Saros Körfezi’nde muhteşem deniz ekosistemini yerle bir edecek olan ve kıyıda ise orman katliamları başlayıp tarım arazileri tahrip edilirken, son mahkeme kararı ile bölge yaşanmaz yer haline gelecek
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasındaki Saros Körfezi kıyısına Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) tarafından yapımı devam eden Saros Likit Doğalgaz Taşıma Yükleme Limanı (FSRU) ve Kara Boru Hattı için değişikliğe gidilen imar planlarına karşı açılan iptal davası Edirne İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Özelleştirme hazırlıkları yapılan BOTAŞ’ın bu girişimi verilen mahkeme kararıyla Saros’un idam fermanı ilan edilmiş oldu.
Karara tepki gösterildi
Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri Dayanışması tarafından Edirne İdare Mahkemesi’nde imar planlarının iptali davası mahkeme tarafından reddedilmesi kararı üzerine Keşan Kent Konseyi’nde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Temiz Keşan Derneği Başkanı Ekin Öztürk, Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz ile Saros Gönüllüleri katıldı. Hasan Karagöz, 14 aydır bekledikleri imar planlarının iptali davasının Edirne İdare Mahkemesi’nce reddedilmesine tepki gösterdi.
Tek kişilik bilirkişi!
Karagöz, “Edirne İdare Mahkemesi’nin davamızda yaptığı keşif ve bilirkişi heyet incelemesi sonucunda hazırlanan raporda, tarım ve orman alanlarını korumayan, üst ölçekli planlara aykırılığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Davamızı haklı bulan bilirkişi heyetinin raporu, hepimizi umutlandırmış ve mahkemenin davamızın kabulüne karar vereceğine dair inancımızı artırmıştı. Edirne İdare Mahkemesi, 3 kişilik akademisyen bilirkişi heyetinin bilimsel raporu gereğince davamızı kabul edip, Saros FSRU Doğalgaz Limanı imar planlarını iptal etmek yerine ÇED davasındaki tek bir bilirkişinin görüşüne göre davamızı reddetmiştir” sözleri dikkat çekiciydi.
Sonuna kadar mücadele
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ise hukuksal mücadeleye devam edeceklerini ifade ederek, “Bilim adamlarının karşı çıkmasına rağmen deprem bölgesi olmasına rağmen, fay hattı geçmesine rağmen, hukuka rağmen, bilime rağmen yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Biz mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz” diye konuştu. Katar’ın Trakya’da petrokimya tesisi ve doğalgaz çevrim santrali inşa etme çalışmaları sürerken, Saros Körfezi’ni yok edecek olan FSRU tesisinin Katar’ın ihtiyacı için yapıldığı iddialarını hatırlatalım.
Proje Katar’ın
BOTAŞ, daha önce yaptığı açıklamada, “Proje ile ülkemizin doğal gaza dayalı enerji üretim ve sanayi tesislerinin yoğun olduğu, aynı zamanda doğal gaz tüketiminin en fazla olduğu noktalara yakın. Doğal gaz depolama ve iletim sistemi kapasitesinin geliştirilmesi ve arz güvenliğine katkıda bulunulması, öncelikle Balkanlar, Avrupa ve dünya doğal gaz ticaretinde etkin bir konuma gelmesi amaçlanmaktadır” ifadeleri içinde eksik olan projenin Katar’ın projesi olduğu gerçeğiydi.
Saros Gönüllüleri!
Saros Gönüllüleri olarak bir araya gelen insanlar gelişmelere dair yaptıkları açıklamalarda birçok kez uyarılarda bulunmuşlardı. Yaptıkları bir açıklamada, “Şimdiye kadar sanayileşmemiş, neredeyse hiç el değmemiş bakir Saros Körfezi’ne yapılmak istenen Doğalgaz ve Petrol Depolama Limanı’nın (FSRU) iptali için yıllardır mücadele veriyoruz. Körfezin ortasından geçen aktif fay hattının çok çok yakınına yapılmak istenen FSRU Limanı boru hattı için Saros ormanlarında binlerce ağaç kesilecek, tarım alanları yok edilecek, iskele için denize dökülecek beton ve kimyasallar sebebi ile sualtındaki hayat yok olacak ve maalesef sanayileşme başlayacak” sözleriyle bu girişimin nelere yol açacağı vurgulanıyordu.
10 bilirkişi ÇED’e karşıydı!
Saros Gönüllüleri daha önce olumlu ÇED raporuna karşı iptal davası açmış ve davayı kazanmışlardı. 10 farklı disiplinden bilim insanlarından oluşan bilirkişilerin 10’u da bilimsel dayanaklar ile hazırladığı raporda bölgede yaşanacak ekolojik yıkımı gözler önüne sermesine rağmen alınan iptal kararları tekrar tekrar yeniden hazırlandı. Saros yıllar önce Kaptan Cousteau tarafından Kızıldeniz’in kuzey versiyonu olarak tanımlanmış, hem eşsiz sualtı, hem ormanları ve yaban hayatı, tarım alanları (özellikle ayçiçek tarlaları) hem de içinde endemik türler olan bitki örtüsü ile muhteşem bir doğal güzelliği barındırıyor olmasına karşın bölgeyi yağmaya açan planların 1 kişilik bilirkişi görüşüyle mahkeme tarafından onaylanmış olması kapalı kapılar ardında bir oyun oynandığını ortaya koymakta.
Saros İzmit Körfezi’ne dönüşür!
Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada, “İki adet beyaz ürün boru hattı var, bu beyaz ürünün detayı yok. Motorin, benzin, gazyağı diye tarif ediyor. Doğalgaz ile birlikte bu üç ürün de oraya girince, liman da yapılırsa, sanayi açıldı demektir. Türkçesi tam olarak budur. Katarlıların da buraya petrokimya tesisi kurmak istediklerini biliyoruz. Burada plan içinde plan söz konusudur. Tekrar tekrar söylüyorum, Keşan Dilovası olacak. Saros Körfezi de İzmit Körfezi gibi balçığa dönüşmüş bir körfez olacak. Zehir soluyacağız, çocuklarımız da potansiyel kanser adayları olarak doğacak” diye belirtmişti.
Katar her yerde!
Katar ve Türkiye arasında gizli birçok anlaşmanın iktidar tarafından yapıldığı biliniyor. Saros FSRU Limanı da bu kapsamda ortaya çıkan bir yıkım projesi. 2018 yılında iktidar destekçisi olan basında çarşaf çarşaf Katar’a övgüler düzülüp petrokimya tesisi kuruluyor haberine yer verilip müjdeler eşliğinde sayfalarına taşımışlardı. Çıkan haberlerde, “Türkiye merkezli Metcap Energy Investments ile Katar merkezli Fusion Dynamics tarafından, yüzde 50-50 ortaklıkla kurulan MetCap Petrochemicals, Türkiye’de 5.2 milyar dolarlık (20.8 milyar TL) yatırım yapacak. Trakya Havzası’nda kurulacak ve 4 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek Doğal Gaza Dayalı Kimya Tesisi’nde, toplam 1 milyon tonluk polietilen ve polipropilen üretilecek” diye belirtiliyordu. Karagöz’ün ‘beyaz ürün’ olarak ifade ettiği şey petrokimya tesisinde üretilen her neyse Saros’a inşa edilen liman üzerinden taşınacağını gösteriyor.