Bir tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Bir yandan Nato üyeliği, Avrupa Birliği üyeliği vaadi üzerinden silahlandırılan, batı emperyalizmin uç beyliğini yaparak Rusya’nın kuşatılmasına koşar adım giderken ülkesine, halkının yaşamının orta yerine savaş, yıkım ve acıyı davet eden Ukrayna yönetimi tüm dünyada kahraman ilan ediliyor. Öte yandan Nato kuşatmasına karşı çıkmakta haklı bile olsa, asıl olarak tarihsel emperyalist emellerinin itkisiyle kendi ülkesinin ekonomisini yerle bir ederek halkını daha fazla yoksulluğa mahkum eden, gencecik çocukları ölüme göndererek yıllar boyu sürecek bir ıstırabın ve yanı sıra düşmanlığın tohumlarını eken Rusya yönetimi uygar dünya tarafından lanetlenirken, bununla yetinilmeyip Rus halkı bir bütünen linçe ve izolasyona tabi tutuluyor. Rusya’da savaşa karşı çıkanlar, Rus yönetimi tarafından ciddi baskılara maruz kalırken savaş ve yıkımı Ortadoğu’ya layık gören “uygar dünya”, savaş kendi kıyılarına gelince Rus savaş karşıtlarının direnişlerini de görmezden gelerek tüm Rus halkını lanetli ilan ediyor.
Ne savaşa dahil olan taraflar, ne “uygar dünya”, ne de onun farklı kıtalardaki paydaşları, yaşanan krizin bir savaşa dönüşmemesi için en ufak bir girişimde bulunmadılar. Kimisi silah satmak, kimisi silah satın almak, kimisi ticaretinin seyrini değiştirmek derdindeydi ve bu dert ve tasasıyla savaşın seyrine dahil olmaya devam ediyor. Tüm dünyadaki sanatçılar, aydınlar bu savaşa itiraz etmeli, yaşanan ihtilaflar için savaşsız bir çözümün yollarının aranması için sesini yükseltmeli. Ve elbette bu görev öncelikle böylesi bir işgali başlatmış olan Rusya’ya karşı Rus halkının sanatçı ve aydınlarından gelmeli. Bu bir sanatçının, bir aydının taşıması gereken ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur. Bunu yapmazlarsa tarih karşısında, halkların vicdanında mahkûm olurlar. Bu işgali lanetlerken fikir özgürlüğünün ana rahmi, beşiği olduğunu iddia eden “uygar batı”, Rus sanatçıları görüşlerini ifade etmeye zorlamakta, Almanya’da savaş karşıtı görüş açıklamadığı için bir Rus orkestra şefini görevden almakta, bir digital film ve dizi platformu olan IMDB ünlü Rus yönetmen ve dünya sinemasının en önemli isimlerinden biri olan Tarkovsky’nin filmlerini en iyi 250 film listesinden, İtalya’da bir üniversite Dostoyevski dersini programdan çıkarmakta; Disney, Warner Bross ve Sony işgal nedeniyle Rusya’da film gösterimi ve dağıtımı faaliyetlerini durdurmakta. Yakında Türkiye’de sarı kafalı birilerinin Rus diye dövülmesi, Rus klasiklerinin meydanlarda tutuşturulup yakılması manzaralarına şahit olursak şaşırmayacağız. Tabi Rusya’dan gelecek turistlerin bu muamele dolayısıyla kaybedilmesi riski, Ukraynasever halkımızı bu eylemi yapmaktan alıkoyabilir.
Sözüm ona uygar dünya tarafından Rus yönetiminin işgalciliği protesto edilirken, bu protesto tüm Rusları kapsayan ırkçı bir reaksiyona dönüştürülüyor. Bu da uygar dünyanın ikiyüzlülüğünün bir başka göstergesi. Ortadoğu’nun halklarına kan kusturan diktatörleri ile en üst düzeyde ticari, askeri ilişki geliştirmekte beis görmeyenler, bu savaşı bahane ederek dünya kültürüne büyük katkılar sunmuş Rus sanatçıları, Rus entelektüelleri sansürleyerek sözüm ona bu savaşa karşı katı bir tutum sergilemiş oluyor. Fikir açıklama özgürlüğü kadar, sahip olduğu fikri açıklamama özgürlüğünün de en temel insan hakkı olduğu ve hiçbir insanın fikirlerini açıklamaya zorlanamayacağı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer almış ve Batı uygarlığının temel amentülerinden biriyken, bir orkestra şefi bu konuda görüşünü açıklamaya zorlanıyor, görüşünü açıklamadığı için sanatını icra etmesi engelleniyor.
Savaşın engellenmesi konusunda üstüne düşeni yapmayan, emperyalist yayılmacılığa çanak tutan, silah ticareti yapan, bu silahların deneneceği savaş alanları arayan uygar Batı’nın da her bölgedeki yerel işbirlikçilerinin de teşhiri ve savaşın durdurulabilmesi ancak tüm ülke halklarının birleşik mücadelesinden geçer. Bunun öncülüğünü de en güçlü sanaçtılar ve aydınlar yapabilir.