Tutuklu ve hükümlüler, koronavirüs gerekçesiyle yargılandıkları mahkemeler ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurarak, şartlı tahliye talebinde bulunmaya başladı
Cezaevlerinde bulunan siyasi tutuklu ve hükümlüler, koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yargılandıkları mahkemeler ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına tahliye talebinde bulunmaya başladı. Tutuklular, cezaevi savcılarına ve avukatları aracılığıyla yargılandıkları mahkemelere verdikleri dilekçeyle şartlı tahliye başvurusunda bulundu.
Tutuklular için hazırlanan dilekçe örneği şöyle:
1. İlk olarak Aralık 2019’da görülen ve Çin Halk Cumhuriyeti tarafından dünyaya açıklanan yeni corona virüsü salgını tüm dünyaya yayılmaktadır. 17 Mart 2020 tarihi itibari ile corona virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 7499’a yükselmiş, tüm dünya genelinde virüs tespit edilen kişi sayısı da 188,321’e ulaşmıştır. Uzmanların sıklıkla belirttiği üzere corona virüs çok hızlı bir şekilde yayılmakta olup geliştirilen olağanüstü önlemlere rağmen de virüsün yayılması engellenememektedir. 11.03.2020 tarihi itibari ile sağlık bakanının açıklamasıyla virüsün Türkiye’de de görüldüğü öğrenilmiştir. Türkiye’de 17.03.2020 tarihi itibariyle ise 47 vakanın tespit edildiği açıklanmıştır. Virüsün dünya genelindeki yayılma hızı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda ülkemizde de virüsün hızlı bir şekilde yayılabileceği öngörülmektedir. Corona virüsün hasta ve yaşlı insanlara bulaşması durumunda ölüme neden olma ihtimalinin çok yüksek olduğu da uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.
2. Virüs insanlar arası etkileşimin yoğun olduğu kalabalık insan gruplarının bir arada bulunduğu ortamlarda daha hızlı yayılmaktadır. Bunların en başında da cezaevleri gelmektedir. İtalya’da corona virüs endişesi ile cezaevlerinde isyanlar başlamış; bu isyanlar sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılının bütçe raporunda, Türkiye cezaevlerindeki kişi sayısı 282 bin 703 olarak açıklanmıştır. Yine İHD’nin raporlarına göre cezaevlerinde 247’si ağır 649 hasta tutuklu; annesi ile birlikte 780 çocuk bulunmaktadır. Yaşanan durumun vahametine bakıldığı zaman ve cezaevlerindeki hijyenik koşullar dikkate alındığında, geri dönülmesi zor zararların ortaya çıkacağı açıktır.
3. Anayasanın “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin ilgili fıkraları “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindedir. Yine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında Rec (2006) 2 Sayılı Kararınca, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektiği gibi saygılı davranılması ile hükümlü mahpuslara uygulanan rejimin hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmaması gerekmektedir. Devlet, özgürlüğünden yoksun bıraktığı bireye, suçu her ne olursa olsun, gerekli tıbbi tedavi ile ilaçları sağlamak yükümlülüğü altında olduğu gibi, kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını koruyup iyileştirmelidir; aksi durumda sorumluluğu doğmaktadır.
4. Bunların yanında tutuklama, bir koruma tedbiridir. İnfazın CMK m.109’da bahesilen şekilde de yerine getirilmesi söz konusu olabilmektedir. … yaşında olan müvekkil … yıldır cezaevindedir ve … günlük açlık grevi geçmişi bulunmaktadır; bu nedenle yaşadığı ve halen yaşamakta olduğu … kronik hastalığı/hastalıkları nedeniyle müvekkil, corona virüs için risk grubundadır.
5. Açıklanan bu nedenlerle, … nedeniyle risk grubunda bulunan müvekkilin, henüz aşısı dahi bulunamamış olan virüse karşı daha savunmasız konumda olması nedeniyle, alternatif yöntemlere başvurularak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, … cezaevinde tutuklu olan müvekkilin, corona virüse karşı alınan önlemler çerçevesinde tahliyesine karar verilmesi saygılarımızla arz ve talep olunur.
Hükümlüler için hazırlanan dilekçe örneği ise şöyle:
1. İlk olarak Aralık 2019’da görülen ve Çin halk cumhuriyeti tarafından dünyaya açıklanan yeni corona virüsü salgını tüm dünyaya yayılmaktadır. 17 Mart 2020 tarihi itibari ile corona virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 7499’a yükselmiş, tüm dünya genelinde virüs tespit edilen kişi sayısı da 188,321’e ulaşmıştır. Uzmanların sıklıkla belirttiği üzere corona virüs çok hızlı bir şekilde yayılmakta olup geliştirilen olağanüstü önlemlere rağmen de virüsün yayılması engellenememektedir. 11.03.2020 tarihi itibari ile sağlık bakanının açıklamasıyla virüsün Türkiye’de de görüldüğü öğrenilmiştir. Türkiye’de 17.03.2020 tarihi itibariyle ise 47 vakanın tespit edildiği açıklanmıştır. Virüsün dünya genelindeki yayılma hızı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda ülkemizde de virüsün hızlı bir şekilde yayılabileceği öngörülmektedir. Corona virüsün hasta ve yaşlı insanlara bulaşması durumunda ölüme neden olma ihtimalinin çok yüksek olduğu da uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.
2. Virüs insanlar arası etkileşimin yoğun olduğu kalabalık insan gruplarının bir arada bulunduğu ortamlarda daha hızlı yayılmaktadır. Bunların en başında da cezaevleri gelmektedir. İtalya’da corona virüs endişesi ile cezaevlerinde isyanlar başlamış; bu isyanlar sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılının bütçe raporunda, Türkiye cezaevlerindeki kişi sayısı 282 bin 703 olarak açıklanmıştır. Yine İHD’nin raporlarına göre cezaevlerinde 247’si ağır 649 hasta tutuklu; annesi ile birlikte 780 çocuk bulunmaktadır. Yaşanan durumun vahametine bakıldığı zaman ve cezaevlerindeki hijyenik koşullar dikkate alındığında, geri dönülmesi zor zararların ortaya çıkacağı açıktır.
3. Anayasanın “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin ilgili fıkraları “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindedir. Yine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında Rec (2006) 2 Sayılı Kararınca, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektiği gibi saygılı davranılması ile hükümlü mahpuslara uygulanan rejimin hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmaması gerekmektedir. Devlet, özgürlüğünden yoksun bıraktığı bireye, suçu her ne olursa olsun, gerekli tıbbi tedavi ile ilaçları sağlamak yükümlülüğü altında olduğu gibi, kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını koruyup iyileştirmelidir; aksi durumda sorumluluğu doğmaktadır.
4. Bunun yanında, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/2. Maddesi “Diğer hastalıklarda cezanın infazına, resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.” şeklindedir. … yaşında olan müvekkil … yıldır cezaevindedir ve … günlük açlık grevi geçmişi bulunmaktadır; bu nedenle yaşadığı ve halen yaşamakta olduğu … kronik hastalığı/hastalıkları nedeniyle müvekkil, corona virüs için risk grubundadır. Müvekkilin hükümlü odasında ya da sağlık kuruluşunda tutulması, enfekte olma riskini oldukça arttıracaktır. Şu anda birçok hastanede hükümlülere özel bir odanın bulunmadığı da bilinen bir gerçektir.
5. Açıklanan nedenlerle müvekkilin, henüz aşısı dahi bulunamamış olan virüse karşı daha savunmasız konumda olması ve halen devam eden hastalıkları da göz önüne alınarak, alternatif yöntemlere başvurularak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir.