HDP olarak yeni dönemde izlenecek yöntemleri belirlediklerini söyleyen HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, Türkiye siyasetini belirleme güçlerini iyi kullanacaklarını vurguladı. Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye olası operasyonuna da sert tepki gösteren Temelli, ‘Bu Türkiye açısından çıkmaz sokaktır’ uyarısı yaptı
Halkların Demokratik Partisi (HDP), “Demokratik siyasetle faşizmi yıkalım, Türkiye’yi demokratikleştirelim” sloganıyla 40 kentte ve 7 bölgede düzenlediği örgütlenme konferansları ardından Diyarbakır’da ilkini gerçekleştirdiği Merkezi Örgütlenme Konferansı’nı tamamladı. İki gün süren ve yoğun tartışmaların yürütüldüğü toplantıda yeni dönem örgütlenme yöntemi üzerine fikirler açığa çıkarıldı. Bu toplantı sürerken Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ile birlikte de ortak bir açıklama yapılarak, Kürt sorununun çözümü ile demokratikleşme adımlarının bir an önce atılması gerektiği vurgusunun öne çıktığı, başta siyasi iktidar olmak üzere, muhalefete, demokrasi güçlerine demokratik bir anayasa yapımı için harekete geçme çağrısı yapıldı.
Toplantıda yer alan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, hem örgütlenme konferansları hem de yaptıkları çağrı hakkında Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmede bulundu. 31 Mart seçimlerinden hemen sonra örgütlenme seferberliği başlattıklarını dile getiren Temelli, “Yeni bir yapılanma dönemidir bu. Tabi çalıştaydan buraya gelene kadar çok önemli tartışmalar sürdürdük. Bu konferansta önemli çıkarımlar elde edeceğiz. Önemli tavsiye kararları alınacaktır. Ve daha da ötesi bu konferans boyunca dile getirilen görüşmeler yeni yol haritamızın en belirgin faktörleri olacaktır” dedi.
İki temel hedef
HDP’nin artık Türkiye siyasetine müdahale eden bir konumda olduğunu, asıl belirleyen parti konumunu herkesin son seçimlerle birlikte gördüğünü ifade eden Temelli, şöyle devam etti: “Bu bizim aslında birikimimiz, deneyimimiz, mücadele tarihimiz ile çok yakından ilişkili bir durum söz konusudur. Bunun örgütlenme konferansından neden ele alıyoruz. Çünkü nasıl örgütleniyorsanız öyle siyaset yapıyorsunuzdur. Bunun arasındaki ilişkiyi çok doğru kurmak lazım. Biz nasıl siyaset yapıyoruz? 1- Faşizmi yıkacağız diyoruz. Çünkü Türkiye halkları her şeyiyle çoğulcu toplum faşizm koşullarında yaşayamaz. Bunu yıkacağız bunun için bu mücadeleyi ortaklaştırmak demokratik ittifak zemininde buluşmaları yaratmak ve bu mücadeleyi bütün Türkiye halklarına yaymak ama onun ötesinde Ortadoğu’yu da dikkate almak. 2- Türkiye’yi demokratikleştireceğiz. Dolayısıyla böyle bir siyasi hedef önümüze koyduk. Bu siyasi hedefe uygun stratejiler üretiyoruz.”
Mahalle ve işyeri örgütlemesi
Yeniden yapılanma sürecinde ilk olarak il ve ilçe kongrelerini gerçekleştireceklerini, hızlı bir biçimde mahalle teşkilatları ve iş yeri komisyonları aracılığıyla taban örgütlemesi yapacaklarını aktaran Temelli, “Toplumun siyasallaşması bu açıdan önemlidir. Biz demokrasi ittifakı dediğimiz meselede herkesi çağırdığımız yerde bir zemini var etmek için de yükümlüyüz. Radikal siyasetin özünü oluşturan müzakere tabanlarının oluşması için büyük önem taşır. Diğer taraftan bileşen hukukumuz ile büyüme, tüm toplumsal kesimlere ulaşma konusunda atacağımız adımları da şimdi netleştirmek ve birbiriyle uyumlu hale getirme ihtiyacımız var” dedi.
Demokrasi İttifakı’nın nasıl hayata geçirileceği konularına yanıt vermeleri gerektiğini kaydeden Temelli, “O yüzden topluma öncelikle iki konuda çağrı yaptık. Birisinde dedik ki: Bir anayasa zemini yaratalım. Hep birlikte bir Anayasa var etme sürecine ihtiyacımız var. Türkiye hala 12 Eylül anayasası ile yönetiliyor. O yüzden bu düşman hukukunu ortadan kaldırmak, Kürt sorununu çözmek, Türkiye’de demokrasi problemini çözmek gerekiyor. Yan yana gelmemiz gerekiyor. Anayasa şöyle olsun böyle olsun demiyoruz. İnsanların önüne bir Anayasa da koymuyoruz. Ama bir Anayasayı yapmak için insanları davet ediyoruz. Hangi siyasetten olursan olalım. Hiç önemli değil. İstiyorsan AKP’li ol, istersen MHP’li ol, ne olursan ol. Bundan kendini kaçıramazsın. Bundan kaçıyorsan 12 Eylül hukukunun muhatabı sensin” ifadelerini kullandı.
‘Barışın yolunu bulun’
Erdoğan’ın sürekli askeri politika izlemesi, en son yaptığı açıklamada yine operasyon sinyali vermesine değinine Temelli, “Savaş aklı, nefret söylemi, ötekileştirme, gergin siyaset artık adına ne derseniz deyin devam ediyor. Bir kere iktidar bu algıdan kendisini kurtarmalı. Bu çağrımızı sürekli yapıyoruz. Türkiye bu şekilde devam edemez. Türkiye otorite rejim ile savaş mantığı ile Kürt düşmanlığı ile devam edemez. Bu Türkiye açısından çıkmaz sokaktır. Bu sadece Türkiye açısından değil Ortadoğu açısından da çıkmaz bir yoldur. O yüzden bütün siyasete bu açıdan çağrı yapıyoruz. Bu savaş politikalarından vazgeçin. Sınıra yığınak yaparak değil ya da Pençe Harekatları ile değil. Gerçek anlamda barışı var etmek istiyorsanız ‘barış koridoru’ değil Kürtlerle barışmanın yolunu arayın. Bu çok kolay. Çünkü Kürtler buna hazır. Her şeye rağmen buna hazır. Geride bıraktığımız bütün 40 yılın bedellerine rağmen bütün yaşanmış acılara rağmen Kürtler barışmaya hazır. Bundan daha elverişli bir siyasi iklim dünyanın hiçbir yerinden olmamıştır, olamaz da zaten. Bu Sayın Öcalan’ın dediği bir şeyi aklıma getiriyor. Yani, Kürtsüz Türk, Türksüz Kürt olamaz.
‘Çığırtkanlığı bırakın’
Erdoğan’ın tattığı yenilgiyi bir türlü kabul etmediğini ve yokmuş gibi davrandığını dile getiren Temelli, AKP-MHP bloğunun net biçimde yenildiğinin altını çizdi. Temelli, artık herkesin bunun farkına varması gerektiğini belirtti ve şöyle dedi: “Bu siyaset böyle devam edemez. Bu siyasette ısrar daha fazla baskıdır, daha fazla şiddet, daha fazla şiddettir. 23 Haziran’da bu iradeyi ortaya koyanlar bu baskıya, şiddete karşı gelip iradesini güçlü bir şekilde ifade etmeye devam edecektir. İşte Demokrasi İttifakı bu yönde bir çağrıdır. Bu AKP – MHP bloğunun dayattığı sistem Türkiye’nin hayrına değildir. Biz bu anlamıyla hem iktidarı hem de parlamentoyu uyarmaya devam ediyoruz. Parlamentodaki bütün partiler inisiyatif almalıdır. Bu ülkeye dayattıkları zulme son vermek lazım. Her seferinde savaş çığırtkanlığı yaparak her seferinde bomba olacağız patlayacağız demek yerine, bu halkın bu toplumun sorunlarını çözüm üretmek gerekmektedir. İnsanlar ne istiyor? Aş istiyor, iş istiyor, barış istiyor. Bunu kim yapacaksa o iktidara gelmelidir. Ya da iktidar bugün acilen bu savaş ve şiddet aklından kendisini acilen kurtarmalıdır.”
‘Öcalan’ı iyi okuyun’
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin seçimden sonra kesilmesi hakkında da konuşan Temelli, İmralı’ya sadece avukatların değil, bütün meseleleri konuşabilecek kişilerin gitmesi gerektiğinin altını çizdi. Temelli, “Sayın Öcalan, en son görüşmesinde ‘30-40 gün sonra bakarız’ diyor. Herkes bu açıklamanın seçim sonuçlarına bakılarak söylendiğini düşündü. Ama orada iktidarın yürüteceği siyasete işaret ediyor. Yani iktidar savaşta ısrar mı edecek yoksa demokratik bir müzakereye yüzünü dönecek mi? Bunu söylerken de aslında İstanbul seçimleri sonucunu Sayın Öcalan zaten tahmin etmiş. 30 – 40 gün sonra görürüz dediği anda iktidarın seçimi ciddi anlamda kaybedeceğini ve bu kaybetmeye rağmen nasıl bir hatta yürüyeceğini test etmeye dair bir şeydi. Kaybettikten sonra iki şey var. Ya kaybetmiş olmayı yok sayarak savaş politikalarında ısrar ya da kaybetmekten dolayı kendisine verilen mesajdan dersler çıkarmak. Şu an için bir ders çıkardığını göremiyoruz. Şimdi iktidar bu tabloyu doğru bir şekilde okusaydı bugün Pençe Harekâtı ile Suriye sınırındaki yığınaklara ile karşılaşmazdık. Tam tersine bölgede daha çok çözüm üreten bir çabayı görürdük. Kaybettiği savaş politikalarında ısrar ediyor. Sayın Öcalan’ın gönderdiği mesajları yorumlamak önemli. Dar bir çerçevede okumak değil, bütün siyasi atmosferi bütün ele almak, bütün gelişmeleri değerlendirmek konusunda çok büyük bir önem arz ediyor” değerlendirmesi yaptı.