.
Tam tersi karar
Kararın gerekçesinde Güven’in savunmalarında DTK Eş Başkanı olduğunu kabul ettiğini, açık ve yakın tehlikenin mevcut olduğu, bulunduğu statü ve muhtemel tesiri dikkate alındığında Afrin operasyonunun başladığı 20 Ocak günü televizyonlar üzerinden yaptığı açıklamalarla halkı şiddeti ve isyana teşvik eden açıklamalarda bulunduğunu savunuldu. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Güven hakkında verdiği tahliye kararının gerekçesinde yer alan tespitlerin aksine tespitlerde bulunan mahkeme şu ifadelere yer verdi: “CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçu kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, verilmesi beklenen cezaya göre sanığın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel bulunması, tutuklama tedbirin ölçülü olması ve bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından itirazın kabulüne, tahliye kararının kaldırılarak sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir” denildi.
Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, yasaya ve usule aykırı olan bu kararın kaldırılması için üst mahkeme olan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edeceklerini söyledi.
DİYARBAKIR