Êlih su havzasını oluşturan tüm akarsu havzaları HES’lerle yıkıma uğratılırken, bu kez Sarım havzasında maden sondajları yapıldığı ortaya çıktı. Su zengini Kürt coğrafyasında sulara el konulurken, bölge kuraklığa itiliyor
Batman Çayı havzasında Organize Sanayi Bölgesi kurulma girişimi sürerken çayı besleyen akarsulardan Sarım Çayı üzerine HES’in ardından maden girişimi başlatıldı. Êlih su havzasını oluşturan Dicle Nehri, Garzan, Batman ve Sason çayları üzerine kurulan ve kurulma çalışmaları süren baraj ve HES’ler bölgeyi adeta yok oluşa sürüklüyor. Batman Çayı’nı oluşturan ana kollar ise Kulp, Sarım, Zori ve Talorin çaylarıdır. Birsu Hidroelektrik Santrali (HES) projesi, Kulp ile Lice arasında bulunan Sarım havzasına yapılması planlanırken, bu kez Sarım havzasında maden sondajlarının yapıldığının ortaya çıkması dikkat çekici.
Sondajlar 4 aydır sürüyor
Sarım Çayı üzerine kurulmak istenen HES ile 212 bitki türü ile 17 hektar orman yok edilerek Sarım havzasında ekolojik denge yıkıma uğratılırken, beraberinde maden sondajlarının yapılıyor olması havzayı yok edecek nitelikte bir girişim. Dünyanın en çok aranan 10 balık türünden biri olan ve neslinin tükendiğine dair raporlamalar yapılan Batman bantlı çöpçü balığı (Paraschistura chrysicristinae) yapılan akademik çalışmada Sarım Deresi ve Sason Çayı’nda görülmüş olması bölgenin önemini gösterirken, Licê’ye bağlı Mizag sınırları içinde 4 aydır sondaj çalışmaları yapıldığı ortaya çıktı. Yapılan sondajdan çıkan atık suyun Sarım Çayı’na bırakıldığı öğrenildi.
Su zengini Kurdistan susuz!
GAP bölgesi olarak nitelenen Kürt coğrafyasında yapılan devasa barajlardaki sulara rağmen çiftçiler kuru tarım yapmaya itiliyor. Riha, Mêrdîn, Amed ve Êlih’te yaşanan kuraklık ve susuzluk nedeniyle ürün rekoltesinde kayıplar yüzde 90’lara ulaşırken, susuz tarım yapan ya da yapmak zorunda bırakılan çiftçiler, tarlalarındaki ürünleri toplama gereği bile duymuyorlar. Bölgede devasa büyüklükteki barajlar inşa edilirken milyonlarca dekar tarım arazisinin sulanacağını iddia eden iktidar, su birlikleri üzerinden istedikleri bölgeye su verirken, yüzbinlerce dekar alana sular ulaştırılmıyor. Bu uygulamayla Kürt halkının kırsal alanı boşaltması amaçlanırken, boşalan alanlar maden, baraj, HES, güneş santralleri, petrol ve kaya gazı sondaj ve üretimlerine bağlanıyor.
Tüm bölgede kuraklık
Riha, Amed, Mêrdîn ve Êlih illerinin yanında Dîlok ve Mereş’te giderek artan bir kuraklık yaşanıyor. Bölgede yüzde 70’lere varan yağış azlığı artarak devam ederken, diğer taraftan Çewlîg, Bedlîs, Sêrt, Colemêrg, Mûş, Wan ve Şirnex illerinde ise kuraklık tablosu derinleşirken, Cilo Dağları’ndaki buzullarda ortaya çıkan hızlı erime gelecek yıllarda kuraklığın giderek artacağını ve yerleşeceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler iklim değişimine bağlanırken, bölgesel anlamda kuraklığa neden olan onlarca büyük barajın bu sürece etkisi görmezden geliniyor. Bölgedeki kurulu bulunan barajların enerji ve sulama gerekçesiyle inşa edildiği belirtilmesine karşın asıl amacın suya hakim olup suyu silah olarak kullanmak ve enerji üretmek olduğu bir gerçek.
EKOLOJİ SERVİSİ