Türkiye’nin yaşadığı son ‘kur krizi’ Rahip Brunson olayıyla ivme kazansa da, TL’yi asıl zayıf düşüren son yıllardaki gerilim siyaseti ve popülist ekonomi programları oldu
Türk lirası özellikle dolar ve euro karşısında erirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Onların dolarları varsa bizim de halkımız, hakkımız, Allahı’mız var. Hiç endişelenmeyin” ve “Ekonomik savaşı biz kazanacağız” diyerek krizi atlatmaya çalışıyor. Her ne kadar ekonomideki kötü gidişat “dış güçlerin müdahalesi” ile açıklanmaya çalışılsa da bunun miladı Rahip Brunson krizi değil. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra otoriterleşme eğiliminin kendisini iyice hissettirmesi ve çatışmalı sürece girilmesiyle dolar ve euro sürekli bir seyir izledi. 8 Haziran 2015’te 2,77 TL olan dolar bugün 6,41’e; 3,09 olan euro ise bugün 7,32’ye yükseldi.
ABD’nin rahip Brunson’un serbest bırakılmaması üzerine Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıklamış, önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül hakkında yaptırım kararı almıştı. Önceki gün de ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’den ithal edilen alüminyum ve çeliğe ek vergi getirerek yaptırımı genişletti. Bu adımlardan sonra Türk Lirası diğer para birimleri karşısında büyük değer kaybetti.
Türk lirasının diğer para birimleri karşısında bu kadar kırılgan olmasının ise Rahip Brunson olayından daha öncesine dayanıyor. Türkiye 7 Haziran 2015’te önemli bir seçim yaptı ve 13 yıl sonra ilk defa AKP’yi tek başına iktidar yapmadı. Koalisyon hükümeti kurmak için yetki alan AKP yönetimi, haftalarca MHP ile göstermelik koalisyon görüşmesi yaptı ancak bir “sonuç” çıkmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise seçimde ikinci çıkan CHP’ye hükümet kurma görevini vermeyerek 1 Kasım 2015 için erken seçim kararı aldı. Bu sırada “Çözüm Süreci” resmen bitirilerek, çatışmalı sürece yeniden dönüldü. AKP, uzlaşmacı dilini bırakarak, tamamen milliyetçi söylemle seçim hazırlıklarını başladı. 8 Haziran 2015’te dolar 2,77 TL’den euro ise 3,09’dan işlem yaparken, haziran ayı boyunca kur yatay bir seyir izledi. Haziran ayını dolar 2,69, euro ise 3,00’la kapattı. Göstermelik de olsa hükümet kurma çalışmalarının sürdüğü 2015 Temmuz ayı boyunca kur yatay bir seyir izlerken, hükümetin kurulamayacağının anlaşılmasıyla birlikte ağustos ayının ortalarından itibaren kurda yükselme başladı. Seçimin yenilenme kararı alındığı 24 Ağustos 2015’de dolar gün 2,95, euro 3,39’la kapattı.
‘İyimser hava’ çabuk dağıldı
Seçimden önceki son işlem günü olan 30 Ekim Cuma gününü ise dolar 2,92’yle kapatılırken, euro ise 3,21 TL oldu. Gerilim siyaseti ve milliyetçi söylemle gidilen 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP yeniden tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu sağladı. “Belirsizliğin” sona ermesiyle dolar 2,80’e euro da 3,09’a kadar geriledi. Ancak bu “iyimser” hava uzun sürmedi. Erdoğan’ın milliyetçi söyleminin yanında ekonomide popülist politikaları sürdüreceğinin anlaşılmasıyla Kasım ayının sonuna gelindiğinde dolar ve euro yine seçim öncesi seviyesine yükseldi. Yılı da aynı seviyede bitirdiler. Dolar 2016’nın Temmuz ayına kadar dolar 2,80 ile 2,95 arasında, euro ise 3,10 ile 3,30 arasında inişli-çıkışlı bir seyir izlemiştir. 15 Temmuz darbe girişimi olduğu gün dolar günü 2,88 ile tamamlarken, darbe sonrası ilk işlem günü olan 18 Temmuz 2,95’e kadar yükseldi. Doları 3,00’ın üzerine taşıyan ise TBMM’nin OHAL kararı alması oldu. OHAL’in ilan edildiği gün olan 20 Temmuz’da dolar 3,03’e çıkarken euro da 3,33’e kadar yükseldi.
OHAL piyasaları sarstı
OHAL KHK’leri ile onbinlerce kişi işten atıldı, birçok şirkete el konuldu. Dernekler, vakıflar, basın kuruluşları kapatıldı, mal varlıklarına el konuldu. Tüm bu uygulamalar piyasaları da rahatsız etti. 2016’yı dolar 3,52, euro ise 3,71’le kapattı. Dolar 2017’yi de 4,00’ün altında tamalarken, tüm para birimleri karşısında değer kazanan euro 2017’yi 4,52 TL’de kapattı. 21 Ocak 2018’de Türkiye’nin ÖSO ile birlikte Afrin’e yönelik başlattığı operasyonun başlarında kurda bir hareketlilik gözlenmese de operasyonun bittiğinin açıklandığı mart ayının sonu kuru da hareketlendirdi. Dolar 28 Mart 2018’de ilk defa dolar 4,00 TL’yi gördü.
Erken seçim kararı
18 Nisan 2018 tarihine gelindiğinde ise AKP Genel Başkanı Erdoğan erken seçim kararı aldıklarını ve seçimlerin 24 Haziran 2018’de yapılacağını duyurdu. Mayıs ayına gelindiğinde ise partilerin seçim stratejileri netleşmeye başladı. Erdoğan, 2015’ten beri sürdürdüğü gerilime dayalı milliyetçi siyasetini ve ekonomide popülist uygulamaları sürdüreceğinin güçlü işaretlerini verdi. MHP ile yapılan “koalisyon” da piyasaları tedirgin etti. Mayıs ayında dolar 4,85’i, euro da 5,70’i gördü. Seçimden önceki son mesai günü dolar 4,71’le kapatırken, euro 5,49’la kapattı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen 24 Haziran seçimleri ile kabinenin açıklandığı 9 Temmuz 2018’e kadar kur yatay seyir izlerken, Erdoğan’ın ekonomiyi damadı Berat Albayrak’a teslim ettiğini açıklamasıyla piyasalar hareketlendi. Bu tarihten sonra TL hızla erimeye başladı.
Rahip krizi patlak verdi
Rahip Brunson’un ev hapsine alındığı 25 Temmuz’da ise dolar 4,86, euro ise 5,68 seviyesindeydi. Bu tarihten sonra ABD’den sert açıklamalar gelmeye başladı. Brunson’un ev hapsine alınmasını yeterli görmeyen ABD yönetimi rahibin bir an önce tamamen serbest bırakılmasını istedi. Türkiye ise bu talebi karşılamadı ve ABD’den yaptırım kararı geldi. Aradan geçen iki haftada dolar 6,80’lere kadar çıktı. Son işlem gününü ise dolar 6,41, euro ise 7,32 seviyesinde kapattı.
İşsizlik sürekli arttı
Erdoğan’ın gerilim siyasetini en üst düzeyde ortaya koyduğu 2015 yılından itibaren ekonomideki kötü gidişle birlikte işsizlerin sayısı da her yıl arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı, 2016’da bir önceki yıla göre 0,6 puan artarak yüzde 10,9 oldu.İşsiz sayısı bir önceki yıla göre 273 bin kişi artarak 3 milyon 330 bin kişi olarak gerçekleşti. 2017 yılında ise işsiz sayısı 124 bin kişi artarak 3 milyon 454 bin kişiye çıktı. TUİK’in Temmuz 2018 işsizlik verilerine göre ise dar tanımlı standart işsizlik yüzde 9,6’ya düşmüş olmasına rağmen, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik 10,3 olarak gerçekleşti ve bir önceki aya göre 0,4 puan artış gösterdi. Türkiye Devrimciİşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR) verilerine göre geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 872 bin, geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 17,3 olarak hesaplandı. Bu rakamlara göre Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) içinde en yüksek dördüncü işsizlik oranına sahip ülke.
Ücretler eridi
İktidarın ekonomi politikaları sonucu kurdaki dalgalanmalar emekçilerin maaşlarını da eritti. Bir asgari ücretlinin 2018’deki aylık net geliri, 1.603 TL. 2017’nin başında dolar kuru 3.78 TL’ydi. Zaman içerisinde TL’deki değer kaybı ve son yaşanan krizle birlikte ortaya çıkan tabloyla birlikte asgari ücret iyice eridi. 1 Ağustos itibariyle 327 dolara karşılık gelen asgari ücret bugün itibariyle ancak 267 dolara tekabül ediyor. Emekli maaşları da tıpkı asgari ücret gibi erimiş durumda. Temmuz’da yapılan zamla birlikte bin 746 TL olan en düşük emekli maaşı 356 dolara tekabül ederken kurdaki son dalgalanma ile birlikte 291 dolara indi.
EKONOMİ SERVİSİ