Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şaşaalı törenle açıkladığı yeni kabine ve sistem tartışılıyor. Yetkileri tek kişide toplayan yeni sistemi ve kabineyi gazetemize değerlendiren muhalefet, ‘Savaş ve şirket kabinesi’ dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de yemin ettikten sonra Beştepe’deki törenle göreve başladı. Peşpeşe açıklanan KHK’lerle yeni sistemin idari yapısı düzenlenirken, tüm yetkiler cumhurbaşkanına devrediliyor. Bürokrasideki her atamada cumhurbaşkanlığı imzası aranırken, yargı da yürütmeye bağlanıyor. Osmanlı döneminde padişahların tahta çıkmasını andıran gösterişli bir törenle göreve başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabinesini de açıkladı. Yeni kabinede dikkat çekici isimler yer alırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce söylediği “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir” sözü hayata geçirildi. Kabine, şirket ve patron kabinesi olarak yorumlandı.
Hazine damata teslim
Cumhurbaşkanı’nın açıladığı kabinede 16 bakan yer aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay oldu. Başbakan Müsteşarı olan Fuat Oktay, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yönetim kurulu üyeliği ve Türk Telekom A.Ş. yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevlerini de sürdürüyordu. Oktay, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları kapsamında kurumlar arası koordinasyon görevini de yürütmüştü. Kbinede dikkat çeken unsurlardan biri Hazine’nin anahtarının damat Berat Albayrak’a teslim edilmesi oldu. Piyasalarda soğuk rüzgarlar estiren atamaya göre damat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanı oldu.
Akar Savunma Bakanı
Kabinede dikkat çeken bir diğer atama ise Genelkurmay Bakanı Hulusi Akar oldu. Erdoğan, Hulusi Akar’ı Milli Savunma Bakanlığı koltuğuna atadı. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde “rehin” alındığı belirtilen Akar, birçok askeri çevre tarafından darbe girşiminde aldığı tutum nedeniyle eleştiriliyordu. Zira Akar’ın darbe girişimini erkenden önleyebileceği yorumları yapılırken, Akar’ın rolüne ilişkin kuşku ve soru işaretleri dile getiriliyor. Akar, ayrıca eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesinde de kritik rol oynamıştı. Akar, hem içeride hem de dışarıda askeri operasyonlarda da etkin rol oynuyor.
Soylu’ya ‘tehdit’ ödülü
Kabinede yerini koruyan bakanlardan biri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu. Soylu son olarak HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ı arayarak tehdit ettiğini kabul etmiş, HDP’lilere yaşam şansı yok demişti. Soylu ayrıca, CHP’yi de hedef alarak HDP’ye baraj desteği ithamında bulunmuş, hesap soracaklarını söylemişti. Sivri ve sert çıkışlarıyla bilinen Soylu, kabinenin şahin bakanlarından biri olarak öne çıkıyor. Tıpkı Akar gibi askeri yöntemlerle Kürt sorununun çözüleceğini vurguluyor. Adalet aynı kaldı Yargının tamamen iktidarın güdümümde hareket ettiğine dair uygulamalar eleştiri konusu olurken, Adalet Bakanlığı’nda görev değişimi olmadı. Abdülhamid Gül, yeniden Adalet Bakanı olarak atandı. Kabinenin şahin bakanlarından Mevlüt Çavuşoğlu da Dışişleri Bakanı koltuğunu korudu. Milletvekili seçilen dört bakanın istifa etmesiyle AKP’nin 294 olan vekil sayısı 290’a düştü. Tüm bakanlar Meclis’te yemin ederek görevlerine başladı.
Özel sektör bakanları
Kabinenin dikkat çeken bir diğer yönü ise sermaye sahiplerinin ağırlığı oldu. Özel hastane Medipol’ün sahibi Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı olarak atandı. ETS tur şirketinin sahibi Mehmet Ersoy ise Kültür ve Turizm Bakanı oldu. Ersoy’un atanması iktidarın kültürü turizm olarak gördüğü yorumlarına yol açarken, Maya Okulları sahibi Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanı yapıldı. Erdoğan kabineye sadece iki kadın bakan alma geleneğini sürdürdü. Eski bakanlardan Atilla Koç’un kızı olan Zehra Zümrüt Selçuk Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, özel sektörde CEO’luk yapan Ruhsar Pekcan da Ticaret Bakanlığı görevine getirildi. Pekcan’ın kabinede yer almasında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun etkili olduğu belirtiliyor. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ise Mehmet Kasap getirildi.
Ciğer kediye emanet
Kabinedeki bir diğer ayrıntı ise zıt isimlerin bakanlıklara atanması. Örneğin Emlak Konut Genel Müdürü Murat Kurum, Çevre ve Şehircilik Bakanı oldu. TOKİ yöneticisi de olan Kurum’un yöneticiliğini yaptığı kurumlar, çevreye en büyük zararı vermekle suçlanıyor. Doğal yaşamı inşaat rantına açmakla eleştirilen kurum yöneticisinin Çevre Bakanlığı’na atanması dikkat çekti. Yine Eski bakanlardan Ekrem Pakdemirli’nin oğlu olan ve halen özel sektörde görev yapan Bekir Pakdemirli de yeni dönemde Tarım ve Orman Bakanı olarak görev yapacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na ise Karayolları Genel Müdürlüğü yapan Cahit Turan getirildi. Turan son olarak kuzey Marmara otoyolu inşaatını üstlenen konsorsiyumun CEO’luğunu yapıyordu. Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından olan Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak görev yapacak. Varank, “AK troller” denen iktidara yakın hesapları yönetmekle suçlanıyor.
HDP: Trump modeli devrede
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen yeni kabineye ilişkin Yeni Yaşam’ın sorularını yanıtladı. Bilgen şunları söyledi: “Yeni bakanlıklara baktığımızda özellikle güvenlik politikaları ile ilgili ‘eski tas eski hamam’ denilebilecek bir durum var. Devlette yeniden yapılanma ve reform iddiası ise sadece eğitim, sağlık gibi alanların özel sektör mantığıyla ele alınacağını gösteriyor. Yeni kabineden sorunların çözümü için güçlü bir planlamadan çok ‘şirket mantığıyla savaş siyaseti’nin iç içe geçtiği bir konsept çıkacak. Türkiye’de siyaset yapma süreçlerinin bitirilmesi ve ‘Trump’ın dünyada egemen kılmaya çalıştığı yönetim modelinin tercih edilmesi’ çok net bir biçimde kendisini hissettiriyor. Yani bir şekli muhafazakarlık, sermeyenin ciddi şekilde karar alma süreçlerine taşınması ve güvenlik politikalarıyla da savaş siyasetinin devam ettirilmesi durumu” dedi.
CHP: Hazine’ye damat atanır mı?
Gazetemize konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ise kabinedeki isimlerin bir önemi olmadığını çünkü artık Türkiye’de “tek adam ve saray rejimi” olduğunu söyledi. İktidarın bunu “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” örtüsü altında yürüttüğünü belirten Erkek, “Artık Türkiye bir kişinin iki dudağı arasında. Denge denetleme mekanizmaları çöktü. Tek adam rejimlerinde şeklen kurumlar ve kurullar vardır. Ve bu tek adam rejimi Türkiye’nin sorunlarını çözemeyecek. Türkiye bu saray rejimi ile yönetilemez. Kuvvetler ayrılığı yıkılınca demokrasi de yıkılıyor. Bu tek adam rejimi Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor” ifadelerini kullandı. Şirket sahiplerinin kabinede bakan yapılmasına dair yorumunu da sorduğumuz Erkek şunları söyledi: “Bir siyasi etik olsa ilke olsa insan damadını hazine bakanı yapar mı? İnsan buna utanır. Türkiye şirket anlayışıyla yönetilmek isteniyor. Bu kabine de Türkiye için değil Saray için çalışacak. Vatandaşlar için değil yandaşlar için çalışılacak” dedi.
HABER MERKEZİ