Ankara Katliamı davasının son gününde savunma yapan sanıklardan Resül Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulundu
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili davanın karar duruşması üçüncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam etti. Duruşmada ilk gün müşteki ve avukatların savcının mütalaası hakkındaki, ikinci günü ise müşteki avukatlarının sanıklar hakkındaki beyanları alındı. Üçüncü gün ise sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla başladı.
‘Katili savunmayın’
Duruşmada ilk olarak sanık Suphi Alpfidan’ın avukatı Akın Deniz savunma yaptı. Deniz’e mağdur aileleri, “Bir katili bu kadar savunmayın, giydiğiniz cübbeye yazık” diye tepki gösterdi. Savunma yapan sanık Suphi Alpfidan ise “tek bir kişiyitanıdığı için 2 yıldır tutuklu olduğunu” iddia etti. Alpfidan, mahkeme başkanına hitaben, “Ben de siz de Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşısınız. Sizinle abi kardeş gibi konuşacağım. YakupKaraoğlu ilk tanıdığım insan. Biz arazi alıp satıyoruz. Arazi harici eve dahi bakamıyoruz. O kadar yoğundu. Haftanın 5 günü tapudaydık. Bu işlemler aracılığıyla Yakup’la tanıştık. Onun aracılığıyla da Halil Alçay’la tanıştık” dedi.
‘FETÖ parmağı olabilir’
Alpfidan,IŞİD üyelerine ev kiralamadığını da ileri sürerek, “Bir tane ev kirası kontratı gelmedi. Benim bu adamlarla ilgim ilişkim yok. Kültürümüz uyuşmuyor. Hayatım perişan oldu. Bir terör örgütü damgası yedim” diye konuştu. Alpfidan, katliam için, “Bu olay 15 Temmuz öncesi oldu bu işin içinde belki FETÖ’cülerin parmağı vardır” dedi. Alpfidan, Yunus Durmaz’la ilgili ise “Etme bulma dünyası başkan. O kadar insanın canını yaktı, bakın nasıl öldü” diyerek kendisini savundu.
Ailelerden tepki
Tanık Hacı Ali Durmaz’ın avukatı Tansu Çiller de, müvekkilinin masum olduğunu ileri sürerek, tahliyesini istedi. Sanık Durmaz, kendisinin suçsuz olduğunu iddia ederek “103 kere ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan adam tek bir sayfa savunma hazırlıyor. Normalde bunu da yapmayacaktım. Avukatım hazırlanmış yapayım. Ben bu patlamanın neresinde yer almışım. Bu tertibin neresindeyim. Bir şeyler yapmışsam iddia makamının açıklaması lazım. Tamam tertibinde yer almışım da neresinde yer almışım. Ben Yunus Durmaz’ın kardeşiyim diye ağırlaştırılmış müebbet almam mı lazım” diye konuştu. Mağdur aileleri Durmaz’ın bu ifadelerine tepki gösterdi.
Erdoğan’lı savunma
Sanık Resül Demir, savunmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla alıntıladığı ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözlerine atıfta bulundu. Demir, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin benden özür dileyerek, beni buradan göndermesi gerekecek. Benim 3 yılımı çaldınız. Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözünün tersini yaparsanız, insanla beslenir devlet derseniz. Benim bütün ömrümü çalarsınız.”
‘Erdoğan ve Gül de vardı’
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunma yapan sanık Yakup Karaoğlu, “IŞİD üyesi olduğumu ispat etmek için belirledikleri delillerden birisi IŞİD daha kurulmadan önce gittiğim bir piknik. Bank Asya’nın açılışında Gülen, Erdoğan ve Abdullah Gül vardı. Ancak şimdi bu bankaya para yatıranlar suçlu sayılıyor. Önceden bu açılışı yapanlar suçlanamayacağı gibi biz de suçlanamayız” dedi.
Sanıktan itiraflar
Sanık Yakup Karaoğlu, savunmasını yaparken sanık Esin Altıntuğ araya girdi. Bombacıları Ankara’ya getiren Halil İbrahim Durgun’un eşi olan Altıntuğ, şunları söyledi: “Eşim Halil’in firar ettiği gece Yakup’un onu kaçırdığını söyledi. Zorla evimizde ders yaptırdı, misafir getirtti. Yabancı misafirleri gelirdi. Benim evime de getirtmek istedi ama müsaade etmedim. Hiçbir şey yapmamış gibi şimdi yalan söylüyor burada. Benim eşimi bu yola sokan, bizim hayatımızı mahveden kişi Yakup’tur. Suriye’den gelen insanlara evini açıyordu. Dini toplantılar yapıyor, beyinleri yıkıyordu. Eşleri Suriye’de ölen kişiler geliyordu Türkiye’ye bunları vesilesiyle. Eşleri Suriye’de ölen kişileri Yakup Karaoğlu Suriye’den getiriyordu. Halil yurt dışına çıkacağını 14 Ekim günü söyledi. ‘Yakup geldi beni aldı götürdü’ dedi.” Altıntuğ’un ifadelerinden sonra Karaoğlu “Ben şimdi neyle suçlandım” dedi ve Altıntuğ hakkında söylediklerini inkar ederek, “Kendi evime Suriyeli birini niye götüreyim. Öyle hale geldi ki kocasının benim öldürdüğümü söyledi. Ben Halil İbrahim Durgun’u aranıyorsun diye aramadım. Kaçması yönünde bir şey söylemedim. Ben nasıl işler yapıyorum anlamadım ki” dedi. Gazetemiz baskıya girdiğinde duruşma savunmalarla devam ediyordu.
ANKARA