Gazeteci Fatih Polat, ‘Sansür Yasası’ ile AKP’nin toplumu kontrol altına almayı hedeflediğini söyleyerek ‘demokratik kitle örgütlerinin gazetecileri yalnız bırakmaması’ gerekiyor dedi
AKP-MHP’nin Meclis’e sunduğu ve gazeteci örgütlerinin “Sansür Yasası” olarak nitelendirdiği 40 maddelik kanun teklifi, 13 Ekim’de kabul edildi.
Yasak ve sınırlamalar içeren maddelerin yasalaşması nedeniyle bundan sonraki süreçte gazetecilere, paylaşımları gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
MA’dan Ergin Çağlar’a konuşan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, sansür yasasına karşı mücadelede gazetecilerin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etti.
Denetim altına almak
İktidarın seçim öncesi bütün medyayı denetlemeye çalıştığını söyleyen Polat, son teklifte yer alan “yanıltıcı haber” maddesinin gazetecileri bir bütünen baskılamaya yönelik bir adım olduğunu ifade etti. Polat, “Bu sadece internet gazeteciliğini değil, merkezi gazeteciliği de etkiledi. Bu yasa yazılı yayını, internet yayıncılığını ve de televizyon yayıncılığını içeriyor. Sansür her şeyden önce otosansürü hedeflemeyi amaçlar. Belli ölçülerde bunun saldığı korkuyla belki ceza vermeye gerek kalmaksızın bir alanda denetlemeyi amaçlıyor” diye konuştu.
İktidar izleniyor
“Sansür Yasası”nın tüm toplumu ilgilendirdiğine dikkati çeken Polat, “Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve birçok basın örgütü daha önce Ankara’da bir takım görüşmeler yapmıştı. İktidar izleniyor. İktidar, sansürün Meclis’ten geçmesinden sonra yapmış oldukları açıklamalarla aslında bir takım teminat vermek zorunda hissediyor kendisini. Bir yandan da iktidar ‘ben basını boğmuyorum’ demeye getiriyor. Ama diğer taraftan da iktidar kendilerinin istediği gibi yayıncılık yapılmasını istiyor. Bu yasaya karşı tepkiler belirleyici olacaktır” dedi.
Gazetecilerin sorumluluğu
Sansür ve yasaklara karşı basın özgürlüğü alanında ciddi bir mücadele geleneğinin olduğunu aktaran Polat, “Artık oyun bitti, dağılalım, herkes evine” şeklindeki bir ruh haline girilmemesi gerektiğini vurguladı. Polat, şunları söyledi: “Basın özgürlüğü iktidarların işini zorlaştıran bir alandır. Dolayısıyla ben bu sansür yasasına rağmen Türkiye’de doğru gazetecilikte ısrar edecek epey bir gazetecinin olduğunu düşünüyorum. Tarihte bazı dönemler zor yaşanır ama cezaya maruz kalan ve sık sık bedel ödeyen gazetecilerin dik duruşu, oto sansüre gidenler açısından da cesaret vericidir. Sansür yasaları derinleştikçe her durumda gazeteciliğe sahip çıkan, halkın haber alma hakkına sahip çıkan gazetecilerin sorumluluğu daha da artacak” ifadelerini kullandı.
Bütünlüklü bakmak lazım
Yasaya karşı etkili bir muhalefet yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Polat, “Bundan sonrası halkın haber alma hakkına sahip çıkan, bu talepler etrafında mücadele eden örgütlü halk kesimleri ile mümkündür. Güçlü bir muhalefetle iktidar politikası gerileterek, uygulanması güçleştirilebilir. Nihayetinde ‘Emek ve Demokrasi Güçleri’nin inşasıyla biz bu sansür sürecinden kurtulabiliriz, bütünlüklü bakmaz gerekiyor” diye kaydetti.
Gazetecilerin yalnız bırakılmaması lazım
Polat, şöyle devam etti: “Burada önemli olan gazetecilerin yalnız bırakılmaması. Basın meslek örgütleri açısından değil, bütün mücadele platformları, siyasi partiler, demokratik örgütler ve sendikalar halkın haber alma hakkına sahip çıkmalı. Bir gazeteciye yönelen baskının doğrudan halkın haber alma hakkına yönelen bir baskı olduğunu bilerek gazetecileri yalnız bırakmamak gerekiyor.”
İSTANBUL